Erol Sunat

Erol Sunat

Umudu Beklerken!

Umudu Beklerken!

2020 yılının son günlerinde, umutlarımız ve beklentilerimiz iyiden iyiye artmış durumda. Umutlanmak istiyoruz, umudun kanatlarıyla havalanıp sevinmek istiyoruz.

Korona’dan kurtulma adına aşı bir umut. Hatta çok büyük bir umut. Dünyamızın üzerine çöreklenen sis bulutlarının dağılması demek.

Hayatından ümit kesilen milyonlarca insanın hayata dönmesi demek!

Aşı Koronayı durdurduğunda hayat normale dönecek.

2020 yılının son günleri umuda yolculuğun başlangıcı olsun inşallah!

Aşı Aralık ayına yetişti. İngiltere gibi Avrupa ülkeleri kendi insanlarını aşılamaya başladılar. Bizde de muhtemelen ay sonunda yada Ocak başında başlayacağı haberlerini merakla takip ediyoruz!

Hepimiz Korona denen illete çok kurban verdik. Mutasyona uğradıkça daha da saldırganlaşan ve hastalarda çok değişik semptomlar gösteren Koronanın, maalesef maske takmayarak, sosyal mesafeyi hiçe sayarak, hijyen şartlarına uymayarak işini kolaylaştırdık.

Bunu çok ağır bir şekilde ödüyoruz.

İnsanlarımız, dostlarımız, en yakınlarımız, arkadaşlarımız, komşularımız ölüyor!

Ölümden ötesi var mı?

Eğer ölüm de bize ibret olmayacaksa, başka ne olacak?

Aşıya umutla bakılmasının en büyük nedeni, salgının önüne geçmek, yoğun bakımlarda yatan, solunum cihazlarına bağlı olarak hayata tutunmaya çalışan insanlarımızı kurtarmak!

Aşı, Korona ile mücadele etmede son umudumuz!

 

*****

Umut demişken, derdimiz sadece Korona değil elbet. Herkesin gözü asgari ücret tespit komisyonunda.

Türkiye’de çalışanların yüzde 43’ü asgari ücretli.

Asgari ücret veya minimum ücret, yasal bakımdan işçilere ödenebilecek en düşük seviye!

Türkiye'de 2020 yılında geçerli olacak asgari ücret, brüt 2 bin 943; net ise 2 bin 324 TL olarak belirlenmişti.

Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) 2020 yılı ilk yarısına ait verilerine göre Avrupa’da aylık asgari ücretin en yüksek olduğu ülke Lüksemburg. Bu ülkede brüt asgari ücret 2 bin 142 euro.

İkinci sırada bin 656 euro ile İrlanda var. Bu ülkeleri Hollanda 1636, İngiltere 1599, Belçika 1594, Almanya 1584 ve Fransa 1539 euro ile takip ediyor.

Türkiye 26 ülke içinde sondan 6. sırada

En düşük asgari ücret ise 213 euro ile Arnavutluk’ta. Bu ülkeyi Bulgaristan 312, Karadağ 331, Sırbistan 343 ve Letonya 430 euro ile izliyor.

Türkiye bu ülkelerden sonra aylık 440 euro ile sondan 6. sırada yer alıyor.

Türkiye’nin asgari ücrette geride bıraktığı iki AB üyesi Bulgaristan ve Letonya.

Danimarka, İtalya, Kıbrıs, Avusturya, Finlandiya ve İsveç'te ise asgari ücret bulunmuyor.

Asgari ücretin satın alma gücü ne durumda?

2002 yılında asgari ücret 184 liraydı. Bu parayla 8 tane çeyrek altın alınabiliyordu.

Ya şimdi?

Dört tane bile alamazsınız!

Asgari ücret ne olmalı sorusuna gelince; Komisyonlarda çok fazla beklemeden, iş Hakem Kuruluna kalmadan sonlandırılmalı. Asgari ücretlinin yüzünün güleceği bir rakam verilmeli artık!

 

*****

Çalışanlar, emekliler umudunu 3 Ocak 2021 günü açıklanacak, enflasyon rakamlarına bağladı. Bir yıl önce, 2020 yılı öngörülmeden yapılan 2021 yılı için 3+3 zam konusunda keşke bir düzeltme yapılabilseydi.

Oranlar üzerinde değişiklikler düşünülebilseydi.

