Bu satırları dün sabah dahası öğle saatlerine doğru yazdık. O an itibari ile TCDD gişelerinde ve bilgisayar sisteminde bilet satışı hala yapılamıyordu.

Evet tren ve bilet işi ile ilgisi olmayanlar “bana ne?” diyebilirler.

Ama son 10 yılın Konya için en önemli ve stratejik yatırımı olan dahası Konya’yı bir yandan İstanbul’a bir yandan da Akdeniz’e bağlayacak olan Yüksek Hızlı Tren işinde her ne hikmetse şehir olarak hala “kara tren modundayız”.

Cumartesi ve pazar günleri ısrarla bizi arayan okurlarımız bayram için trenden bilet alamadıklarını ve bu durumun asla kabul edilemez olduğunu haykırıyorlardı. Onları dinledikçe bir yandan kendilerine hak veriyor, bir yandan da kendi kendimize, “Yok olamaz bu işte bir yanlışlık olmalı” diyorduk. 

Çünkü “normal zamanda bir hafta önceden, 10 gün önceden bilet almak mümkün iken böyle bir bayram arifesinde niye sıkıntı olsun ki?” Diyorduk. Bu olsa olsa bir Bizans oyunu olabilirdi !!!

Ne var ki pazar günü ikindi saatlerine kadar bu yöndeki şikayet telefonları öylesine geldi ki dayanamadık Ankara’yı Genel Müdürlüğü aradık. Dahası aramak zorunda kaldık. Aldığımız cevap şaşırtıcı idi. Vatandaş doğru söylüyordu ve haklı idi. Ankara bilet satışına pazartesi veya salı günü başlanacağını söylüyor ve kendilerince bir dizi gerekçe sayıyordu.

….

İşte dün sabah yine aynı şikayetler gelmeye başladı. Öyle ki üniversitede görevli bir bayan hocamız bizim kendisine inanmayacağımıza kanaat getirmiş olacak ki, “isteğinize uygun sefer bulunmamaktadır” yazısının fotoğrafını bile bizimle paylaşıyordu.

……

Bu nasıl bir mantık? Bu nasıl bir teknoloji? Anlayan varsa beri gelsin.

Şu hızlı tren için Başbakandan Davutoğlu’na ülkeyi yönetenler seferber oluyor, Konya’da bizi yönetenler hala mışıl mışıl oruç uykusundalar.

Eeeee ne de olsa haklılar.

Bizi yönetenler pazar akşamı Ankara’daki Konyalılar iftar yemeği için üç gün hazırlık yaptılar.

Dünde vatandaş melerken onlar yemek dönüşü yorgunluk uykusundaydılar.

İşte bizi anlatan en güzel misal değil mi?

Bayram telaşesindeki vatandaş biletini dahi alamazken yöneticilerden, odalardan, derneklerden tık yok.

Allah hakkımızda hayırlısı versin. Vallahi sözüm ona vatandaşın gözü kulağı sesi olmaya çalışan bizimde elimizden bir şey gelmiyor ki. Dam alçak değneği kaldırıyoruz ama değişen bir şey yok.

YERİ GELDİĞİ ZAMAN

POLİSE DE TEŞEKKÜR

ETMEK GEREKİR

Can sıkan, moral bozan konulardan kurtulmak için güzel bir not ile bugünkü yazımızı noktalayalım.

Çoktandır polis kontrolüne takılmıyordum! Bu yüzden de kendimi oldukça şanslı sayıyordum.

Pazar sabahı Konya ramazanı için sabahın körü denilecek bir vakitte Meram Yaka’dan şehre doğru dalgın dalgın gelirken paaat diye polislerin önüne düştüm.

Çevirme ve kontrol varmış.

Camı açıp hemen çantamı ararken polis memuru, “İyi günler. Emniyet kemeri kontrolü yapıyoruz. Emniyet kemerinizi taktığınız için teşekkür ederiz. Bu durumu kayda girmek için ehliyet ve ruhsatınızı alabilir miyim?” diyordu. 

Dedik ya bizde orucun mahmurluğunda idik ama polisin böylesine kibar ve düzgün konuşması ile kendime geliyordum.

Ve bu satırlarda Pazar sabahı Meram Yaka’da bu kontrolü yapan ekibe bizzat teşekkür etmeyi de bir vatandaşlık görevi saydım.  

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Her huyun en iyisini kendin için seç.     

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yapamadığımız iş için “orucuz” mazeretini kullanmadığımız zaman ADAM oluruz.