Konya yine şaşırtmadı. Alamadığı hizmetler için, İstanbul’a yapılacak yatırımlar için oy verdi. Saygı duyup, talip oldukları görevlere seçilen tüm adayları kutluyor ve başarılar diliyorum. Seçilemeyen ama yarışa girme medeni cesaretini gösteren diğer tüm adayları da özellikle kutluyorum.

Bugüne kadar herkes seçimlerle ilgili bir şeyler yazdı, çizdi… Bense avukatlar günü sebebiyle geçtiğimiz haftaki yazımı mesleğime ayırmış ve değerlendirme yapmamıştım.

Bugün ise siyasi ve ideolojik değerlendirmeden çok; belki de en çok ihtiyacımız olan nezaket ve hoşgörü penceresinden bakacağım.

Evet, seçim elbette bir yarıştır. Seçimi kazanmayı elbette herkes ister. Bu anlamda elbette tanıtım ve propaganda yapılır.

Ama… Seçim çalışması yapılırken rakibinize olanca nezaketsizliği, olanca hakareti ve iftirayı yapmazsınız, yapmamalısınız…

Bu yüzden, ben seçim nezaketini ve seçim olgunluğunu önemsiyorum.

Bu yüzden ben olaya seçim nezaketi penceresinden bakacağım… Ne yazık ki genel siyaset arenasında başta liderlerimiz olmak üzere siyasi söylemlerde ciddi bir yozlaşma ve kutuplaştırma söylemi hakim… Dolayısıyla seçimlerde projeler yerine hakaretler; vaatler yerine kasetler konuşuluyor.

Bu bizim demokrasi seviyemizi gösteriyor. Rakibimize bel altı vurmayı marifet sandığımızı gösteriyor.

Ve… Ön teker nereye giderse, arka teker oraya gidiyor. Dolayısıyla da genel siyasiler nezaketten yoksun olunca, ortalığı gerince benzer söylemler, benzer gerginlikler yerelde de kendini gösteriyor…

İster genel, ister yerel ve isterse meslek örgütü seçimi olsun.

Eğer siz; rakibinize saygı duyup, adaylığı için kutlama nezaketi göstermezseniz.

Eğer siz; kazananı tebrik etmeyip, edenleri kınarsanız.

Eğer siz; acıları yarıştırıp, sizin cenazeniz, bizim cenazemiz derseniz.

Ve eğer siz; kitleleri birbirlerine hedef gösterirseniz.

İşte o zaman toplumu ve hitap ettiğiniz kitleyi germiş, kutuplaştırmış, bölmüş olursunuz…

Demokrasinin kurallarını, ilkelerini çiğnemiş olursunuz.

Bu ülkenin en yüce kurumunun çatısı altında, bir vatandaşın ana muhalefet liderini yumruklamasına meydan vermiş olursunuz…

Hepimizin demokrasi anlayışımızda elbette bazı aksaklıklar olacaktır… Hata elbette insana mahsustur. Ama siyasi üslup, siyasi nezaket, siyasi hoşgörü ve anlayış bakımından topluma malolmuş kişilerin, siyasilerin ve aydınların kamuoyuna, halka örnek olması gerektiğini düşünmekteyim.

Demokrasi bir kültürdür. Bir olgunluktur. Senin gibi düşünmeyenlerin var olduğunu kabul edebilmektir.

Düşüncesine katılmasan da senin gibi düşünmeyenlerin fikrini açıklamasına tahammül edip imkan verebilmektir.

Seçimi kaybettiğiniz zaman rakibinizi kutlayabilmektir; demokrasi kültürü…

Tokalaşmaktan kaçmamalısınız, mesela… Seçimi kaybedince küsmemelisiniz…

Seçimleri kaybetseniz bile, neden kaybettiğinizi sorgulayıp, dersler çıkarmalısınız… Bahanelerin arkasına saklanıp “günah keçileri” aramamalısınız…

Yani dostlar… Demokrasi ve seçim öyle bir zenginliktir ki… Bütün zenginlikler gibi, bu zenginliği de hazmedip yaşayabilmelisiniz.

Demokrasiyi hazmedip; nezaket, hoşgörü ve üslup açısından zenginleştiğimiz günlerin özlemiyle talip oldukları görevlere seçilen adayları kutluyor ve başarılar diliyorum…