Oktay Mermer

Oktay Mermer

Yaşadığımız şehirlerde turizm adına neler yapabiliriz?

Yaşadığımız şehirlerde turizm adına neler yapabiliriz?

Turizm bir ülkenin milli değerlerinden biridir. Bacasız sanayi olarak adlandırılır ve ülke ekonomisi için büyük önem taşır. Ülke dışından veya ülke içinden insan gruplarının tarihi, sosyal, kültürel ve doğal açıdan önem taşıyan bir bölgeye yaptıkları geziye ve bu geziden ortaya çıkan potansiyele genel olarak turizm denir. Yurt dışından gelenler dış turizm, yurt içinden gelenler ise iç turizmi oluşturur.

Yurt dışından turistin gelmesi demek, ülkeye döviz girmesi demektir. Ülkeye döviz girmesi de ülkenin kalkınmasını ve zenginleşmesini sağlar. Bu nedenle turizmin yaygınlaşması için elimizden geleni yapmalı, ülke tanıtımına katkıda bulunmalı, dışarıdan gelen turistlere iyi davranmalı, onların ülkeye tekrar gelmeleri için iyi izlenimler bırakmalıyız.

Ülkemizde yıllardır sadece deniz turizmi üzerine yatırımlar yapılmış.

Son 10 yıl içinde kayak turizmi, yayla, dağ tırmanışları, kültür turizmi gibi alanlarda çalışmalar yapılmaktadır.

Şehirlerimizdeki Kültür ve Turizm İl Müdürlükleri, bulunduğu şehrin kültürünü ve turizmini ön plana çıkarmak için çalışmalar yapmakta ve bulunduğu şehrin tanıtımını yaparak kazanç sağlama anlamında öncü olmakta.

Peki yeterli mi?

Yeterli olup olmadığını kendi yaşadığımız şehirlerde değerlendirebiliriz.

Yerel yönetimler ile birlikte yapılan bu tür çalışmalar sonucunda eğer şehrimize gelen turist sayısı her geçen yıl artıyorsa demek ki yapılan çalışmalar karşılığını alıyor demektir.

Kimi şehirlerde suyun hızla aktığı dere yataklarında sal yarışı, suyun durgun olan yerlerde gondol gezileri ile ön plana çıkmıştır.

Kimi yörelerde ürettikleri ürünlerin festivallerini ve tarihi dokularının tanıtımı ile ön plana çıkmışlardır.

Mesela Safranbolu, Beypazarı, restore edilmiş evleri-işyerleri yaptıkları takılar ve lokumları ile isimlerini dünyaya duyurmuşlardır.

Bu tür yerlere giden yerli yabancı turistler, gıda, gümüş takılar ve yöresel yemek için bu şehirlerimize 365 gün ziyarette bulundukları için şehrin birçoğu özelliklede ev hanımları turizmden geçimini sağlamaktadır.

Ev kadınları, kuru dedikleri kurabiyeleri, börekleri, yaprak sarmaları, tarhana, eriştelerini meşhur etmiş, çok kişi evinin yıllık tüketimi için bu bölgelere alış verişe gelmektedir

Bunları neden yazıyorum?

Biz de yaşadığımız bölgelerde neler yapabiliriz, şehrimize turizmde nasıl bir katkı da nasıl bulunuruz. Gibi sorular ile düşünce ve önerilerimizi yerel yönetimlerimiz ve ilgili turizm müdürlükleri ile istişare yapabiliriz.

Yurt içi yurt dışında gördüklerimizi de değerlendirmek suretiyle bulunduğumuz şehirde turizmde yön verebiliriz.

Şu an istenirse doğal şelaleler, doğal kumsal ve yüzmek için göletler yapılabiliyor.

Tarihi yerler ile ilgili ciddi çalışmalar sonrasında dönemi yaşatmak suretiyle gereken restore çalışmaları yapılabilir.

Konya’mız bu anlamda çok şanslı.

Hem Selçuklu devletine başkentlik yapmış bu sayede çok eser bırakmış.

Hem de şehrimizde çok büyük âlimlerin, evliyaların yaşadığı ve bıraktığı çok eserin tanıtımlarının yapılması sağlanabilir olmalı.

Bunlar var zaten deniyorsa, zafer de çevirdiğiniz birkaç Konyalıya sorun bakalım kaçını biliyor ya da size bu konuda ne kadar bilgi verebiliyor.

Eğer cevap vermede güçlük çekiliyorsa önce biz kendi hemşerilerimize tanıtacağız sonra dışa açılacağız demektir.

O yüzden bacasız fabrika sadece Mevlana türbesi yada birkaç yer olmamalı. Şehre gelen yarım günde değil en az 3-4 gün kalıp çok bacasız fabrikayı görmeli diye düşünüyorum.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Oktay Mermer Arşivi
SON YAZILAR