Trafik kazası
Dördüncü çocuk anaokuluna başlamıştı. Veli toplantısı var, dediler gittik. Üst katta oturan iki komşum da ordaydı. Çocuklarımız aynı sınıftaydı. Toplantı bitti. Komşum :_ Ben arabayla gelmiştim, buyurun sizi de bırakayım, dedi. Ev çok uzakta değildi. Ancak eve kadar tüm yol dik yokuştu, üstelik hava da çok sıcaktı. “Olur” dedim.
Araçta dört bayan bir yaşında bir bebek vardı. 500 metrelik yokuşu tamamlamıştık ki araç arka arkaya sürüklenmeye başladı. Aracı kullanan hanım sert ve net bir tonda: _Sakın atlamaya kalkışmayın, sakın! Frenler çalışmıyor. Ben bir şekilde bu aracı durdururum, dedi.
Motor durdu, fren çalışmıyor ama sürekli hızlanıyoruz. Çünkü yokuş aşağı sürükleniyoruz. Araç ivme kazanmıştı. Gittikçe hızlanıyorduk. Çarparak durabileceğimiz bir ağaç arıyorduk. Burası henüz yerleşime açılmıştı. Dikilen ağaçlar da incecikti. Orta refüje çarpmayı denedi, araç yükseldi refüjü aldı, öbür taraftaki yola geçti. O yüksek taşlar da durdurmamıştı. Döndü, yan sokağa girdi. Bir ağaç görmeye çalışıyorduk. Çarpışma kaçınılmazdı. Arka koltuğa seslendim: _Bebeği sıkı tut.
Hepimizin aklında tek bir soru vardı: Sağ kalır mıyız? Hiç unutmuyorum “Allah’ım, bildiğim bütün duaları unuttum” diye bağırmıştı Ecrin Hanım.
Yanından geçtiğimiz çocuk parkındaki çocuklar aracın kaza yapacağını anlamış topluca arkamızdan koşuyordu.
_Bir tane gördüm, dedi, Yüksel Hanım. Araç geri geri ilerliyordu . Yan sokağa hızla döndü ve arka arka ağaca çarptı. Araç durmuştu. Çok şükür durmuştu. Bu ağaç ta inceydi. Ama bizi dayadı. Ağaç kırılsaydı iki metre mesafedeki binaya girebilirdik.
Az sonra peşimizden koşup gelen çocuklar yetişti.
_Çok iyi idare ettin yenge, deyip alkışladılar.
Çarpışmadan önce iyice aşağı kaydım, dizlerimi kırdım, ayaklarımı karşıya kafamı koltuğa yasladım. Ben sürücünün yanında oturuyordum. Çok sarsılmadım.
Yalnız çarpışma esnasında Yüksel Hanım kafasını ön cama çok sert çarptı. İndik. Yaralı yoktu. Aracın arkası içine çökmüştü. Ben yürüyerek eve döndüm. Üstelik bu sefer kucağımda Ecrinin bir yaşındaki oğlu da var. Diğerleri orada kalıp Yüksel Hanımın eşini bekledi. Arızayı giderip aynı araçla yola çıkmışlar. Beni de aldılar. Yokuşta tıkanmış bir ileri iki geri gitmeye başlamıştım.
Vakadan üç ay sonra yine veli toplantısı. Yüksel Hanım :_ Buyurun eve bırakayım.
_Çok sağ olun, teşekkür ederiz, hiç zahmet etmeyin, biz yürüyecektik, dediler, gittiler.
Yüksel Hanımla biz eve döndük. Aynı araçla.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.