Para piyasaları FED’den gelen haberler sonrası çok pozitif bir gelişme gösteriyor. Dünyayı saran terör belası jeopolitik gelişmeler bile fiyatların istikrarını bozamıyor. Piyasalar tamamen dünya merkez bankalarının etkisi altında kalmaya devam ediyor. ABD merkez bankası FED geçtiğimiz aylarda faiz artırımlarına başlamıştı. Daha önceki açıklamalarında da gelen verilere bağlı olarak 2016 yılında da 3 yada 4 faiz artırımı daha olabileceğini açıklamıştı. Bu açıklamalar sonrası piyasaların dolara olan talebi artmış ve dolar tüm para birimlerine karşı değer kazanmaya başlamıştı. Ta ki geçtiğimiz haftalarda yine FED başkanı Yellen’den gelen haberler sonrasına kadar da bu artış devam etmişti. Yellen açıklamalarında 2016 yılı içerisinde faiz artırımlarının 4 değil 2 defa olabileceğini belirtmiş, geçtiğimiz günlerde de yaptığı yeni açıklamalarında da faiz artırımlarında temkinli olunmaya devam edilecek dedi. Bu açıklamalar sonrası dolar başta Euro olmak üzere tüm dünya para birimlerine karşı değer kaybetti. Bunun etkileri gelişmekte olan ülkelerde de görülüyor. Dolar/TL bir ara 3,080 seviyelerini test etse de şu sıralar 2,825-2,850 bandında hareket etmeye devam ediyor.

Doların düşmesinde bir başka etken de Avrupa Merkez Bankasının almış olduğu kararlar. Avrupa merkez bankası piyasalara vermiş olduğu aylık 60 milyar Euro’yu artırarak 80 milyar Euro’ya çıkardı. Bununla da yetinmeyerek mevduat faiz oranlarını -30’dan -40’a çıkardı. Yani negatif faiz uygulamaya devam etti. Bu yapılan parasal genişleme aslında Euro’ya değer kaybettirmesi gereken bir gelişmeydi. Fakat FED tarafından gelen açıklamalar faiz artırımlarının ötelenmesi anlamına geldiği için yatırımcılar tekrar Euro’ya yüklendi. Yer gök Euro olduğuna göre bir de negatif faiz olduğuna göre Euro’nun değerlenmesi normal gözükmüyor. FED’in tekrar faiz artıracak olması Euro ile dolar arasındaki faiz farkının daha da açılacak olması önümüzdeki dönemde doları daha güçlü kılmaya devam edecektir.2,820-2,850 bandı alım için fırsattır diye düşünüyorum.

Şu anda dünya piyasalarında görünen olay bir kur savaşlarıdır. Avrupa parasını değersizleştirmek için hem para basıyor hem de negatif faiz uyguluyor. Japonya merkez bankası yaklaşık 5 yıldır para basıyor. Parasını değersizleştirmek istiyor. İngiltere merkez bankası aylık 375 milyon Sterlinlik bir parasal genişleme yapıyor ve Çin merkez bankası devalüasyon yaparak parasını değersizleştirmeye o da devam ediyor. Dünyada bu kadar bol para varken kur savaşları devam ederken dolar/TL ve Euro/TL’nin çok da yukarılara gitmesi biraz manidar olur. Fakat unutulmamalı ki bizim kendimize has durumumuz, terör belası Suriye ve Irak sınırlarımızda yaşanan gelişmeler bunlar jeopolitik riskler olarak görünenlerdir.

IMF ve Dünya Bankasının Türkiye ve gelişmekte olan ülkeler için yayınladığı büyüme tahminlerinin aşağı doğru revize edilmesi ile ilgili raporları, petrol fiyatlarındaki olası yukarı yükselişleri, cari açık ile ilgili yaşanabilecek olumsuzluklar da görünen finansal riskler olarak tanımlayabiliriz.

Sonuç olarak dövizdeki düşüşleri alım fırsatı olarak görmeye devam ediyoruz.

Altın fiyatlarında 112 TL seviyelerine kadar geri çekildik. Bizim altın ile ilgili raporlarımız hala geçerliliğini koruyor. Altına bakış açımızda bir değişiklik yok, yine altın tarafında pozitifiz.

Çünkü dünyada bu kadar parasal genişleme varken, yer gök Euro, Japon Yeni, Sterlin iken ve bunların getirileri sıfırken hatta negatif faiz iken para ister istemez güvenli liman olarak altına akmaya devam edecektir.

Borsalarda görünen pozitif havanın ise süre daha devam edebileceğini düşünüyorum. Borsa İstanbul’da kritik seviye 86,000 bu seviyeler görülürse Borsa 90,000 seviyelerine kadar rahatlıkla gidebilir. Ama yine de temkinli olmak da fayda var. Jeopolitik riskleri unutmamak gerekir.