Seçim sürecinde son günleri yaşıyoruz. Her şeyden önce ülkem, milletim, geçmişim ve geleceğim; aklım ve neslim için hayırlı olmasını dilerim.

Seçimler yarış sahnesidir ancak ifadeler ve iftiraların dozu öyle kaçtı ki, hoş olmuyor. Son zamanlarda muhalefetin topluma baskısı iyice arttı, varılmak istenen psikolojik algı üstünlüğü yapmaktır.

Aklı başında bir Allah’ın kulu AK Parti iktidarlarından tamamen şikâyet etmemeli, hortumu kesilenler hariç. Hortumu kesilenler için “küfür edenler, iftira atanlar, ikiyüzlü patronlar” mı demeli? 

Bütün bunlara rağmen toplum nezdinde siyaset daha seviyeli yapılıyor diyebilirim. Değişik siyasi görüşte insanlarla zorunlu da olsa bir araya geliyoruz. Tartışıyoruz, esprilerle karşılıklı laflar atıyoruz, son derece olgun ve seviyeli tavırla tartışma alanı oluşturuyoruz.

Düzenli olarak gittiğim böyle bir ortamda görülen CHP’li dostların her an kulis yaptığıdır. CHP’liler azınlıkta olsalar da (genelde olduğu gibi) kendilerini çoğunluk göstermeyi pek seviyorlar. Bunlardan iyi, beyefendi biri ile kısa bir anekdotumuz oldu

İl başkanlığı yapmış keskin bir CHP’li olan Süleyman Bey’e ye “Başkanım projelerinizi takdir ediyorum, bu projeler için kaynak aramanıza gerek yok, Merkez Bankası’nın kasası nasıl olsa dolu” diyerek laf attım. O da gülerek “evet, AK Parti’nin süresi doldu, artık gidiyorlar” diye gülerek cevap verdi.

Doğru, kaynak aramaya gerek yok. Birileri 13 yıl ülkeye hem çağ atlatmış, hem de kasayı doldurmuş. İnsanının başını dik-sırtımızı pek tutmuş, dünya mazlumlarının sözcüsü olmuş, 7 değil 17 düvelle çarpışırken de dünya ve ülkesinin siyasi rakiplerine yaranamamış.   Birileri mirasyedi edasıyla hazırdaki 150 milyar doları yiyici, içici, dökücü ve dağıtıcı olarak gün sayıyor. Oh! Milletin canına değsin.

Süleyman Başkan Salı (02 Haziran) günkü okuduğu, “Konya’da AK Parti 11 vekil çıkarırsa başarısız sayılır” ifadem karşısında “Hocam bırakın 13’ü, 7-8 vekil dahi çıkarırsa sevinsinler” sözü manidardı.

Buna ne söylenir bilirim de söyleyemem. Kaderde varsa olur ancak şu iyi bilinmelidir ki “AK Parti iktidarı kaybeder ama Konya’da Başbakanını kaybeder. Olanlara bir mana veremiyorum. Ülkeme bakıyorum seviniyorum, dünyaya bakıyorum övünüyorum, muhaliflere bakıyorum yanıyorum.

Karşılıklı espriler, nezaketli ve tatlı atışmalar devam etti. Etti de, iktidar olma umudunu koalisyon hedefine bağlamış bir partinin nesine sevinir bu CHP’li dostlar, bilmem. Hatta MHP ve HDP ile şimdiden ortak olup hükümeti kurmuşlar. Kabine de belli; Dr. Hüsnü Bozkurt (soyadından dolayı MHP’li kardeşlerimize sempatik gelebilir) Sağlık Bakanı yapılacakmış.

Bu durumda Konya Başbakan çıkmayacağına göre, belki bir bakan düşer dağarcığa. Bozkurt Bakan da niye ki, MHP’den Sait Hoca Sağlık Bakanı ya da HDP’li Battal Hoca Milli Eğitim Bakanı olmalı. Tartışma şimdiden başladı. AK Parti 8 vekil alacağına göre kalan 6’nın muhalefet dağılımı 3-2-1, ya da 4-1-1 veya 2-2-2, ne bileyim futbol oyunu gibi. İyi de, sahada kim nerede, nasıl oynayacak.

Bunu da dert edinmeyin Kılıçdaroğlu-Bahçeli-Demirtaş, PARALEL SENARYOLARLA çözüm bulur buna. Ne demiş Cenap Şahabettin; “Zeki adam kitaptan bir hayat hissesi ve hayattan bir kitap hissesi alır”.  

Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.