Ülkemizde eşine az rastlanır bir durum yaşıyoruz. Konyaspor 3-0 mağlup durumda ve binlerce Konyaspor taraftarı, takımlarını alkışlıyor, onların lehinde tezahürat yapıyor.  Onlarca stadyumda maç izledik. Takımların iyi olduğu kötü olduğu anları yaşadık ama hiç bir zaman kupa mesaisindeki gibi bir ambiyans yaşamadık. 

Konyaspor 2016 yılında Avrupa'da yenilmeyen tek takım unvanını kaybetti.

 Olsun...

Kupada tur şansını neredeyse yok etti.

 Olsun...

Önemli olan bir takım hüviyetine kavuşması, taraftarı, basını, yönetimi futbolcularıyla kenetlenip bir şehir takımı nasıl olunur tüm ülkeye göstermesiydi.

Tabii ülkemizde maçlar ne yazık ki sahada oynanmıyor.

Bir şeyler mutlaka sahanın önüne geçiyor.

Konyaspor-Fenerbahçe maçında da buna bizzat şahit olduk.  Buna sözde büyük takımların başkanları, hakemler, federasyon ve ne yazık ki yayıncı kuruluş devreye giriyor. Maç sonunda maçın özetini ve yorumları da dinleyince, özellikle yayıncı kuruluş daha çok reklam ve izlenme oranını arttırma sevdasında olduğuna şahit olduk. Zaten kupa maçlarını yayınlayan televizyonun en başından beri maç sırasındaki yorumlarına kulak kabartınca, kimse bir iki Anadolu takımının final maçı oynamasını istemiyor!

Konyaspor, bu sezon özellikle 2016 yılında tüm istatistikleri alt üst etti. Haklı bir başarıya imza atarak ligde gösterdiği performansı kupada da yakaladı.  Kimse şöyle veya böyle deme hakkına sahip değil. Ligde 3. sırada olup da kupa da ilk maçında elenseydi belki hak verilirdi söylenenlere.

Taraftara gelince, yine hınca hınç doldurdu tribünleri. Kendisine düşen görevi on numara 5 yıldız yaptı. Yaptığı koreografi yine görülmeye değerdi. Yani Konyaspor taraftarı yine bu sezonun şampiyonu oldu.

Bu güzelliğe yakışmayan sadece sonuçtu.

Hakeme gelince, sanki kupada final maçını yöneteceği konusunda kendisine söz verilmiş gibiydi. Fenerbahçe lehinde daha çok düdük çalarken,  futbolu güzel ama futbol karakteri kötü olan Volkan Şen'e centilmenlik dışı yaptığı hareketlere kart göstermemesi, 19. dakika da Abdoulaye Ba'nın Rangelov'un neredeyse burnunu kırmasına müsaade etmesi göze çarpan noktalardı. Açıkçası korkak davrandı.

Ligde Konyaspor'a yenilen Fenerbahçe’ye kupada eyyamcılık yaptı.

Tabii Aykut hocaya da bir şeyler söylemek lazım. Tercihlerine saygımız var ama kupada yarı finale kalan bir takımda haftalardır maç oynamayan kaleci Kaya ile başlamanın mantığını anlayamadım.   Kaya'nın yediği 2. gol, tüm takımın gardını düşürdü ve maç o anda bitti zaten.

ATİKER KONYASPOR

Konyaspor yönetimi Fenerbahçe maçı öncesinde bir sürpriz yaparak, yeni sezon için takımın isim sponsoruyla 3 artı 2 yıllık sözleşme imzaladı. Konya'dan tüm Türkiye'ye ulaşan 50-60 ülkeye ihracat yapan,  Konya'mızın sayılı firmalarından olan Atiker ile anlaşma yaptı.  Oğul Ömer Atiker daha önceden yönetimdeydi. Konyaspor'un nakit sıkıntısı yaşandığı dönemlerde ilk çalınan kapı hep Atiker oldu.  Başta Mehmet Ali Atiker ve oğul Ömer Atiker her zaman çalınan kapıyı boş çevirmedi. Şimdi, daha kapsamlı daha çok maddi kaynak ayıran Atiker ailesi, yeşil beyazlıların isim sponsoru oldu. Ligin bitimiyle birlikte Avrupa arenasında da boy gösterecek olan yeşil beyazlıların ismi Atiker Konyaspor olarak yazılacak, öyle de okunacak.

Her iki tarafa da hayırlı olsun.

Başarı olunca destek de artıyor tabii. Umarız, hem Avrupa'da hem de yeni sezonda Konyaspor kaldığı yerden devam eder.

Etmeli ki; bu sezon yakaladığı başarının dedikodusu yapılmasın.