Radyo ve Televizyon Üst Kurulu kısa adı RTÜK.

Görsel-işitsel medya hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğü temelinde paydaşların hak, menfaat ve değerlerini gözeterek politika geliştirmek, düzenleme ve denetleme yapmak.

Görsel-işitsel medya hizmetleri alanında sektöre yön veren, uluslararası düzeyde söz sahibi bir otorite olmak.

Misyon ve vizyonu ile hareket eden.

Radyo ve televizyon yayıncılığını düzenleyen ve denetleyen kamu otoritesi olarak, sahip olunan saygınlık, güvenilirlik ve şeffaflığı sürekli kılmak, yeni iletişim teknolojilerini sektöre kazandırmak, etik ilkelere önem vererek görsel-işitsel medyada çoğulculuğu sağlamak, izleyici bilincini oluşturmak, insan onuruna, hak ve özgürlüklerine saygılı, iletişim özgürlüğünün hakim olduğu bir yayıncılık alanı yaratmak ve kalite yönetim sisteminin şartlarına uyup sistemimizi sürekli iyileştirmek kalite politikasında olduğunu beyan eden bir kuruldur.

Bu misyon, vizyon ve kalite politikasında kurula çok iş düştüğünü hepimiz farkındayız.

Günümüzde maalesef televizyon hayatımızın bir parçası, olmazsa olmazımız haline gelmiştir.

Gençlere, ailelere örnek bir yaşam sunan televizyon programlarından kaç kişi memnun.

Sabah seri katillerin ne şekilde suçu işlediğini anlatan.

Aile içi şiddetin neden,  nasıl yaşandığını, sonucunda nasıl suç işlediğini, ailesinden suç ile nasıl yardım aldığını gösteren.

Öğlen, gelinlerin evleri, düğünde ne takıldığı, ne alındığı tartışmalarının olduğu. 

Akşam,  gelin kaynana çekişmesi, tartışması ile yemek programları sunan.

Hangi kanalın yanlı haber verdiğini bilen ve ona göre kanal seçen bir toplum ve bu toplumu yönlendiren programlar bizi bu hale getirdi.

Sizce, o kadar kanaldan, ne kadarı Türk gelenek göreneği ve yaşamını yansıtan program yapıyor?

En başta büyüğe, öğretmene saygıyı hangi kanalda görüyoruz.

Hani hepimiz eskiden biz diye başlıyoruz ya.

Biz o eskideni çocuklarımıza gençliğe veremiyoruz.

Çünkü ayarlarını evimizdeki televizyonlar bozmuyor mu?

Öğretmene, büyüğe saygı kalmadı diyoruz.

Çünkü televizyonda sana kimse karışamaz diye öğretilmiyor mu?

Evli ailelerde, geline senin değerin alınan eşya, takı, düğün salonu ile eş değerde, bunlar yapılmıyorsa damat seni sevmiyor diye nifak sokulmuyor mu?

Okul filmlerinde, öğretmenle dalga geçme, öğretmene kafa tutup dersi terk etme gibi dizi ya da filmler ile sen de bunu yapabilirsin denilmiyor mu?

Yine kayınvalide gelin programlarında, geline kendini ezdirme, sen köle değilsin istediğini yap ve söyle diye öğretilmiyor mu?

Bir dönem gençlerin bir dizi sonrasında, sokaklarda siyah takım, siyah gömlek ile dolaşıp kendini dizi kahramanı gibi gördüğünü unuttuk mu?

Hani manevi değerlerimiz?

Hani büyüğe saygı küçüğe sevgi nerede?

Hani örf, gelenek ve göreneklerimiz?

Peki şimdi gelelim RTÜK’e.

Bu tür program yapan kanalarımıza yukarıdaki misyon vizyon ve kalite programınıza göre ikaz etme, uyarma yetkiniz yok mu?

Bu tür programların, aileleri toplumu böldüğü, kin ve nefretin arttığını göre göre izin verilmesine ben anlam veremiyor ve kabullenemiyorum.

Sanırım siz de kabullenmiyorsunuz.

O zaman;

Yetkililerden vatandaş olarak, eğitici, öğretici, Türk geleneklerine uygun, vatan-millet sevgisini aşılayan programların teşvikinin yapılmasını özellikle rica ediyoruz.