Cin vardır
İstanbul’da cinle ilgili bir sempozyum yapılmıştı. Bu sempozyumda bir bayan profesör cin denilen bir varlığın mevcud olmadığını söylemişti. Bu bayan profesör, o gün evine gidip, akşam yemeği yapmak için mutfağa girdiğinde, yemek kaplarının yerlerinde hareket edip gürültü çıkardıklarına şahit olmuş ve çok korkup kaçmış. Ertesi günü sabah hemen kürsüye çıkıp, eşhedü billah ben artık cinnin var olduğuna inandım demişti. Bunun yanı sıra Erzurum İlahiyat Fakültesi’nde okurken, Erzincanlı bir öğretmen arkadaşım. Evinde iken bir cinnin kendine musallat olduğunu ve zarar vermeye kalkıştığını söylemişti. Ancak cebinde Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi vesellem) yazdırdığı “Cin Mektubu” olduğu için, cinnin saldırmalarına rağmen bir zarar veremediğini ve bu sırada camların kırıldığını söylemişti. Söz konusu bu mektubun Türkçe okunuşunu bilâhere yazacağım.
Cin, cinnet, cinân, Cennet, cenân ve cenin gibi C ve N harflerinden gelen kelimeler, “Örtülü” demektir. Cennet denilen yer, meyveler, çiçekler, kokular ile örtülü olduğundan, bu isim verilmiştir. Delilere, mecnun denilmesi de, aklının örtülü olduğu içindir. Geceye “Cünn-i leyl” denir. Çünkü karanlık, günışığını örtmüştür. Cin denilen mahluklar da, gözümüzden örtülü olduğu için, cin denilmiştir. Cin kelimesi, Cinnî isminin çoğuludur. Cin, cinnîler demektir. Peri, Farsça’da, cin demektir.
Cin yani peri, ateşin alev kısmından yapılmış cisimler olup, her şekle girebilirler. Melekler ise, nûrânî cisimlerdir. Muhtelif şekle girebilirler. Melek ile cin, yaratılış bakımından birbirine yakındır. Melekler muhteremdir ve kıymetlidir. Cin, hakîrdir ve kıymetsizdir.
Cinnin varlığına inanmayan kâfir olur. Eski felsefecilerden bir kısmı, Kaderiyye (yani mutezile) fırkasının çoğu ve zındıklar, Cin ve şeytanlara inanmadı. Cin, zekî ve dâhî insan demektir. Şeytanlar da, kötü kimseler demektir dediler. Din kitaplarını okumayan ve İslâm âlimlerinin sözlerini bilmeyen, elbette inanmaz.
Zâriyât Sûresinin ellialtıncı âyetinde meâlen, “İnsanları ve Cinnîleri ancak, beni bilip itaat etsinler diye yarattım” buyuruluyor.
Bilgileri noksan bazı kimselerin, cinnîleri hayal (illüzyon) sanarak, yok demeleri kıymetsizdir. Korkudan göz önünde hâsıl olan hayaller, elbette yoktur. Fakat bu hayalleri cin sanmak, cinden haberi olmamak demektir. Bir şeye yok diyebilmek için, o şeyi tanımak ve kavramak lazımdır. Bütün peygamberlerin haber verdiği ve hele, Peygamberlerin en üstünün çeşitli zamanlarda haber verdiği bir bilgiye, akla ve tecrübeye dayanmadan, zan yolu ile çala kalem yok demek, ilim adamına yakışır bir şey değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.