Geçtiğimiz hafta, Ilgın’ı ilgilendiren bir haber yayınlandı basınımızda.  O haberle birlikte, Ilgın ekonomisinin, Ilgın turizm sektörünün, Ilgın esnafının hayallerine, geleceğine ateş düştü.

Ciğeri yandı Ilgın’ın.

Neden mi?

Aralarında Ilgın Termal Turizm Merkezi’nin de bulunduğu 35 turizm bölgesinin, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi olma özelliği iptal edildi.

31 turizm merkezi ile 10 kültür ve turizm koruma gelişim bölgesinin sınırları yeniden belirlendi.

Konuyla ilgili haber şöyleydi;

“Ilgın Termal Turizm Merkezi’nin de aralarında bulunduğu 35 turizm bölgesinin iptal edilmesi, 10 kültür ve turizm koruma gelişim bölgesi ile 31 turizm merkezinin ise sınırlarının yeniden belirlenmesine dair Cumhurbaşkanlığı Kararı, 30887 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı.”

Ilgın, termal turizm merkezi olma özelliğini 16.12.2006 tarihinde 26378 sayılı resmi gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı ile kazanmıştı.

Bu süreç geçtiğimiz hafta, yayınlanan iptal kararıyla sona erdi.

Ilgın’ın iki kıymetlisi vardı, Şeker Fabrikası ve Ilgın Kaplıcası…

Yüz yıllardır, Ilgın Kaplıcaları olarak bilinen kaplıcalar 2007 yılı başından bu yana taşıdığı özelliği bu iptal kararıyla kaybederken, Ilgın, Şeker Fabrikasının satışı öncesi ve satışında yaşadığı sendromu, satış iptali sonrasında buruk da olsa bir sevince dönüştürmüştü.

Kültür ve turizm, koruma ve gelişim bölgesi olma özelliğinin iptali, hem kaplıcanın, hem de Ilgın’ın boynunu bükük bıraktı.

KİME NE DESİN, DERDİNİ KİME YANSIN, HANGİ KAPIYI ÇALSIN ILGIN?

Ilgın, Hitiler döneminden bu yana bir su şehri. Tarihi Kral Yolu’nun üzerinde olması değeri artırmış. Selçukluların da su şehri olma özelliğini taşıyor. Selçuklu Ilgın’a kaplıca şehri anlamına gelen “Ab-ı Germ” demiş.

Ilgın, tarihin birçok döneminde ilgi gören şehirlerden birisi.

Cumhuriyetten itibaren de ilçe olarak kabul görmüş, Konya’nın en sevilen, en ilgi çeken ilçelerinden biri olma özelliğini taşıyor.

Günümüz Ilgın’ı dertli, derdini anlatacak, yarasını saracak, dinleyecek, derdine derman olacak bir kapı arıyor!

Çalacağı en yakın kapı, dost kapısı, dostun kapısı…

Bu kapı, elbette Konya Milletvekili Tahir Akyürek’in kapısı….

Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı olan Tahir Akyürek, 3 dönem Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı.

Ilgın’ın durumunu, konumunu, Ilgın Kaplıcası’nın Ilgın için ne demek olduğunu, ne ifade ettiğini en iyi bilen bir isim.

Sayın Akyürek, bu durumu düzeltmek için, Ilgın’a bu özelliğinin yeniden iadesi için, olumlu adımlar atılmasına vesile olmaktan çekinmez diye düşünüyorum.

Ayrıca Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’ın ve Konya Milletvekillerinin de, Ilgın’ın termal turizm merkezi olma özelliğinin tekrar kazanması noktasında gerekli adımları atacaklarını düşünüyorum.

Hatırlarsanız bir tarihte, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün “uluslararası” statüsü elinden alınarak, bölgesel statüye düşürülmüş, elindeki “uluslararası” statüsü de Diyarbakır’a verilmişti.

Bu olayın üzerinden yaklaşık altı ay geçtikten sonra, Bahri Dağdaş’ın statüsü iade edilmişti.

Ilgın dilerim kazandığı bu statüyü, yeniden kazanır. Ancak bunun için, gereken adımların atılması gerekiyor. Hem de hiç vakit geçirmeden.

KAPLICA ILGIN İÇİN HAYATİ BİR ÖNEM TAŞIYOR!

