Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

SİVİL TOPLUM ve SAVAŞ BÜTÇESİ

SİVİL TOPLUM ve SAVAŞ BÜTÇESİ

Haberleri dinlerken her gün sarsılıyorum. Haber Filistin, Afganistan, Suriye ve Lübnan da süren savaşlardan bahsediyor. Haberin sarsıntılı gelmesinin sebebi ülkelerin tamamının İslam ülkeleri olmasıdır. Ülkem içinde hiç de hak etmediğimiz savaş yıllardır sürüyor, son günlerde de ülke dışına taştı. Bu savaşın uzun ve yorucu olacağı malum. Savaş stratejisi konusunda takip edilmesi gereken yolu resmi otoriteler daha iyi biliyor, ancak toplumda hassas insanların yapması gereken bazı şeylerin de olduğu kanaatindeyim. İşte bir örnek. 

Geçenlerde bir mağazadayım. Satış sorumlularından birisi “benzine yine zam gelmiş, ne olacak halimiz” kabilinden alışılmış sözlerden birini sarfetti. Diğer satış sorumlusu derhal müdahale ederek “tabii ki yapılacak, bu bile az” dedi.  Ben de hemen yanlarında olduğum için tüm konuşmalara şahit oldum.

Gençlerin konuşmalarına “hayırdır gençler, ne oluyor” olarak katıldım. Son konuşan delikanlı “ne olacak abi, şehitlerin anısına bir anda 82 uçağı kaldıran devlet büyüklerime teşekkür ediyorum. Savaş halindeyiz, benzine zam da olarak, bu yetmez, vergilerde artırılmalıdır” dedi. Çok duygulandım. Primlerle ayda 2000 TL eline geçen delikanlı evli ve 1 çocuk babası olduğunu, sesini vurgularla yükselterek “geçiminde de sıkıntı olmadığını, esas olanın devletin bekası ve insanımızın sağlam geleceği olduğunu” duygulanarak ifade etti.

Bu tür tavırlar, biraz basireti olan insan için etkileyici ve derin düşüncelere sevkedici oluyor. Ülke ortalama vatandaşı olan bir kardeşimiz hayatından şikayet etmeden bu günlerde vergileri haklı bulmakta iken, bu ülkenin imkanlarıyla çalışarak veya miras yoluyla da olsa, hem de en lüks semtlerde oturup, halkın sırtından geçinenlerin bazı uygulamalarda ki haksız şikayet ve tavırlarına ne demeli.

Benim derdim, aslında nimetlerden en çok faydalanan, eli başkasının cebinde, kafası kapital ve sömürüde, zihniyeti kendine göre laiklik, demokrasi, din, iman tarifleri kullanan gerçek demokrasi sapkınlarının işine gelmeyen yönetimlerden şikayet etmeleri; daha da öte yabancı ülkelerde şikayet kuryeleri oluşturarak teröre destek vermelerini kabul edememek olsa da, onlar değil.

Bundan da öte derdimiz; görünüş ve konuşmalarında muhafazakar, kazançlarında haram, Türkiye düşmanı bazı ülkeler üretimi lüks arabalarına binen, o arabalarla yollarda lastik gıcırdatarak hava atan; giydiği, yediği ve içtiği ile övünen, Allah’ın mülkünü kendinden sayan, Müslüman geçinen zenginler ile İslam’ın özüne inmeyip teferruatlarla uğraşan, hadisleri inkar, efendimizin sünnetini kıyafet ve sakaldan ibaret gösterip ümmeti uyutan din adamları; İlmi, makamı ve unvanı hava atmak ve masadan ibaret gören; hak ve adaletin  gereğini yağcılarıyla uygulayan ve de parasının, makamının ve unvanın yükünü çekemeyenlerle derdimiz var.       

Efendiler, zaman cihat zamanıdır. Düşman üzerine göğsünü gere gere gidip, huzurumuz için canını verenlere fedakarlık zamanı değil mi? 7 düvelle çarpışırken şikayet etmeyen, onların havasına ve şımarıklıklarına yiğitçe karşı koyan yöneticilerimiz değil mi? Öyle ise bu ülke, vatan, toprak, özgürlük ve barış için yapacaklarımız var. Bu teklif yerinde olur, olmaz, tartışılır ama beraberliğimiz ve cihadımız için yeni atılımlar yapılmalıdır. 

Her özel kişi ve sivil toplum, gücünün yettiği kadar elini cebine atarak “savaş bütçesi” oluşturulmalıdır. Bu bütçe için herkes destek vermelidir. Devletimizin buna ihtiyacı yok ve de bu parayı kullanır-kullanmaz ama böyle bir tavır, milletin dayanışma ve cihat şuurunu yaşatma meselesi, “Türkiye düşmanları” için caydırma gücü demektir. Kişi başı ortalama 1000 TL, toplam 80 milyar eder. Buna diğer dost ülke vatandaşlarından da katkılacağı düşünülürse, konu maddenin ötesine geçerek, ümmetin dayanışma ruhunu yaşatma fırsatını yakalatılması demek olacaktır. Bu para en azından bir köşede ihtiyaç halinde kullanıma hazır tutulmalıdır.

Devlet Edison bir sözünde “komşulara bakalım, onların ışığı yanıyorsa bizim siğorta atmıştır” diyor. Komşuların ışığı son 200 yıldır kuvvetli yanıyor. Hadi bizde cihat ruhunu yeniden yakalım.

Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
23 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR