Mevlânâ Hazretlerinin kerâmeti
Evliyânın kerâmet gösterdiğini ehl-i sünnet itikâdında olanlar kabul eder.
İtikâdı bozuk olanlar kabul etmezler. İstanbul Üniversitesi'nde doktora yaparken, Süleymâniye Kütüphânesi'nde araştırma yapıyordum.
Abdülmecid Sivâsî (ö.1649)'nin eski yazı bir kitapta şöyle dediğini okudum ve hayran kaldım: Bir gece Mevlânâ Hazretleri rûhâniyetiyle yanıma geldi ve bana, "Benim Mesnevîmi şerh et" dedi.
Ben de, "Efendim, her lafzı inci tanesi gibi olan Mevnevînizi şerh etmekten hayâ ederim" dedim.
O da, "Şerh et, şerh et" dedi ve gitti. Birkaç gün geçti, tekrar geldi ve bana, "İsteğimi yerine getirmiyorsun, tepene tokmak mı indirelim?" dedi ve gitti. O gün sabah erkenden kapımın tokmağı sert bir şekilde vurulmaya başlandı. Kapıyı açtığımda, bir de ne göreyim, karşımda heybetli bir subay var. Ne istediğini sorduğumda, "Padişahımız Hazret-i Mevlânâ'nın Mesnevîsini şerh etmenizi emretti" dedi. Bunun üzerine Mesnevî'yi şerh ettim.
Selçuk Üniversitesi Dergisinde yayımladığım " Hazret-i Mevlânâ'nın Mesnevî Şerhleri" adlı bildirim sayesinde, sözkonusu şerhin mevcut olduğunu öğrenince, çok sevindim.
Abdülmecid Sivâsî Hazretleri, İstanbul'un üç büyük evliyâsından biri olan ve kabri Eyüp-Nişanca'da bulunan Murâd-ı Münzevî'nin hemen yakınında medfûndur.
Diğer iki büyük evliyâ ise, Saraçhâne'den Unkapanı'na inerken İMÇ bloklarının karşısında medfûn olan Muhammed Emîn Tokadî Hazretleri ve Üsküdar'da Zeynep Kâmil hastanesi'nin yukarısında Kartal Baba Camisinin yanındaki hazîrede medfûn olan Abdülfettâh el-Akrî el-Bağdâdî Hazretleridir.
Ayrıca burada Osmanlı Seyhulislâmı Arif Hikmet Bey ve babası da medfûndur.
Bu arada "Evliyâyı anmak, Allahü teâlâyı hatırlamaya vesîle olur" hikmetli sözünü hatırlatmakta yarar vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.