FOTOĞRAF İŞİNİ İYİ OKUMAK GEREKİR…
Şükürler olsun bir güzel mutlu huzurlu sağlıklı ve de heyecanlı PAZARTESİ yazısı ile siz değerli gönül dostları ile birlikteyiz.
Bu satırları ve aşağıdaki konuları yazmak için o kadar heyecanlıyım ki. Rabbime bir değil binlerce sonsuz şükürler olsun.
Farkındasınız değil mi?
Konya’mızın kışı girdi. (Gonyamızın gışı girdi)…
Cumartesi sabah saat 10 suları hava pırıl pırıl açık ve güneşli. Eğer tarihini ve geçmişini iyi bilir isek buram buram tarih kopan, taşı ile toprağı ile sizi bir anda 5 bin yıl öncesine götüren Sille’nin göbeğindeyim. Sille’ye gitmek için son tepeye tırmanırken arabanın ön camları buğulanmıştı. O saatte o tarihin içinde olup mutluluğu yaşamayı bilyen gençler vardı. Kimi birbirini sarılmış, kimi el ele… Orta yaşlı ve de Konyalı olmadıkları bakışlarından belli yabancılar vardı. Ama insanlar o dar sokakların ve taş tahta karışımı evlerin arasında dolaşırken kendilerini öyle mutlu ve huzurlu hissediyorlardı ki. Siz karşıdan o enerjiyi alabiliyordunuz. Biz de o güzel enerji içerisinde bir ara üşüdüğümü hissettim. Cep telefonumdan havanın sıcaklığına baktım. Saat 10’da tepede güneş vardı ve derece 7’yi gösteriyordu.
Mesela dün sabah hava yine açık pırıl pırıl ve güneşli idi. Tavukların suyunu, yemlerini kontrol ettim. Kedilerimin yemlerine ve kumlarına baktım. Sonra sürekli benimle boğuşmak için elime koluma saldıran köpeklerimle de oynaşayım derken havanın mükemmelliği aklıma hava sıcaklığını getirdi. Çıkardım telefonuma baktım. 1 derece idi. Çünkü bizim konteynırın ve çevredeki birkaç evin çatısı düşen kırağıdan bembeyaz idi.
(Düne kadar her ortamda sohbetlerde evime davet ettiğim misafirlerime gururla övünerek eşimle prefabrik evde yaşadığımı söylüyordum. Geçtiğimiz hafta bir dost ortamında yine evimden gururla bahsedip evi tarif edince bir abim “Sen konteynırda yaşıyorsun” dedi ve kahkahayı patlattı. O andan itibaren benim evim terfi etti. Artık prefabrik bir evde değil konteynırda yaşıyorum)
Yani hava ne kadar soğuk ve sert olursa olsun mutlu ve huzurlu olmak için şükretmek ve birbirimize sarılıp, elimizi uzatıp selam vermek için, hal hatır sormak güzel sohbet etmek için her şey vardı.
Her yeni saat her yeni gün için Rabbime şükrediyorum. Farkında iseniz kendimiz için de, şehrimiz için de, ülkemiz için de son dönemlerde hep her şey çok daha güzel olacak demeye başladım. (Bu cümleleri atlayanlara bir kez daha hatırlatmak istedim)
Gelin birbirimize sahip çıkalım, kendi değerlerimizi yüceltelim. İyilikle iyi niyetle kaybetmeyiz. Kaybetmiş gibi görünsek de en iyi ilaç olan zamana bırakalım ve sonunda hem bu dünyada hem de Rabbimizin huzurunda gerçek huzuru bulalım.
MAKYAJ(!) BU KADAR ZOR MU?
Siz değerli gönül dostlarım siz siz olun benimle ilgili onların fesatlıklarından arkamdan önümden salladıklarına bakmayın. Allah’a şükür bugüne kadar herkes arkamızdan önümüzden bir şeyler söyledi ama o çamurlar tutmadı. Onlara hep kedi-ciğer gözü ile baktım.
Şehirde yine bizim üzerimizden bir furyadır gidiyor. Gitsin. Ben çok mutluyum. Çok huzurluyum. Çok şeffafım ve de çooook heyecanlıyım.
Bu satırları niye yazdım biliyor musunuz?
Bir okurumuz şehrin protokol yolu Gonyalı’nın “battı-çıktı”sı yolla ilgili olarak o yolu yapan Belediye Başkanı merhum Sıtkı Bilgin ile tek ve son röportajı bu fani yapmıştı. Birden şımardım ama bu işi yaptığım içinde kendi kendime “aferin oğlum” dedim.
Evet biz Konyaların “Battı-çıktı”sı yabancılar ve resmiyette de Meram Yeni Yol alt geçidi Konya Belediyesi tarafından 1958-1960 yılları arasında istimlak edilir.
Burası ile birlikte Konya-Ankara girişi de istimlak edilir. Aslında bu imar işi 1954’te 912 hektar sahayı kapsar ve 1960 tarihine kadar uygulanır.
