Kitap fuarları (Okuma Günleri): Kitap okuyor muyuz?
Dersler dışında ilkokulda okumayı sevdim. Okumalarımız zamanın popüler serileri olan Texas-Tommiks, Karaoğlan gibi eserlerle başladı. Bunları alacak paramız da yoktu ancak, köyden biri alırsa sırasıyla okumaya başlar, bizden sonra okuyacak olanlara devir ederdik.
Okumalarım ortaokul ile kısa roman türünde kitaplarla devam ettik. Lise çağlarında ise az da olsa para vererek ya da arkadaşlardan ödünç aldığım heyecan verici kısa kitap-romanlarla gelişti, diyebilirim.
Üniversite çağına geldiğimizde ise daha şuurlanmak için ideolojik kitaplar elimizden düşmemeye başladı. Bu sebeple de daha bilerek, ideolojik savunmalarımızı desteklemek üzere okumam sürdü. Bu arada kütüphanem zenginleşmeye başladı. Üniversiteyi bitirmemle beraber okumalarım devam etse de üniversite çağında ki gibi okuduğumu söyleyemem. Bu arada iyi sayılabilecek küçük bir kütüphanem de oldu diyebilirim.
İstatistikler ülkemde okuma yazma oranını 30-40 sene evvelkine göre hayli yüksek olduğunu söylüyor. Günümüzde okuma yazma bilen oranı %97.6 olarak veriliyor. 2008 yılında 6 yaş ve üzeri nüfusta okuma yazma bilenlerin oranı %91.8 iken, 2023 yılında bu oran %97.6 ya yükselmiş.
Türkiye'de yüzde kaçımız kitap okuyor, bir bakalım. Buna geçmeden dünyada okuma oranına göre, Japonya'da toplumun % 14′ü, Amerika'da % 12′si, İngiltere ve Fransa'da % 21′i düzenli kitap okuyor. Türkiye'de yalnızca on binde 1 kişi kitap okuyormuş.
Bunun aksine günde ortalama 5 saat televizyon seyreden Türk Halkı, kitap okumaya senede yalnızca 6 saat ayırıyor. Türkiye, kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin de gerisinde kalmış durumda.
Yale Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre haftada 3.5 saat kitap okuyan bir kişinin 12 yıl içinde ölme riski %17 azalıyormuş. Bu da işin sağlık tarafı. Gelelim esas konuya.
Konya Büyükşehir Belediyesi geçen 9 gün boyunca Konya Kitap Günleri Faaliyetleri düzenlendi. Bir hayli ses getiren bu faaliyeti ziyaret etme şansım oldu. Konusunda uzman olan 150 kadar kitapevi ve yazar, sanatçı, aktivist bu faaliyete şeref verdi; sohbet etti, eserlerini imzaladı; kitapları satıldı.
Öncelikle bu güzel faaliyetinden dolayı Konya Büyükşehir Belediyesini tebrik etmek lazım. Konya bunu senelerdir yapıyor. Önceleri daha küçük ve sağlıksız ortamlarda yapılan bu faaliyetleri insana yakışır bir ortamda Selçuklu Kültür Merkezinde yapması takdire şayandır.
Ülkemde birçok belediyenin, sanat adı altında yaptığı faaliyetlerin muhtevası, sanatçıların çoğu hanende kılıklı, kadim değil de, kendi öz kültürü yansıtan insanlarla yapması karşısında Konya’nın kadim sanat, kültür, fikir ile okumayı sevdirmeyi esas almasını kuvvetle alkışlamak lazım.
Bu faaliyette birkaç salonu ziyaret ettim. Esas meselem faaliyeti (salonlarda doluluk oranı, kitap ve yayıncıların sergilerini, ziyaretçilerin genel hali), analiz etmek olunca, her faaliyeti uzun uzadıya görme şansım olmasa da, geneli hakkında epeyce bilgi topladım ve sonuçlardan memnun oldum.
Bir defa faaliyeti ziyaret eden insanların yapısına bakılırsa daha muhafazakâr, genç kişiler ile çoğu çocuklu ailelerin daha fazla olduğu görülüyor. Çocuklar için eğlence babında fazlaca bölüm ayrılmış olması ile çevrenizde cıvıldayan çocuk sesleri arasında gezmek zevk verici geldi bana.
Bunca güzel ve ziyaretçilerin de hayli fazla olduğu bu faaliyette, kitap satışlarının düşük olması gibi bazı tespitlerim de oldu. Satılan kitapların ziyaretçi sayısı ile pek de orantılı olmadığını söyleyen yayımcıların, kültür hizmeti vermekten memnun olduklarını ifade etmeleri ise manidardı.
Satış yapılan bölümlerde daha çok kurumsal şirket veya devlet yayınevlerine ait basılan kitaplardan ibaretmiş. Sebebi ise sattıkları kitapların daha ucuz olması şeklinde izah edildi.
Büyüklerimize göre “bir kitap bir dünya ve ruhun ilacı demektir”.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.