Konya havzası geçtiğimiz kış mevsimini oldukça yağışız ve kurak geçirdi. Beklenen yağmurlar ve kar yağışı olmadı ve tabii ki hep beraber dua ediyoruz: “Yağdır Mevla’m Su”

Yağmur için ne lazım? Bulut. Bulut için ne lazım? Nem. Nem için ne lazım? Yeşil örtü. Ağaç. Orman…

Peki var mı? Çevrenize bakın ne görüyorsunuz. Konya’nın güneyindeki Toroslar dışında kıraç araziler. Şehir içinde park ve bahçeler dışında yüksek yüksek binalar, inşaatlar, inşaatlar.

Peki yağmur neden yok? Yeşil örtü yeterli mi ki, yeterli yağmur yağsın? Hangi etken yağmuru davet edecek, var mı?

Elimizde ağaç denen hazine var ama biz ne yapıyoruz? Kesiyoruz, meydan yapıyoruz. Kesiyoruz, ev yapıyoruz, imara açıyoruz. Kesiyoruz,  yol açıyoruz. Kesiyoruz odun yapıyoruz. Kesiyoruz kesiyoruz, kesiyoruz. Biz bu işi iyi yapıyoruz.

Bir de çıkıp demiyorlar mı? Ne olmuş yani 5 kesiyorsak, 500 dikeriz. Pek iyi olur.

Yetişkin normal bir ağaç bir saatte ortalama 2.3 kg karbondioksiti bünyesine alır, fotosentezle 1.7 kg oksijen üretir. Yani hem havayı temizler hem de tüm canlıların yaşam kaynağı olan oksijeni üretir.  Hem de yağmura davetiye çıkarır.

Yani yetişmiş bir ağaç çok kıymetli bir hazinedir. Siz yetişmiş bir ağacı keserseniz yerine diktiklerinizin onun yaptığı işi yapması için yıllar geçmesi gerekir. Ve biz böyle giderse daha çok dua ederiz, “Yağdır Mevla’m su”.

Şimdi adama sormazlar mı yeni doğan bebekle 40 yaşındaki adam aynı işi görür mü diye?

Rabbim bizi affetsin, biz aciz kullarız. Onun bize yaptığı uyarıları dikkate almayıp hangi yüzle dua edeceğiz?

İsraf haram ve günahtır diyor. Biz hayatın her alanında israfı alışkanlık haline getirdik. Uzağa gitmeyelim. Yağmur duasına çıkılan yerlerde verilen ziyafet sofralarına bakın yeter.  Orada yapılan masrafın yerine her gelen bir fidan dikse daha iyi olmaz mı?

“İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.[Rum suresi-41)”

“Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Nisa suresi- 79)”

“Küresel İklim değişikliğinin müsebbibi de % 90 insan. (Birlemiş Milletler Raporu)”

Maşallah kimse üzerine alınmıyor.

Televizyonlardan izliyoruz. Aslında yeryüzüne yeterince yağmur ve kar düşüyor. Hidrolojik çevrim işliyor. Ama nedense Konya’ya ve çevresine uğramıyor? Bunu kim sorguluyor, neden diye?

Varsa yoksa, laf, laf laf. Sürekli koşturuyor ve konuşuyoruz. Törenler, açılışlar, yok edişlerin kutlama programları. Alkışlar, alkışlar.

Beyler alkışlar ve konuşmalar karın doyurmuyor? Biraz da elleriniz işlesin, iş yapın.

Toprak su istiyor. Ekinler su istiyor. Tabiat su istiyor. Yer altı suları çekiliyor. Kuraklık kapıda ve siz kılınızı kıpırdatmıyorsunuz? Ondan sonra “Yağdır Mevla’m Su”

Yine de Allah’tan umut kesilmez. Günahsız sabilerin hürmetine, Mahlukatın, diğer canlıların hürmetine, en sevdiğin kulların Evliyaların Enbiyaların hürmetine, “Yağdır Mevla’m Su”

ÇETİNCE: Kula Bela Gelmez Hak yazmayınca. Hak bela yazmaz kul azmayınca.