Toplum olarak bizim bir takım değerlerimiz vardır… Kimi milli, kimi dini bir takım değerler…

Bu noktada böyle günlerde ve böyle anlarda dil, din, ırk, mezhep ve etnik kimlik ayrımı gözetmeksizin bir arada bulunulması gerekmektedir.

Nasıl ki, dini bayramlarımızda hep beraber kardeşlik mesajları veriyorsak vermemiz gerekiyorsa ulusal bayramlarımızda da aynı duyarlılık ve hassasiyetle ulusal duruş sergilememiz gerekmektedir.

Bu noktada…

Mecliste grubu bulunsun veya bulunmasın tüm siyasi partilerin; sendikaların; sivil toplum kuruluşlarının varlık ve bağımsızlık sebebimiz olan ulusal bayramlarımıza sahip çıkmak adına Türkiye Cumhuriyeti’ne saygı adına törenlere en azından bir kişi ile temsil edilerek katılmalıdır…

Devletin resmi törenlerine katılmamak, en hafif tabiriyle saygısızlıktır…

Nerede olursa olsun ister yerelde, ister genelde, ister meslek odasında…

Siz iktidardakileri eleştirebilirsiniz… İktidardakileri tasvip etmeyebilirsiniz… Ama kurumsal kimlik ve saygı anlamında törenlere katılım sağlamak zorundasınız…

Bunu en azından temsil etmek görevini üstlendiğiniz üyelilerinize karşı sorumluluğunuzun bir gereği olarak yapmak zorundasınız… Şayet siz üyelerinizi asıl temsil etmeniz gereken devletin resmi törenlerinde temsil etmez de alternatif peşinde koşarsanız; insanların size olan saygısı ve güveni kaybolur… Çünkü siz temsil görevini yerine getirememiş olursunuz… O zaman da bulunduğunuz makamı hak etmiyorsunuz, oturduğunuz koltuğu hak etmiyorsunuz demektir… Temsil noktasında sıkıntınız var demektir…

Bir siyasi partinin, bir sendikanın, bir derneğin yöneticilerinin asli görevlerinden biridir… Kendilerini ifade imkânı sağlayan değerlerimize sahip çıkıp saygı duymak adına ulusal bayramlarımızda devlet törenlerine katılmak… Olabildiğince katkı sağlayıp üyelerini temsil etmek…

En başta gelen temsil görevlerini yerine getirmekten aciz yöneticilerle, eleştirilmeye tahammülü olmayan yöneticilerle ne demokrasimiz, ne partilerimiz, ne sendikalarımız ve ne de derneklerimiz gelişebilir…

Temsilde zafiyet sorunu olan bir kurum, kuruluş, sivil toplum örgütü, siyasi parti... Adı ve niteliği ne olursa olsun toplumda gereken saygıyı göremez… Hak ettiği yeri bulamaz…

Eleştirilmeyi ve önerileri “açık aramak” olarak algılayan zihniyetle topluma hitap etme adına bir arpa boyu yol alınamaz…

Fikir bazında katkı sunup, eleştirmek isteyenleri “sonra sonra” diye geçiştiren zihniyetle bir arpa boyu yol alınamaz.

Ulusal bayramlarımıza ulusal günlerimize en kalabalık bir şekilde katılım sağlayıp, coşku sağlaması gereken kurum ve kuruluşlar alabildiğine kısır bir zihniyetle, yasak savmak adına etkinlikler düzenlemektedirler...

Hatta temsil görevlerini yerine getiremedikleri için ne yazık ki, yasak bile savamamaktadırlar…

Üyelerini her platformda ve özellikle devlet törenlerinde temsil etme yeteneğine sahip, eleştirilmeyi isteyen ve başkalarının düşüncelerini gerçekten önemseyen yöneticilere ve başkanlara kavuşmak dileğiyle…