Fuarlar ve fayda-zararları
Geçen hafta sonu, Antalya’da dünyanın en büyük fuarı olarak belirtilen 60 bin metrekare alanda Örtü Altı Tarım Fuarında idik. Fuarda sera ve teknolojileri, sulama sistemleri ve teknolojileri, tohumculuk, bitki besleme ve bitki koruma ürün gruplarında lider firmalar yer aldı.
Fuara 25 ülkeden 510 firma katıldığı gibi, 125 ülkeden de 53 bin üzerinde ziyaretçi gelmiş.
30 senedir olduğu gibi, neredeyse ülkemde yapılan önemli fuarları ziyaret ederim. Dünya ve ülkemde sektörde ki gelişmeleri, yenilikleri görme fırsatı yakalarım. Bu fuarı da bir grup arkadaşla ziyaret ettim.
Fuarlar elbette önemli olsa da çoğu fuara tepkim vardır. Bu tepki hoş karşılanmasa da, bana göre, fuarların çok faydası yanında, ciddi oranda bir israfa da yol açtığıdır. Tepki de esas maksadım fuar organizasyonlarına değildir. Cazibe merkezleri olarak sunulan fuarların, şuursuz alıcıların nasıl etki altına alındığı ve gereksiz alımlarla ziyaretçileri masrafa ve israfa sokmasından dır.
Türkiye gibi ortalama arazi varlığı 6 hektar ve çok parçalı, miras hukukunun tam işletilememesi sebebiyle arazi parçalanmasının yüksek olduğu, büyük oranda kuru tarımın yapıldığı bir ülkede fuarları bu şekilde sorgulamam yanlış olmasa gerek. Alet-makine yenilemesinin gereksiz olduğu bir ülkede fuarcılık felsefesine karşı çıkmam ve bu yanlışlar için gerekçesini anlayamam dan dır.
Tekraren ifade etmek gerekirse, konu fuarcılığa tümüyle karşı olmam değil, fuarlarda üreticinin cazibeli satışlarla tuzağa düşürülerek gereksiz alıma zorlanmalarıdır. Bu tür yanlışların daha çok zirai alet ve makine fuarlarında yapıldığı da bilinmelidir.
2024 Örtü Altı Tarım Fuarına karşı çıkmam mümkün olmadığı gibi, aksine alkışlanacak çok şeyi var. Bunu ne anlama geldiğini anlamak için öncelikle bu fuarı ziyaret etmek gerekirdi, öyle de yaptım. Fuarda ilk girişten itibaren o kadar göz alıcı renklerle süslemeler yapılmış ki bakmaya doyulmuyor.
Bu arada şunu da belirtmek gerekir, hatta kuvvetle tenkit ediyorum ki, Antalya Anfaş Fuar merkezinde trafik giriş-çıkışları ve yer bulmak halen büyük bir mesele halinde durmakta. Her gidişimizde bu sıkıntılarla her sene giderek artan bir zahmetle karşılaşıyoruz.
İşin bir diğer tarafında fuara ulaşım zorluğu ve araç parkı yetersizliği var. Şehir dışından gelenler için olmasa da, Antalya merkezden gelen yerli-yabancı misafirlerin, merkezden fuar alanına gelen tramvay ile gelebilirler. Özel araçlarıyla gelmelerine ihtiyaç yok. Tramvaydan sadece 200 m yürüyecekler.
Fuarlar teknik ve ekonomik konulara pazar açtığı gibi, sosyal alanlar olarak da kendini göstermekte. Hele de biz hocalar için ayrıca bir sevinç ve mutluluk kaynağıdır. Uzun seneler karşılaşmadığımız dostları ve öğrencilerimizi fuarlarda görebilme imkânına kavuşuyoruz. Bu sefer de öyle oldu.
Konya içinden ve dışından birçok yakın dost ve öğrencilerimizin stantlarını görmek nasip oldu. Her biri büyük başarılara imza atıyor. Bunun yanında Uzakdoğu ülkelerinden (Çin ve Kore başta olmak üzere) gelen firma temsilcileri yanında, Türk Cumhuriyetleri ve Arap ülkelerinden gelenlerin çokluğu da dikkat çekiyordu. Uzakdoğu ülkeleri kendi ürünlerini pazarlama, Türk ve Arap dostlarımız da ürün satın almak için burada ziyarete gelmişler.
Tarım sektörümüzün nerelere geldiği ila alakalı son sözüm, kuraklık, ekonomik krizler ve deprem felaketine rağmen ülkemin tarım sektöründe nerelere geldiği, yabancı dev firmalarla nasıl rekabet ettiğini görmek için tarımın cahil düşmanlarının ülkemde ki bu tür organizasyonlar ve fuarları ziyaret etmeleridir. Bundan gurur duymayanlara sözüm yok, nazım çok.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.