ERMENEKLİ RECEP AMCADAN, RECEP REİS’E
Bazen insanımı anlamakla güçlük çekiyorum. İlim, fikir, siyaset, sanat, kültür kısacası insanı yönlendiren, tavrı-hali-anlayışı- ahlakı ile topluma yön verebilecek ne kadar meslek ve bunları temsilen meslek erbabı varsa onların tamamından bahsediyorum.
İçinde ki kini, nefreti, kötü ahlakı kusmak için kendini, nasıl bu kadar düşürebiliyor; aczi, aşağılığı nasıl kabulleniyor; fikir, bilim, siyaset ve gazetecilik adına karnını kaşıyarak dolaşabiliyorlar, bilemiyorum.
Sanki ülkem adına yazabileceğimiz, tartışabileceğimiz, geleceğimizi konuşabileceğimiz başka konular kalmamış gibi, bildiğiniz üzere iki ana konu gündemi oluşturmaya devam ediyor, şaşıyorum. Kendilerine anlı-şanlı gören gazeteci, köşe yazarı, fikir ve bilim insanı ve de siyasetçiler nasıl böyle küçük düşebiliyor; kendilerini, insanlığını kaybedeceğini bile bile nasıl ortaya koyabiliyor, bilmiyorum.
Tutturdular, Cumhurbaşkanlığı sarayının (yüklenmek için Aksaray diyorlar) maliyeti ile Ermenekli Recep Amca’nın yırtık lastikleri. Olmuyor beyler olmuyor, anlamıyorum. Anlıyorum da anlamamazlıktan gelmeye çalışıyorum, oda yerini bulmuyor.
Elbette siyasi iktidarlar ve icraatları eleştirilir, buna diyecek yok ama bununda bir ölçüsü olmalıdır. Siyasetçiler Aksaray’ a mı karşı çıkıyor, maliyetine mi. Yoksa Aksaray’ı başka bir esere rakip görüyorlar da onun için karşılar, açıkça söylesinler, bunun bir mahsuru yok. Sanki kendi dünyalarında gizli bir karşı çıkış var da, bunu ortaya açıkça koyma yerine, öbek altına kalleşçe vuruyorlar, sanki.
Beyler, baylar, hanımlar, canımlar; bu durum sizi yönünüzden tanımlanmaya muhtaç tanımlayınız. Aklınızı, beyninizi, fikrinizi, zikrinizi Arap sabunu ile yıkayınız ve temizce ortaya koyunuz. Arap sabunu dedim de sabun Arap kökenli değil ha, organik kökenli gerçek sabundan bahsediyorum.
Aksaray la ilgili diyeceğim fazla bir şey yok. Söylenecekler söylendi, Kemalistler, ulusalcılar ve solcular Aksaray’ı bahane ederek biraz eğlendi, sanmayın ki dilimiz bağlandı. Ben ve benim gibilerin aslında bu tür gereksiz söz dalaşına girmeye ihtiyaç duymuyor: Buna hükümet kanadı cevap veriyor zaten.
Hele gerçek bir Anadolu insanı, alnı terli, sırtı yağır, eli nasırlı, elbisesi yırtık Ermenekli Recep Amca’nı yırtık lastiğini (ona Gislaved değil soğukkuyu derler) bahane ederek başka dallara sallamayın. Buna hiç hakkınız yok. Sizi dallamalar, daha dün bir çobanla, bir köylü ile benim oyum aynı mı, böyle demokrasi olur mu diyen siz değilmiydiniz. Ne oldu da Recep amca ile yıldızınız barıştı, yolarınız kesişti, birden köylü receplerin dostu oldunuz, birden onların yanında kendinizi buldunuz.
Recep Amcaya gelince, hop işte o bizim işimiz. Dağ gibi evladını yitirmiş, bağrı yanık, yüreği yaralı saf ve temiz bir Anadolu insanını dilinize dolayarak, onu bahane ederek başkalarına sövmeye fırsat bulur; sırf isimleri benzer diye iki Recep’i mukayese edersiniz.
Bunu yaparken Recep Amcaya sordunuz mu? Eğer sizin gerçek niyetinizi anlasın, emin olun değnekle sizi Ermenek dağlarından KÖR ..İN ÖLDÜĞÜ yere kadar kovalar. Sizin lastiği bahane ederek iktidara sövdüğünüz gerçekte Reis Recep değil köylü Recep, bunu böyle bilesiniz.
Konu ile ilgili hele Zaman Gazetesinin tavrına bir türlü inanamıyorum”. Cumhuriyet ve Sözcü ile aynı başlığı atıyor. Tercihleri yanlışta olsa Müslümanların desteği il ayakta durmaya çalışan, paralel yapının sözcüsü Zaman’a sitem etmek hakkımız. İnanan saf Müslümanları desteği ile ayakta durmaya çalışan siz, nasıl oluyor da sizden olmayan Müslümanlara vuracak kadar bir ruh haleti sergiliyorsunuz.
Fitne kazanını beraber kaynatanlar, içinde de Reis Recebe vurmak için köylü Recebi oynatanlar. KEMALİST, KAPİTALİST, MARKSİST, NAR’SİST, ULUSAL’İST ve de PARALEL’SİT (bunlar galiba birbirinin paraleli), ne kadar İST’ ler varsa bir araya geliniz, bu milletin birlikteliği ile kırılacaktır beliniz.
Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.