ÖZEL GÜVENLİKTEN, KURUMLARIN SAATLERİNE…
Yine sizlerden gelenlerle yerel sorunları ya da sıkıntıları, istekleri yazmaya devam ediyoruz.
Önce özellikle hastanelerde görevli özel güvenlik görevlilerimiz ile ilgili bir ricada bulanacağız.
Dün sabah bir iş adamımız aradı. Kelimelerini seçerek, üstüne basa basa itina ile özetle şöyle diyordu;
“Uğur abi annem omurilik ameliyatı oldu. Zor yürüyor. Beyhekim’de rehabilitasyon merkezinde tedavi görüyor. Dün sabah yine annemi ben götürdüm. Annemi asansöre kadar götürüyorum orada karşılıyorlar. Aracımı her zaman olduğu gibi hastanenin giriş kapısının yanına koydum. Çünkü annem zor yürüyor. Tekrar söylüyorum, girişi kapatmadım, yolu kapatmadım, biliyorum ki her an bir ambulans ya da açıl vaka gelebilir. Özel güvenlikçi arkadaş geldi. Arabayı buraya koyamayacağımı söyledim. Durumu izah ettim. Ve annem kolumda yürümeye devam ettim. Asansörün oraya geldiğim zaman bir anda güvenlikçiler çoğalmışlar ve beni çevirdiler. Gerçekten de bizim için de hoş olmayan bir durum yaşandı. Özel güvenlikçiler daha anlayışlı olamazlar mı? Biz vatandaş olarak bu durumu kime nereye şikayet edebiliriz?”…
………..
İşte hastane denildiği zaman, ilk aklımıza gelmesi gereken şey bence hasta ve hasta yakını psikolojisi olmalı. Bu konuda bize aktarılanlara göre direkt özel güvenlikçi haklıdır. Niye? O görevli bir hastayı idare etse, diğeri görüp onu yapacak. Ya da bir görevli görecek “niye görevini adam gibi yapmıyorsun?” diye fırçalayacak.
Hasta ya da hasta yakını açısından bakıyorsunuz yaşlı bir teyze omurilik ameliyatı geçirmiş yürümekte zorlanıyor. Araç parka konsa asansöre kadar bu insan nasıl gidecek?
Hasta yakını yüzde yüz haklı. Anasını sırtında götürse tüm gazetelere manşet olur.
O zaman?
Görmedim. Belki tek taraflı dinledim. Ancak aklıma gelen ve tek bildiğim bir şey varsa o da hasta ve hasta yakınının psikolojisinden anlayabilmektir.
İnanın doktorlara, yanlarında çalışan personele, sağlıkçılara o kadar üzülüyorum ki. Ben devlet hastanelerine de giderim, özele de. Hata sağlık ocaklarında pek çok tanıdığım doktor ve hemşire vardır. Onların müsait zamanlarında onları asla meşgul etmeden yanlarında oturur gözlem yaparım. Bu insanlar ne kadar iyi niyetli, güler yüzlü olurlarsa olsunlar hasta ve hasta yakını taşı çatlatıyor.
Bu nedenle tüm özel güvenlik görevlisi arkadaşlardan özellikle de böyle hastane, eğitim gibi hassas konumlarda görevlilerin biraz daha anlayışlı ve su götürür yolu bulmalarını rica ediyoruz.
MEFTANIN İSLAMİYETİ YAŞADIĞINA ŞAHİTLİK EDER MİSİNİZ?
İşte yine son derece hassas ve sıkıntılı bir konu, bizde defalarca dinledik tanısak da tanımasak da şahitlik ettik. Ama bir abimiz dün ısrarla yazınca dayanamadık konuyu buradan cemaat adına yetkililere iletelim istedik.
Abimiz pazar günü Üçler’in orada Hacı Veyis Camii’nde cenaze namazında imiş. Biz de orada defalarca namaza katıldık. Hatta aynı anda tanıdığımız tanımadığımız üç dört cenazenin namazını kıldık. Allah kabul eder inşallah.
Burada hocamız her zaman olduğu gibi dün de sormuş
“Meftaların İslamiyet’i yaşadıklarına şahitlik eder misiniz?”…
Abimiz diyor ki “Kardeşim ben adamın omzundaki melek miyim? Ne biliyim bu soru çok garip geliyor. Bir de bu soru yeni adet oldu, buna birisi engel olsun. Şahsi haklarımızı helal ediyoruz amma adamın yaşantısına bilemeyiz ki. Biz kendi yaşantımızı bile sorgulayamıyoruz adamın yaşantısını ne biliyim?”…
…………
Evet düne kadar böyle bir cümle yoktu. Şimdi var. Bu alan bizim fetva verebileceğimiz bir alan olmadığı için durumu ilgilere aktarmak için sadece elçilik yapıyoruz.
PİS MİLLETİZ VESSELAM
Kimse üzerine alınmasın ama bizde bir sıkıntı var. Hiç ben yapmadım o yaptı filan da demeyelim.
Dün sabah 8 sularında bir bayan okurumuz bize bu fotoğrafı çekmiş ve gönderiyordu. Altında da şunları yazmıştı “Burası Zafer Meydanı. Sağlık İl Müdürlüğü’nün önü. Ne zaman adam oluruz?... Hiçbir zaman”…
Vatandaş çok kızgın. Ancak hep duruma iki taraflı bakmak lazım. Düşünsenize bir gün öncesi pazar yani tatil günü idi. Bahardan kalma bir gün yaşandı. Zafer’de tek kelime ile iğne atsan yere düşmezdi. Buralarda oturacak yer bulamazdınız. Ama her poposunu buraya yerleştirenin ağzı durmadığı için yediğimizi, içtiğimizi ağaçların dibine atıvermişiz. Haaa diyeceksiniz ki belediyeler ne iş yapar? Vallahi bu bölgelerde belediyelerin dahası belediye işçilerinin arı gibi çalıştığına şahitlik ederim. Sonuçta her şeyi bir kenara bırakalım. Yediğimiz içtiğimiz çöpü gidip çöp tenekesine atsak buralar böyle mi olur? Bizde bir sıkıntı var kim ne derse desin.
KURUMLARIMIZIN SAATİ Mİ ŞAŞTI
İşte bir okurumuz vergi parasını yatırmak için girmiş sıraya sıramatikten numarasını almış.
Bir bakmış ki sıramatik kağıdında saat 11.29. Bir de kendi saatine bakmış saat 10.57….
Bu ne iş demeyin.
Pazar günü pek çoğumuzun da telefonlarındaki saatler değişmişti değil mi?
Ama demek ki resmi kurumlarımızda pazartesi saat değişikliği hâlâ devam ediyormuş.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Üç şeyi kötü günIerinde dene, eşini, dostunu ve sabrını.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Gripken hasta iken karşılaştığımız insanlarla hiçbir şey yokmuş gibi sarılıp öpüşmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.