Dr. Mehmet Portakal

Dr. Mehmet Portakal

Bugün kendin için bir şey yap: Rahatla!

Bugün kendin için bir şey yap: Rahatla!

Bir hastalığın gerçek tedavisi, hastalık belirtilerinin azaltılmasıyla değil derinliklerinde yatan asıl sebebin keşfedilmesiyle gerçekleşir.

Bir de arada hayata mola vermek ve içimize yönelmek lazım. Kapalı gözler, ruhu seyretmenin en güzel şeklidir. Günde 15 dakika yaptığınız işlerden uzaklaşıp gözünüzü kapatarak ruhunuzun sesini dinleyin, fark edin.

 

Merhaba sevgili okurlar,

Bu yazımızda değinmek istediğim konunun aslında yaşamımızın çok içinde olduğunu düşünüyorum. Stres, üzerimizdeki yorgunluğu atamama ve bütün bunların günlük hayatımıza etkileri…

 

Birer rutin haline geldiğini ve bizi çok da etkilemediğini düşündüğümüz şeyler ( örneğin işlerimiz, okulumuz, gündelik telaşlarımız) üzerimizde büyük bir baskı oluşturabiliyor. Bu baskıya her zaman güçlü tepkiler veremeyebiliriz elbette. Yorulduğumuz, kendimizi tükenmiş hissettiğimiz anlar olacaktır. Bu hisleri üzerimizden atmadan hayatımıza devam etmeye çalışırken bazen her şeyin daha da kötüye gittiğini görürüz. Çünkü ister istemez gerginliğimiz bakış açımızı etkiler. Hayattan keyif almamız, mutlu olmamız zorlaşır. Bütün bunlar belki de biz hiç fark etmeden olur ! Asıl değişen bizizdir ama suçu başka nesnelere yöneltiriz.

 

Peki ne yapabiliriz ?

 

Bizi yoran, bunaltan şeylerden tamamen uzak durmamız mümkün olmayabilir her zaman. Özellikle de bunlar sorumluluklarımızsa… Ancak bakış açımızı değiştirmediğimiz sürece bitkin bir şekilde devam etmenin yararı olmayacaktır. Bu hem bizi hem çevremizi olumsuz etkiler. Yani ilk kural yaşamımızı değiştirmek istiyorsak öncelikle algılarımızı değiştirmeye çalışmaktır. Bunu “bardağın dolu tarafını görmek” deyimiyle ifade edebiliriz. Aslında çok basit görünen bu kural bir o kadar da önemlidir! Sabit fikirli olmamak, bir alternatifin olabileceğini düşünmek, karşımızda bize karşı yanlış davranışta bulunmuş birine de söz hakkı vermek özgüvenimizin olduğunu gösterir.

 

İkinci kural da yukardakiyle bağlantılı. Ufak tefek değişiklikler. Ufak deyip geçmeyin ! Büyük yolları küçük adımlarla başlayarak kat ederiz. Üstelik bu küçük adımlar çoğu zaman yaşama bakışımızı ve algılarımızı da değiştirir. İşte sizin için birkaç küçük değişiklik önerisi;

 

-Bizi en çok etkileyen olaylar özellikle her gün bulunduğumuz ortamlarda gerçekleşir. Evimizde, iş yerimizde, çalışma odamızda… Belki de biz bunu fazla önemsemeyiz ama bizi mutlu edecek herhangi bir şey (örneğin sabah uyanır uyanmaz suladığımız rengarenk bir çiçek, işlerden başımızı kaldırıp nefes aldığımız anda karşımızda bulduğumuz pastel renklerden oluşan bir tablo, bu liste herkes için değişebilir) koskoca bir ortamı inanılmaz bir şekilde değiştirebilir !