Basınımız hemen müjde çekti!

Çalışanlar ve emeklilere enflasyon farkı doğuyor diye…

Tabi ardından eklediler, net rakamlar, 3 Ocak’ta belli olacak!

Gelecek olan ne?

Yüzde üç ve üzerine eklenecek olan enflasyon farkı

Yani, “Gıdım, gıdım” bir zam!

TÜİK o gün ne rakamlar söyleyecek, bilen yok!

Ancak, piyasalar belli, ekonomi belli, sokak ekonomisi dediğimiz gerçek enflasyon, fırsatçıların elinde fır dönüyor. Alım gücü çoktan sıfırı tüketti.

3 Ocak’ta açıklanacak rakamlar ve zam miktarı sonrasında, gözü doymak bilmeyen fırsatçıların, o oranların üzerinden, fiyatlara dokunmayacağını mı sanıyorsunuz?

Elimize geçmeden, yalan olacak yine açıklanan o küçücük zam oranları.

Sonra da çıkılacak, emeklimizi enflasyona ezdirmedik denecek belki de… Enflasyondan önce fırsatçı ezecek emekliyi, enflasyonda “şen ola emekli şen ola” diye halay çekecek, basınımızın müjdeli haberleri eşliğinde!

Ne yapsın Emekli, çıkmadık canda bir umut babından bekliyor 3 Ocak gününü.

 

*****

Bir başka umuda gönlünü bağlayanlar işsizler, işini kaybedenler, iş arayanlar. Koronanın açtığı tahribat kolay telafi edilebilecek, insanı kolay ayağa kaldırabilecek bir tahribat değil.

Destek şart.

Kapanan iş yerlerinin açılması kolay değil!

Eski günlerini yakalamaları nasıl olacak sorusunun cevabını henüz veren yok!

Ancak, aşı sonrası, Korona’nın ilerleyişinin durması sonrasında, ağır ağır da olsa çarklar dönmeye başlarsa, istihdam alanları açılmaya başlamış olur ki, ümitler geri döner, iş arayanlar kapılarda beklemek yerine, iş bulmaya başlarlar.

Aşının hayata döndüreceği dünya kadar sektör var.

Bir bakmışsınız devren kiralık, devren satılık yazan dükkanlar, söküp atmışlar o yazıları, sıvamışlar kolları, çağırmaya başlamışlar eski çalışanlarını…

İnanın umut olmasaydı, bu hayatın ne tadı olurdu, ne tuzu!

İşte onun içindir ki, 2021’e taşındı bütün umutlar!

2021 adeta umut patlaması yaşanacak bir yıl olabilir.

2020’den kalan beklentilerden, 2021 yılı beklentilerine sıra gelebilir mi diye de düşünebilirsiniz. Dileriz her şey çok güzel olur. Herkesin dileği ve diledikleri gerçekleşir.

 

*****

Çok büyük hayal kırıklıkları yaşadığımız, buruk, hüzünlü, acı dolu bir yıldı gerçekten. 2020 yılı her birimiz için, anlatması zor, kabullenmesi daha da zor, her günü, her saati yerine göre bir asır gibi geçen anlara sahne oldu.

Ölümle hayat arasındaki o çizgide gitti geldi bütün dünya.

Aşı onun için bir çare…

Aşı onun için bir umut!

Aşı onun için, bir kurtuluş kapısı…

Aşı sonrasında, Korona dünyamızı terk edip gidecekse,

Bu olay yeniden umut çiçeklerinin açması demek!

Solgun ve ümitsiz yüzlerin gülmesi, gülümsemesi demek!

Savaş olmayan, annelerin ve çocukların ağlamadığı, babaların kahrolmadığı, evine ekmek götürebilme sevincini yaşayan insanların çoğaldığı, yaşama sevincine hasret insanların özgürce, yaşayabildiği bir dünyanın tesisi için, insanlığın el ele vermesi kadar güzel bir şey mi var?

Barış güzel şey, hoşgörü güzel şey.

“Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyen Yunus Emre’yi gelin unutmamak üzere bir daha hatırlayalım. Dünya kimseye kalmıyor. Korona’nın sebep olduğu ölümlerden sonra, kefenlerinden başka ne götürdü gidenler, öbür tarafa…

Umudu beklerken, yaşadıklarımızı da unutmayız inşallah!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR