Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

MESLEK ODALARI BİLDİRİLERİ

MESLEK ODALARI BİLDİRİLERİ

Geçen ki “Ne Afrinmiş Be” başlıklı yazıma bir okurumdan çok ilginç bir yorum geldi. Bu okurum yazıma karşı “Çok saçma barış yanlısı olmak hakkında bu yorumları yapmak asıl milletin birliğini tehlikeye atmakta, halkı kışkırtmaktadır. Evet savaşa hayır, İslam barış demektir” diye ikaz ediyor.

Bu yazar tüm okurlarının fikirlerine saygılı olmalıdır ancak karşı fikirleri de cevaplamalıdır. Hiçbir yazımda kışkırtmaya yönelik bir harekette bulunmadım, bulunmam da. Ancak ortaya çıkan bazı gerçekleri yorumlamadan da geçemeyiz.

Bu meyanda ülkemde biz kesim var ki özellikle muhafazakar-milliyetçi, İslami düşünce çerçevesinde uygulamalarla hareket edenler için, ne insanlığa, ne demokrasiye, ne hümanizme ne de inanç birliğine yakışmayan, sözlü ve eylemli saldırılarda bulunurlar, işin tuhaf tarafı da bu saldırılarını meşru bir hak olarak kabul ederler. Bu da yetmez bu sözlü ve sazlı (eylemli) saldırılarına laikçi-Kemalist kılıf takarak, hasmını Cumhuriyetçi-Demokrat aldatmacalarıyla kıstırırlar.

Bu da yetmez hasmına bizim gençlik yıllarımızın popüler jargonu “faşist” damgasını vurular, daha da olmadı, savunma, hak arama, fikir özgürlüğü, masum eylemler ibareleri kullanarak devlet-millet malı demeden, yıkma-yakma da dahil güvenlik güçlerini, yönetimleri ve esas muhatapları halkı şiddetle sindirme eylemlerine girişirler.

Basit bir misalle halka mal olan bir yolda, herkesin yürüme hakkına sahip olduğu bir ortamda giden birinin kafasına taş atıyorlar, kafası kanayan bu kişi “itiraz” ettiği zaman da, “bu yolda yürüme hakkı önce bana ait ardından ben müsaade edersem yürüyebilirsin, o yüzden de seni ikaz ettim” derler. 

Haa, şu var. Böyle bir olay vuku bulduğu zaman da, kafası yarılan insanı bahane ederek kimse bir başkasına aynı hakkı kullanmaya kalkmasın.

Behey haktan, hukuktan, özgürlüklerden bahseden dostum! Yolda yürüme hakkına sahip olan birinin meşru hakkını kullanmasına müsaade etmediğin sahte ideoloji azılıları olarak vatandaşın itirazını “işte siz busunuz, bizleri ötekileştiriyorsunuz” derken, başka birilerinin de halkı uyarıcı eylemlerine “Bu sahte ideoloji azınlıklarına dikkat edin, bunlara fırsat vermeyin” derken; ötekileştirmeci veya bozguncu mu oluyor.  

TTB’nin bildirisindeki zamanlama ve muhtevaya bakar mısınız? Aslında benim için hiçbir değeri ve geçerliliği olan bir bildiri değil. Bunun cevabını aynı gruptan binlerce tabip ve mühendis verdi. Daha ötesine gerek yok derim ancak dünyada fırsat kollayan “leş kargaları” var. Bu kargalar çoğunluk esas temsilciler halkın görüşünü değil de, azınlık fikir ve eylem yobazlarının bildirilerini esas alıyorlar. Neden diye sorarsanız “biz öyle istiyoruz da onun için” diyorlar.

Bu anlayış az evvel örneklerini verdiğim ülkemde yaşayan, devletin en ballı ve kaymaklı imkanları kullanan, en lüks semtlerde ellerinde viski kadehleriyle toplumu küçük, hatta yok sayan fikir, ülke, dava nedir kaygıları olmayan hatta ve hatta ülkemde “ay-yıldızlı bayrağımız” dışında herhangi bir ülkenin bayrağın altında yaşamayı dahi göze alan; yeter ki onların dünyalıklarına dokunulmasın isteyen LAİKÇİ lerin görüşlerini esas alan batı lobilerinin işine geliyor da onun için itiraz ederiz.

Çocukken köyümüzde bir olaya şahit olmuştum. Zamanla evimizde yemiş içmiş, anamın gölgesinde kadınlığı ve kısmen analığı öğrenmiş birisinin belirli bir süre sonra yanyana olan ve suya giden yolun iki tarla sınırından geçmesi burayı kendi tarlasıymış gibi görür, anama iki de bir çıkışır “tarlamdan geçirtmem, suyundan içirtmem” derdi. Anam da bu tavrına gülerek “Allah’ın delisi, önce git de evini temizle” derdi. Aradan bir süre geçer, yine evimizden çıkmaz, yer-içer anacığım hiç onu incitmezdi. Mesele anama karşı hep mahcuptu, mahcubiyetini bu şekilde çıkışlarla örtbas etmeye çalışırdı. 

Savaş karşıtlığı bahanelerle ülkemi küçük düşürmeye çalışanların bildirileri beni hiç ilgilendirmez ancak kimlere mesaj verdiği bizi ilgilendirir. Söz konusu olan benim ülkemse bu bildirilere karşı itiraz hakkını kullanırız. Kimse başkalarının aklı ile hareket etmesin.   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR