Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Pandemi-Kuraklık El Ele

Pandemi-Kuraklık El Ele

Dünya ve ülkem bir seneyi geçen bir sürede Pandemi süreci yaşıyor ve de ne kadar da süreceği kesin bilinmiyor. Uzun yıllara göre Kovit-19’a kadar hiçbir pandeminin 1 seneden fazla sürmediği ifade ediliyor. Öte yandan konu uzmanlarınca öyle açıklamalar yapılıyor ki bu Pandeminin belki de 10 yıl daha süreceği belirtiliyor.

Tarımsal üretim de yazlık ekime hazırlanılıyor. Yazlık ekimlerde sulu alanlar dışında kuru alanlarda daha çok baklagiller, bazı yem, hububat ve yağlı tohumlu bitkilerin bazıları üretime alınır. Esas konumuz budur. Yani Pandemi sürecinde nasıl bir üretim planlaması yapılmasının gereğidir.

Son 3 ayda Ülkemin neredeyse Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinin çoğunu gezdim. Bu gezilerimin temel amacı üreticileri kuraklık şartlarında yetiştirilecek bazı bitkilerin üretimi yönlendirmekti. Daha da açığı aspir üretiminin artırılmasına yönelik çalışmalardı, diyebiliriz. Gezilerim sırasında bu yörelerin de kuraklık riskine şahit oldum. Tüm yörelerde uzun yıllara göre alınan yağış % 50 kadar düşmüş durumda. Pandemi belasının da ne kadar süreceği bilinmiyor. Yani PANDEMİ ile KURAKLIK el ele.

Böyle deyip de ağlayacak halimiz yok. Alınacak tedbirler var, olmalı da. Bunun için verimli topraklar olmasa da, ziraat her zeminde çare üretebilme sanatıdır da. Geçen yazımda “uzun yıllardır önemini bürokratlar, çiftçiler ve akademisyenlerinin anlatamadığını PANDEMİ tek başına anlattı; ziraatın vazgeçilmez olduğunu ortaya koydu, demiştim. Durum bu iken ziraatçılara düşen “yeni çözümler üretmek bu şartlar için de ürün çeşitlendirilmeleri ortaya koymaktır”.  

Bunun için yapılması gerekenlere, yani Pandemi-kuraklık işbirliğine çözüm üretme sadece teknik değil aynı zamanda siyasi otoritenin de aynı duyguları paylaşması esastır. İleride doğabilecek kötü sonuçlar için teknik bakışı suçlamak olmamalı, siyasi otorite (Bakan) de bunu kabullenmelidir.

Bunca laftan sonra “ne yapılabilir”’ e verilecek cevap

- Pandemi-kuraklık işbirliğinin uzun yıllar alacağı düşünülmeli,

- Boş (nadas, üretim dışı kalmış) arazilerin tümü bir şekilde üretime alınmalı,

- Yazlık ekimler için öncelik ihtiyacımız olan (yağ, yem) bitkilerinin üretimine öncelik verilmeli, bu manada hem kuraklığa en dayanıklı hem de ihtiyacımız olması bakımından yağ ihtiyacı için aspir, yem ihtiyacı için de fiğ ve korunga tercih edilmeli,

- Bunun için üretim için maliyet hesabı yapılmamalı, sadece üretime yönelinmeli,

- Muhtemel fazla üretimler için depo alanları oluşturulmalıdır.

Duruma göre yöresel ürün çeşitlendirilmeleri farklı olsa da burada esas ölçü kısa vejetasyonlu, fazla su istemeyen ve ülke ihtiyacında önde olan bitkilerin tercih edilmesidir.  

Bu bilgilere dayalı olarak ülkemin önemli ve acil ihtiyacı bitkisel yağ ve yem açığının karşılanmasına yönelik tedbirlerin alınmasıdır. Bu durum acildir ve önemlidir. Yemeklik yağda dışa bağımlılığımız fiyatların oynamasında esas rolü oynamaktadır. Yıllar yılı sürebilecek olumsuz şartlara karşı yapılması gerekenlerin devreye almasının gayreti içinde olmamız gıda güvencesinde esas faktördür.

Biz teknik ziraatçıların esas görevi şartlara göre çözüm üretebilme yeteneğini ortaya koymaktır. Çiftçiye düşen olağanüstü (fevkalade) durumlar göre üretim yapılmasının düşünülmesi, devlete düşen de maliyet hesabı yapmadan üretim planlaması yapması ve üreticileri üretime cesaretlendirmesidir. Hiçbir maliyet canlı sağlığından daha önemli değildir. Aç veya yeterince doymamış insana aşı da, sabır da kar etmeyebilir. Esas maliyet insan kaybı ile ülkeye daha da yüksek olabilir. Pandemi-kuraklık işbirliği de tüm üretim elemanlarının işbirliği ile çözülür. En kısa zamanda her türlü beladan kurtulmamız dileği ile

Allah’a emanet hayra muhatab olunuz, efendim. 

       

 

 

 

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR