Normal Hayata Nasıl Döneriz?
Salgınla tanışalı ve bizi evlerimize hapsedeli 1,5 ayı geçti. Alınan onca tedbire rağmen düştü, düşüyor derken hastalığa yakalananlar yüz bini, hastalığı yenemeyip vefat edenler de 2 bini geçti. Her akşam açıklanan test sonuçlarına göre anormal bir yükseliş yok ama aşağıya doğru bir seyir de yok.
Yaşadığımız bu olağanüstü halin bizim için sevindirici yanları: Hasta sayısı artmasına rağmen hastanelerimiz dimdik ayakta, hastalığa yakalanma riskine rağmen sağlık çalışanları, fedakarca görevlerinin başında, iyileşen hasta sayımız her geçen gün artmakta, Sağlık Bakanı konusuna hakim, işin ciddiyetini bilen Bilim Kurulu yerinde yeni tedbirler önermekte, vatandaşın ekseriyeti evde kalma, sosyal mesafeye riayet etme ve maske takmada duyarlı; alınan tedbirleri uygulamada, yeni kararlar almada ve kriz yönetiminde devlet başarılı; tıbbi cihaz, maske başta olmak üzere ülke, mal ve erzak temininde sıkıntı çekmemekte.
Salgının bizi üzen yanları ise hastalığa yenik düşen insanlarımızın olması ve belirsizliğin daha ne kadar süreceğinin bilinememesidir. Yaşamakta olduğumuz bu olağanüstü hal ne zamana kadar böyle devam edecek? Devletin ve milletin bu çilesi ne zaman sona erecek? Dahası, salgın sonrası bizi nasıl bir hayat ve gelecek bekliyor, bunu da bilmiyoruz. Zira bu puslu havada burnumuzun ucunu görebildiğimiz yok.
Çoğu iş sektörü durmuş, çoğunluk evlerine çekilmiş ve millet olarak sıtmaya razı olmuş şekilde hayatımızı yaşarken normal hayata yeniden merhaba diyebilmek için aldığı bir dizi tedbirler üzerine devletin, yeni radikal tedbirler alıp yürürlüğe koyması lazım:
*Hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağı 14 güne çıkarılmalıdır. Tarım, eczane, hastane, fırın ve zorunlu birkaç sektör elemanı dışında bu yasak herkese uygulanmalı. Zaruri ihtiyaçları gidermek için yeterince vefa grubu, güvenliği sağlamak ve yasağın tam uygulanabilmesi için polis ve jandarma görevinin başında olmalıdır. Bu süre zarfında evinde yüksek ateş, öksürük ve yorgunluk gibi koronavirüs belirtisi yaşadığını telefonla yetkililere beyan eden kişilerin, hastanede tedavi altına alınması sağlanmalıdır. Hastalar bu şekil tedavi altına alındıktan sonra evinde 14 gün boyunca bir semptom geçirmeyenler, 14 günün sonunda sokağa çıkabilmeli ve işine kaldığı yerden devam edebilmeli. Yani normal hayata geçilmeli. Çalışma esnasında hastalığın yeniden nüksetmemesi ve yeni bir salgına sebebiyet vermemesi için sosyal mesafeye aynen riayet edilmeli ve yakın mesafe çalışmak zorunda kalanlar maske takmaya devam etmeli.
*Salgında önemli bir görev ifa eden Bilim Kurulu, ardından kurulan Toplum Bilimleri Kurulu gibi stratejistlerden müteşekkil bir kurul daha kurulmalıdır. Bilim Kurulu, hastalığı minimuma indirmek için öneriler sunmaya devam etsin. Toplum Bilimleri Kurulu da uygulamaya konacak kural ve tedbirlerin nasıl olması gerektiği konusunda görüş bildirsin. Yeni kurulacak stratejist kurulu da salgın sonrası bizi ve dünyayı ne bekliyor? Hayatımızda ne gibi değişiklikler olacak? Bize nasıl bir dünya dayatılacak? Kurulacak bu yenidünya düzeninde bizler ne yapabiliriz? Devlet ve millet olarak üzerimize ne gibi görevler düşüyor gibi sorulara cevap aramalı, devlete görüş bildirmeli ve öneriler sunmalıdır. Açıkçası böyle bir kurula ihtiyaç vardır. Çünkü bize evde kal diyenlerin evlerinde kalmadıkları, yenidünya düzeni üzerinde çalıştıkları dünyanın malumu. Yarın salgın sonrası apışıp kalmayalım.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.