Biraz serin ama güneşli bir pazar gününden tüm değerli ve sadık okurlarımıza en derin saygı ve hürmetlerimizi sunarak bugünkü yazımıza ve şehrin, şehrin insanlarının dertleri ile dertlenmeye devam diyoruz.

Hac kuralarının açıklanmasının ardından okurlarımızdan büyük içten bir feryat yükselmeye başladı. Elbette Suudi Arabistan’ın hac konusundaki kotası, Diyanet İşleri’nin bu konudaki titizliği ve çözüm yollarındaki adaletli olma gayreti asla tartışılmaz. Bunun başka bir çözüm yolu da var mıdır bilinmiyor.

Ama yine bugünlerde bilinen ya da çok net görünen bir gerçek var ki hac hayali kuran, rüyalarında Kabe’yi gören, “Ah ölmeden bir de ben gidebilsem” diye günde beş değil beş yüz kere dua eden on binler kurada isimlerini göremedikleri için gözyaşı döküyorlar.

Mesela dünkü yazımız üzerine bize Seydişehir’den yazan Seydişehir Postası Gazetesinin sahibi abimiz Zeki Erman’da şunları söylüyordu: “Uğur bey ben 2009 yılında hac kaydı yaptırdım. 2016 için “otele çevirtirsen daha kolay çıkar” dediler ama yine kurada çıkmadım. Bana göre bu sistem yanlış. Tüm Türkiye'de kurasız yazılma sırasına Hacca gönderilmesi lazım vatandaşların.” diyordu.

Bizim görevimiz okurlarımızın, şehir insanın isteklerine şikayetlerine kulak vermek, onların sesi gözü kulağı olabilmek.

Haccı niyet alan maddi manevi hazırlıklarını tamamlayan ama kurada isimleri çıkmayan büyüklerimiz ve dostlarımıza sabır ve dua diyoruz. Herkesin hepimizin niyetini en iyi Cenab-ı Allah’ım biliyor değil mi?

SİLLE’DE TUVALET İÇİN TEŞEKKÜR,

TRAFİK KEŞMEKEŞİ İÇİN ACİL ÇÖZÜM…

Demek ki aylardır Sille’ye gitmiyormuşum. Geçen hafta cumartesi akşamüzeri Ankara’dan gelen konuklarımıza bir de Sille’yi gezdirmek için gitmiştim. Daha girişte tek yönlü olduğunu belirten trafik levhaları olmasına rağmen, tersten gelen araca yol vermek için frene bastık. Biz ilerledikçe, bir, iki, üç… Tek yönlü yoldan sürekli olarak araç trafiği vardı.

Bu arada atlamayalım. Hemen girişte yapılan tuvaleti görünce çok sevindik. Çünkü yerli ve yabancı turist sayısının hızla arttığı Sille’de bir tek bile tuvaletin olmadığını, herkesin cami tuvaletine hücum ettiğini, namaz vakitlerinde bayanların tuvalet kuyruğundaki görüntülerinin hoş olmadığını defalarca yazmıştık.

İçine girmedik. Ama otomobilden gördüğümüz kadarı ile modern tuvalet şimdilik Sille’nin umumi tuvalet sorununu çözmüş. Bu vesile ile Başkan Uğur İbrahim Altay ve ekibine şehrimiz adına teşekkür ederiz.

Ama o gün yine şahit olduk ki burada belki de sadece hafta sonlarına mahsus olmak üzere sürekli bir trafik polis kontrolünün olması gerekiyor.

Çünkü tersten gelen araçlar yabancı plakalı da değil hepsi 42 plakaydı.

Polis ve ceza korkusu olmaz ise yarın bir gün biz bu 5 bin yıllık tarih vadisinde hiç de hoş olmayan görüntüler, atan ve bozulan sinir sistemi ile bölgenin atmosferinde günaha girmeye devam ederiz.

ABDULLAH ÜZÜLMEZ ABİMİZ VE O MUHTEŞEM EKİBİ

Rahmetli Özal döneminde Konya’yı ve bölgemizi uçurtan o muhteşem ekibin başındaki Abdullah Üzülmez abimiz ve ekibinin aradan geçen onca yıla ve insanının vefasızlığının sık sık dile getirildiği günümüzdeki beraberliklerine şahit oldukça doğrusu şaşırıyoruz. Bu nasıl bir birlikteliktir, nasıl bir ruhtur diye de açıkça samimi bir şekilde kendilerine soruyoruz.

İşte iki gün önce Cuma’dan sonra Abdullah Üzülmez, Ali Kemal Başaran, Nazmi Sırıt ve Salih Yanık abimizin bu kez de önce namaz sonra nefis su böreği yeme bahanesi ile buluşmaları gerçekten alkışlanacak cinsten idi.

Evet, insan yeter ki sevdikleri ile bir araya gelmeyi arzu etsin. Yemek içmek bahane idi. Buradan bir kez daha şunu ifade etmek isterim ki “Siyaset, spor, ticaret adı ne olursa olsun insanların yıllara meydan okurcasına olan bütünlüğüne ancak şapka çıkartılır, ayakta alkışlanır”…

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Çok söz hamal yükü imiş!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yayalar özellikle de bebek arabalı anne ve babalar kaldırım yerine yolda yürümedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz...