BAYRAMINIZ BAYRAM OLSUN
Bir baba oğlunu telefonla arar. "Oğlum nasılsın?" diye sorar. Oğul, "İyiyim baba, çalışıyorum. Sen nasılsın?" der ve "Annem de iyi mi?" diye ekler. "Biz iyi değiliz oğlum. Gününü mahvedeceğim için üzgünüm ama biz annenle boşanıyoruz. 45 yıldır çektiğim bu eziyet yeter" dedikten sonra derin bi iç çeker. Oğul, "Nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin baba? Şok oldum. Üstelik bayrama sayılı günler var." diyerek sitem etmeye başlar. "Dediğim gibi oğlum, bu 45 yıllık işkencenin bitmesi lazım. Artık birbirimize hiç tahammül edemiyoruz ve işlemleri başlatıyorum. Bana yardımcı ol, Ankara’daki ablanı ara ve ona da bu haberi ver" dedikten sonra hoşcakal bile demeye kalmadan telefonu oğlunun yüzüne kapatır. Ümitsiz genç vakit kaybetmeden kız kardeşini arar. "Abla sana kötü bir haberim var ve bundan hiç hoşlanmayacaksın. Senden önce babamla görüştüm de babam annemden boşanacağını söylüyor."
Kız duydukları karşısında "Ne boşanması ya! Bu nasıl saçmalık bu yaştan sonra" diyerek köpürür. "Valla babam çok kararlı görünüyor. Bir şey yapmazsak sonuç hiç iyi olmayacak." derken kız; "Tamam ben tatile falan gitmiyorum. Sen de tüm programlarını iptal et, hemen babamlarda buluşuyoruz." dedikten sonra telefonu kapatır. Ve kız bir hışımla doğrudan babasını arar. "Boşanmıyorsunuz. Biz kardeşimle oraya gelinceye kadar hiçbir işlem yapmıyorsunuz. Anladın mı baba? Hiçbir şey yapmayın, bizi bekleyin." diye sesini yükseltir. Adam telefonu kapatır ve karısına dönerek; "Tamam hanım bu iş oldu. İkisi de bayramı bizimle geçirecekler. Hem de uçak biletlerini kendileri ödeyerek geliyorlar. Geldikleri zaman ilk gün şöyle biraz surat asarız, sonra barışırız."
**
Yüzünüzde oluşan tebessümü görür gibiyim. Ama aslında birçoğumuzu mahcup edebilecek bir hikaye ile kelimelerime nokta koydum. Elbette bayramı tatil olarak görmeyenler içinde haklı bir gurur yaşayabilir. Çünkü bayramlar; millî ve dini duyguların, inanışların pekişmesi, taze ve canlı tutulmasının yanısıra toplumun birlik ve beraberliğini sağlamasında büyük bir önemi vardır. Yani kardeşliğin, çıkarsız saygı ve sevginin yaşandığı günlerdir. Gerçekten dini bayramlar, insanlar arasında kaynaşmanın, dostlukları ve ahbaplıkları ilerletmenin bir yolu olarak belli bir öneme sahip oldukları gibi, dini his ve şuurun sosyal hayatta tazelenmesinin de bir vesilesidir. Bayramlar, sosyal dayanışma ve barış şuurunun fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir. Dargınların kucaklaşması, aralarında kin, nefret bulunan akraba, aile ve şahısların, düşmanlık ve husûmet duygularının sevgiye dönüşmesi, küçüklerin büyüklerine saygı, büyüklerin küçüklerine sevgi göstermesi, hastaların ziyaret edilmesi, verilecek küçük hediyelerle çocukların gönüllerinin alınması, hısım ve akrabanın bir kere daha yeniden kaynaşması, genellikle bayram günlerinde mümkün olmaktadır. Kısaca bayramlar insanları bir araya getirip mutlu olmalarına, iletişim kurup kaynaşmalarına zemin hazırlar. Bunun değerini idrak ederek hakkını vermeliyiz. Bu vesileyle mübarek Ramazan bayramının ülkemize, milletimize ve İslam âlemine huzur, sağlık, mutluluk getirmesini temenni ederek mutlu bayramlar diliyorum. Bayramınız tatil değil, bayram olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.