Türkiye Cumhuriyeti’nde  1960  darbesinden sonrasını takip eden  cumhurbaşkanlığı seçimleri  hep sorunlu olmuş  yer yer krizlere,  hatta seçilememesi darbeye bile sebep olmuştur. Askerlerin  yönlendirmesi, aday üzerinde diretmeleri, Türk siyasetçilerinin  askerlere yeterince  karşı çıkmamaları, askerlerin  istihbaratın başında olmaları, Türk siyasetçilerinin  rüşvet, yolsuzluk, iltimas gibi defolarının askerlerin elinde koz olmaları sebebiyle cumhurbaşkanları asker kökenli olmuş  Türk siyasetçileri de bunu kabullenmişlerdir.

Cumhurbaşkanı Özal  farklı bir cumhurbaşkanı portresi çizmiş, Çankaya’nın katı protokollerini yer yer yıkmış, Çankaya’yı halka açmaya çalışmış  ve  cumhurbaşkanı olarak  vefat etmiştir. Sonrası  iktidar partilerinin uzlaşması  sonucu seçim yapılmıştır.

Günümüze gelirsek  yapılan bir anayasa değişikliği ile halkın cumhurbaşkanını seçmesi kararı verildi. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, matematiksel olarak CHP’li bir adayın seçilmesinin olanaksız olduğunu bildiğinden  MHP’ye sayın İhsanoğlu’nu önererek  büyük bir siyasi risk almış oldu. Gösterilen çatı adayı  partili olmayıp  muhteşem bir  özgeçmişe sahip  dört dil bilen  arkasında  yüzlerce ödül, kitap, makale olan bir bilim adamıydı. Hayatının büyük kısmı Mısır’da geçmiş olmasına rağmen Türk bilim dünyasına hizmet etmiş, Arap dünyasını ve Batı’yı iyi tanıyan, akademik kariyerini batıda yapan aday  Türkiye cumhurbaşkanlığı adaylığı için seçilebilmesi en yüksek adaydır.  Kılıçdaroğlu lider olarak en iyi tercihini yapmıştır. Türkiye muhafazakar bir ülkedir MHP ve CHP dahil, ANAP, Demokrat Parti, BBP, DSP, Saadet gibi tüm kanadın destek vermesiyle seçilme  şansı çok yüksek bir adayı CHP‘nin önermesi CHP için bir şanstır.

Bu öneri CHP için bir turnusol kâğıdı görevini yaptı. CHP içindeki  aslında Baykal yanlısı olan ve  gizli Kılıçdaroğlu aleyhtarı olanları harekete geçirdi  çatı adaya karşı çıktılar. Ortak yanları Baykalcı oluşlarıydı, çoğunluğu ön seçim yerine tepeden aday olanlardı. Baykal’ın sağ aday gösterirken sesini çıkarmayanlar şimdi CHP sağa kayıyor diyorlardı. İhsanoğlu’nu  kötüleme kampanyalarına malzeme bulamayıp, cumhuriyet karşıtı, El- Ezher mezunu, Mısır’da doğmuş  diyerek  aslında Kılıçdaroğlu karşıtlıklarını  gösteriyorlardı.

Aslında CHP’yi yıllardır  iktidara getirmeyen anlayış bunlardı. Tembel, çalışmayan, partisinin programını bile bilmeyen, sol ve sosyal demokrasi konusunda partisine bir yararı olmayanlar. Herkesin kendileri gibi düşünmesini, herkesin kendileri gibi giyinmesini isteyen bunlar  parti içi demokrasiye asla inanmamaktadırlar. Bazen solculuğu ateistlikle karıştıranlar, Alevilikle solculuğu karıştıranlar bunlardır. Aleviler, Hristiyanlar, Museviler solcu olabilir ancak bir inançlı Müslümanın solcu olacağına asla inanmadılar. İşlerine gelince laikliğe, işlerine gelince Atatürk’ün  arkasına sığındılar. CHP  hızla bunları eğitmeli, öğretmeli, yönlendirmelidir.

Kılıçdaroğlu yapılabilecek  en iyi tercihi yapmış, alınabilecek en büyük siyasi riski almıştır. CHP içindeki  aslında  kendisine karşı olup bunu seslendiremeyenlerin su yüzüne çıkmasına sebep olmuştur. Yüzde yüz seçilir  kavramını yıkıp geçmiş, yarışabilecek bir adayı Türk halkına önermiştir. Bu davranışıyla  CHP’nin her düşüncede insanların olabileceği sol bir parti olmasını  ispatlamıştır.