Bu satırlarda vefatından kısa bir önce merhum Sıtkı Bilgin Bey’in değerli örnek insanın bana söylediği satırlardan birkaç cümle;
KONYA’NIN İLK ALT GEÇİDİNİ (BATTI ÇIKTI) MERAM YENİ YOL’A YAPTIK
İlk alt geçidi Meram Yeni Yol’da yaptık daha sonra bu alt geçide bizim ismimizi verdiler. O zaman DDY ve Karayollarından büyük destek aldık. Ama o günkü şartlarda teknoloji araç gereçle inanın o alt geçidin açılması çok zor oldu. Bizi çok uğraştırdı teknik imkânsızlıklar vardı.
BURADAN ÇIKAP TOPRAĞI ALAADDİN TEPESİNE YIĞDIK
O zaman buradan çıkan çok miktarda toprağı götürdük Alaaddin tepesine yığdık. Burası bir yılda ancak yapıldı. Hatta biz Yassıada’ya gittiğimiz için buradaki çalışmalara kızan dönemin Konya Valisi ‘burayı kapatıverin, buna gerek yok’ filan demiş.”
……………………
İşte ne olur gözlerinizi kapatın ve o günlerden bugün gelin o battı çıktıya birlikte bakıverelim.
Bu fotoğraflar geçtiğimiz hafta bir dostumuzdan geldi. Daha bunun gibi daha çok fotoğraflar var. Ve onca fotoğrafın altında dostumuz tek cümle yazıyordu “Abi bir gün burası başımıza iner mi?”
…………
Yok yahu o kadar korkmayın.
Yapan büyükler vakti zamanında o betonu dökenler durduk yerde çöken binalar gibi çimento yerine deniz kumu yapmamışlar. Yani çalıp çırpmamışlar.
Bu işlerden hiç anlamam teknik adam değilim ama vallahi o alt geçit başımıza inmez. Aslında şimdi yapılacak şey sadece makyaj(!)
Zaman zaman bizi yönetenlere niye çok kızıyorum biliyor musunuz?
Yıl 1958.
Yani günümüzden tam 61 yıl önce.
O günkü mühendislik beynini, zekâsını düşünün. O günkü teknolojiyi düşünün. Ve o gün yapılan yaya yolu ile şehirde otomobil otobüs yokken ki Konya’yı hayal edin. O günden bugüne gelin. Ve yaptıklarımıza bakın. Allah rızası için yapacağımız makyaj… Makyaj…
…………..
Geçen haftaydı galiba hangi gündü hatırlamıyorum.
Bir “sihirli el bekliyorum” diye yazmıştık.
Evet o sihirli el Başkan Uğur İbrahim Altay’ın eli. Ve o el bu işleri çekirdek çitler gibi anında yapar. Ama hala neden o el böyle yerlere dokunmuyor onu da anlamış onu da bilebilmiş değilim.
Durun bakalım biraz daha sabır diyelim.
ŞU FOTOĞRAF MESELESİNİ
BİRAZ AÇALIM MI?
Bu şehrin çok akıllı, çok zeki, çok derin düzgün insanları vardır.
Mesela gazetede dergide çıkan herhangi bir fotoğraftan neyin nereden geldiğini ve nereye gideceğini bu şehirde en iyi okuyan isimlerden birisi kulakları çınlasın Hüseyin Üzülmez Bey’di.
Bakın cumartesi günü bütün Konya basınında tarihi bir müjde vardı METRO…
Konya’yı yönetenlerin en büyük hayali.
Biz Konyalıların da tam olarak ne olduğunu ve bu işin nerelere gideceğini hesaplamadan ağzımıza pelesenk olan METRO işinde imzalar atılmıştı.
Bu tarihi imza törenine hiçbir basın mensubu alınmadığı için daha sonradan imzanın fotoğrafları görüntüleri bize de tüm meslektaşlarımıza ulaştığı gibi ulaştı.
Ama o ilk anda benim ne dikkatimi çekti biliyor musunuz?
Bugün için Reis’in A takımından, yeni Başkanlık sisteminin en genç idealist Konyalı Bakan Murat Kurum yoktu.
Yine Reis’in A takımından, yeni Başkanlık sisteminin oturaklı güçlü Konyalı Bakanı Dr. Fahrettin Koca da yoktu.
Geçtim Konya milletvekillerini AK Parti Genel Başkan yardımcısı Konyalı Leyla Şahin Usta da yoktu.
Siz de gördünüz değil mi o fotoğrafları, o görüntüleri.
Şunu diyorum
Bu görüntülerde elbette tartışılmasız Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay vardı ve olacaktı. Zaten Uğur Başkan da olmayacak sadece ihaleyi kazanan CMC ve Taşyapı Konsorsiyumu ve AYGM şirketinin yetkilileri mi olacaktı yani.
Ama gördüğünüz gibi bu karelerde eski Başkan Tahir Akyürek Bey vardı ve orada dimdik duruyordu.
Bugünkü yazımızın bu bölümü ile ne demek istediğimi de izin verinde artık siz yorumlayın olur mu?
METRO Konya’ya hayırlı olsun.
Sağ olasın Reis. Biz seni de bu METROyu da unutmayacağız.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Yapılan iyiliği unutmayacak kadar vefalı, yapılan kötülüğü umursamayacak kadar olgun ol. Çünkü iyilik; iyi insanların intikamıdır... Kötülük ise acizlerin tesellisidir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İkiyüzlülükten kendimizi kurtarabildiğimiz gün daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.