 

-Müzik terapisine ne dersiniz ? Müzik duygularımıza ve düşüncelerimize seslenir. İnanılmaz bir etki yapabilir, olumlu veya olumsuz. Kendimize uygun, rahatlayabileceğimiz bir müzik, bir ilahi vb bulmak hem kolay hem keyifli olacaktır. Yapacağımız tek şey arkamıza yaslanıp kendimizi müziğin kollarına bırakmak ve onun bize rehberlik etmesini, sakinleştirmesini, düşüncelerimizi düzene koymasını izlemek !

 

-Yeni bir aktivite ! Spor bunun için iyi bir alternatif olabilir. Sağlığımıza faydalarını da sayarsak !

 

-Doğal ve sağlıklı bir doping stresi yenmek için birebir olabilir. Neden mi bahsediyorum ? Meyveler! Kayısının özellikle strese iyi geldiğini biliyor muydunuz ?

 

-Çoğunlukla yaptığımız bir hata: Sorunlarımızın hepsini çözmeden rahatlama hakkımızın olmadığını düşünmek. Peki stres ve gerginlikle bu sorunların ne kadarını çözümleyebiliriz ki ? O yüzden bence en önemlisi, ertelememek, kendimize zaman ayırmak, kısa süreli de olsa tüm sorunları elimizden geldiğince bir kenara itebilmek. Ve gevşemek… Kendimizi o an bulunmak istediğimiz yerde hayal edebiliriz, örneğin yemyeşil çimenler üzerinde uzanmış olarak, açık havada yürüyerek, sevdiğimiz bir filmi veya diziyi izlerken, uykudan önce sıcak bir duş alarak veya kaslarımızı gevşeterek. Herkesi rahatlatacak ortam farklıdır.

 

-Lavanta, sandal ağacı, papatya gibi rahatlatıcı kokulardan oluşan tütsü veya mumlar da iyi bir alternatif olabilir !

 

-Gevşedik, rahatladık. Ama hala eksik olan bir şey var: Kafamızda karman çorman yaptığımız düşünceler olduğundan daha büyük görünürler. Onları karşımızda kağıda dökülmüş biçimde görürsek işimiz kolaylaşacaktır. Bugün ne yapmamız gerekiyor ? Nasıl yapabiliriz ? Bütün bunları yazmak ve çözümler üzerine düşünmek, sürekli kafa yormak ve sonunda unutmaktan daha mantıklı ve verimli olacaktır.

 

Yapılacak işler listenize ilk maddeyi eklemekle işe başlayabilirsiniz: Rahatlamak !

 

-Zorlandığımız bir konu var: Açık olmak. Üzülüyoruz, öfkeleniyoruz, endişeleniyoruz ve hepsini içimize atıyoruz kimi zaman. Aslında sorgulamadan öyle küçük şeylere takılıyoruz ki! Genelleme yapmak doğru değil ama çoğumuz yapıyoruz bunu hayatımızın kimi dönemlerinde. Bu daha sonra insanlarla ilişkilerimize de hayatımıza da yansıyor. Hatta sağlığımıza bile yansımaları olabiliyor. Psikolojimiz ve fizyolojimiz birbirine sımsıkı bağlarla bağlı. Örneğin, kronik ağrıdan muzdarip bireylerde depresyon belirtilerine sıklıkla rastlanabiliyor. Sağlığımızı ve kendimizi önemsemek, kendimiz için bir şeyler yapmayı istemek aslında bu maddeye kadar üzerinde durduklarımızın yapıtaşı ! Farkındalık oluşturmak aynı sorunları tekrar yaşarsak daha kolay aşmamızı sağlar. Şu soruyu kendimize sorabiliriz: “Neden stresliyim? Stresli olmam işlerin daha iyi gitmesini sağlayacak mı?”

 

Sevgili okurlar, stres özellikle de çağımızda hayatımızın ayrılmaz bir parçası ne yazık ki. Ancak kendimiz istediğimiz sürece, onu yenmek elimizde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mehmet Portakal Arşivi
SON YAZILAR