Define avcısı arkadaştan korkunç haber
Merhaba değerli okuyucularım, sizlere bugün hazırladığım hikayemi anlatmak istiyorum:
“Küçük bir köyde yaşayan Taner ve Ahmet, define aramak için dağa doğru yola çıktılar. Yolda başlarına gelen tehlikeli olaylardan sağ kurtulan iki arkadaş, mağaraya ulaştılar. Definenin olduğu yeri bulan Taner ve Ahmet, kazmaya başladılar.
Ancak, mağara aniden tepelerine yıkıldı. Ahmet, altında kalarak hayatını kaybetti. Taner ise, arkadaşını umursamadı ve kazmaya devam etti. Defineyi bulan Taner, mağaradan çıktı.
Taner, elinde bir küp altınla aklı bir karış havada, gecenin derin karanlığında mağaradan köye doğru yola koyuldu. Yolda, yüzü gözü siyah kıyafetli, suretleri belli olmayan kişiler Taner'i bayıltıp kaçırdılar.
Sabah olmuştu. Taner, bir hışımla sıçradı ve kendisini tarlanın ortasında olduğunu fark etti. Taneri kaçıranlar, onu tarlanın ortasında bırakmışlardı.
Taner uyandı ve dün gece neler olduğunu tam hatırlayamıyordu. Kahveye gidip kendisini toparlamak istedi.
Taner kahveye gelince karşısında Ahmet'i gördü. Ahmet'i görünce her şey aklına gelmeye başlamıştı. Adeta dün gece olanlar sanki bir rüyaydı.
Aradan birkaç gün geçti ve Ahmet'le oturup başından geçen olayları anlattı. Ahmet, Taneri ciddiye almadı. Onunla alay etti ve böyle bir durumun olmadığını söyledi.
Taner, başından geçenleri ciddiyetle anlatmaya devam etti ve Ahmet'i ikna etti. Ahmet, bunları duyan Ahmet, "Hadi gidelim, bizi bekleyen küp altının yerine bakalım ve çıkartalım." dedi.
O büyük tılsımlı mağaranın önüne gelmişlerdi. Taner tir tir titriyordu. Önce içeriye girmek istemedi.
Ahmet, "Bunları bana sen anlattın. Bu mağaraya gireceğiz ve altınlarımızı alıp çıkacağız." dedi.
İçeri bir hışımla girdiler. Taner ne görsün? Yer kazdığı yer çukura taşlar düşmüş, fakat bir tek Ahmet eksikti. Taşların altında...
Hemen çıkmaları gerektiğini söyleyen Taner, kendini dışarıya attı ve Ahmet'i bekledi. Arkadaşı Ahmet, elinde bir küp altınla dışarıya çıktı ve altını çıkardığını söyledi.
Tam tamına 2 saat olmuştu ve yavaş yavaş gün doğuyordu. Tanerin içi ferahlamıştı. Fakat önceki yaşadıkları neydi?
Başladılar köye doğru yol almaya. Ahmet arkadan yavaş yavaş yürüyordu. Taner ise önünde hızlı adımlarla düşünerek hızlı adımlar atıyordu. Arkasını dönüp baktığında Ahmet yoktu.
Neler olduğunu anlamaya çalışan Taner, çok korktu ve köye doğru koşmaya başladı. Karşısına köy halkı çıkmıştı. Taneri öylece görünce, "Ne oldu be bu telaş?" diye sordular.
Taner, olayları bire bir anlattı. Köy halkı şaşkınlıkla olayı dinledi ve böyle bir şeyin olamayacağını söyledi. Taneri sakinleştirdiler.
Taner'in Rüyası mıydı?
Taner'in yaşadığı olay, köyde büyük bir şaşkınlık yarattı. Bazıları, Taner'in rüya gördüğünü düşünürken, bazıları ise definenin cinlerin tarafından alındığını iddia etti.
Köy muhtarı, olayın araştırılması için jandarma ekiplerine haber verdi. Jandarma ekipleri, Taner ve Ahmet'in ifadesini aldı. Ancak, olayla ilgili net bir bulguya ulaşılamadı.
Taner'in Kabusu Gerçek mi?
Taner'in yaşadığı olay, hala sırrını koruyor. Taner'in rüyası mıydı yoksa gerçekten define cinlerin tarafından mı alındı? Bu sorular, belki de hiçbir zaman cevaplanmayacak. Ancak, bu olay, köyde uzun yıllar konuşulmaya devam edecek.
Hikayenin Anlamı
Bu hikaye, insanoğlunun açgözlülüğünün ve hırsının nelere yol açabileceğini anlatıyor. Taner, definenin peşinden koşarken, arkadaşını ve ailesini bile umursamadı. Bu hırsı, onu hayaletler ve cinlerle dolu bir dünyaya sürükledi.
Hikaye, aynı zamanda, insanoğlunun korkularına da ışık tutuyor. Taner, başına gelen olayların rüya olduğunu düşünmek istedi. Ancak, gerçekte oldukça korkunç bir deneyim yaşadı.”
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.