Ilgın Termal Turizm Merkezi; Ilgın’ın doğusunda ve Ilgın-Akşehir yolunun 2. kilometresinde yer alıyordu.

Bu kaplıca, Konya’nın şifa kaynaklarından biri olarak anılagelmişti,

Nasıl mı?

Evliya Çelebi, Ilgın isminin şehrin batısında Selçuklu ve beylikler döneminde “Ab-ı Germ” diye bilinen ılıcadan geldiğini bildiriyor.

Katip Çelebi, Cihannüma adlı eserinde Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat tarafından kaplıcanın kagir kubbe ve içindeki havuza iki mevziden aslan ağızlı lülelerden su akan hamam bina ettirdiğini söylüyor.

Tarihçi Hammer, kendi adını taşıyan Hammer Tarihinde,  Osmanlı Sultanı IV. Murat’ın 1638 de Bağdat’a giderken kaplıca önünde otağını kurduğu ve burada bir saray inşa ettirdiği belirtiyor.

Kaplıca Kitabesinde ne yazdığına gelince;

 “Buraya gelenlere ve su alanlara! Bu temiz şifa yeri şahlar şahı büyük sultan, milletlerin hükümdarı Arap, Acem Sultanlarının Hükümdarı Dünya da Allah’ın gölgesi dünya ve dinin ışığı Ebul Feth Keykubad bin Kılıçarslan mü’minlerin emrinin delili, Allah onun devletini ebedi ve iktidarını güçlü kılsın." Sultan iktidarı günlerinde 1236 senesinde Allah’ın güçsüz kulu Tanrı rahmetine muhtaç Cemaleddin yaptı.”

Ab-ı Germ 1236 tarihli ve Arapça ile işlenmiş bu kitabeye göre kaplıcanın I. Alaeddin Keykubat tarafından yaptırıldığı anlaşılıyor.

Bu şu demek, Selçuklular zamanından beri bilinen, şifa kaynağı olduğu yüzyıllardır tescilli bir kaplıca Ilgın Kaplıcaları.

Ilgın için hayati bir önem taşıyor bu kaplıca.

Kaplıca demek, Ilgın’a gelen ziyaretçi sayısının her geçen yıl artması, şehrin gelişmesi ve kalkınması demekti.

Konya’nın bu alandaki, tek turizm merkezi olan Konya Ilgın Termal Turizm Merkezi bu özelliğini kaybederken, Konya’nın Termal Turizm Merkezi kalmadı.

Sadece elimizde, 26.12. 2017 tarihinden itibaren Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi (KTKGB) ilan edilen Derbent Aladağ kaldı.

ILGIN İMDAT BEKLİYOR SAYIN AKYÜREK!

Ilgın eşittir kaplıca yani Termal Turizm demekti. Yazık oldu. 2006 Aralık ayından geçtiğimiz haftaya kadar bu özelliği taşırken, aradan geçen yaklaşık 13 yıla karşılık ne oldu da, bu özelliğine veda etti?

Bugün için belki hiçbir şey anlaşılmaz, ancak size değer katan özelliklerinizin eksikliği yarınlarda çok daha belirgin olarak ortaya çıkar. Ilgın’a yazık edilir, yazık olur!

Ilgın, Konya’nın her açıdan gelişmeye, ilerlemeye layık ilçelerinden birisi.  Böyle bir yaklaşımı hak etmiyor diye düşünenlere katılıyorum.

Ilgınlılar, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı, aynı zamanda Konya Milletvekili

Tahir Akyürek’ten çok şey bekliyorlar!

Ilgın özellikle sizden imdat bekliyor, yardım bekliyor, destek bekliyor Sayın Akyürek!

Ilgın bu karar sonrasında, ne yapacağını şaşırmış durumda!

Kaplıcanın Termal Turizm Merkezi özelliğinin iptalinden sonra, Ilgın’dan geriye ne kalacak, diyen Ilgınlıları duymuş olmalısınız!

Dahası…

Ilgın’ın derin bir karamsarlığın içine düşeceğini

Ilgınlıların kalbinin kırılacağını,

Yarına dönük ümitlerinin kalmayacağını,

Size daha başka nasıl anlatalım Sayın Akyürek?