İLAN EDİLEN SAVAŞ
Canımız yandı,
Alçaklar yine vurdu.
Batı ülkeme savaş ilan etti ve bunu da alenileştirdi.
Yapılan da buydu, zaten.
Defalarca yazdık, konuştuk, tartıştık: “ülkeme ilan edilmeyen bir savaş var” diye.
Savaş ilanına aklı başında olanlar inandı ama ahmaklar inanmadı.
Dışarıda batının “içeride batı dostlarının da inanmayacağı bir durum yok” artık.
Her şey ayan-beyan, ahmaklar kaldı yavan.
Ülkemi sıkıştırıp pes ettirmek istiyorlar.
Öyle de “pehlivanı pes ettirecek pozisyona getiremiyorlar”.
“Bedenini yoruyor, olmadı kolunu kırıyor, olmadı elini bağlıyor, olmadı yüreğini dağlıyor. Daha da olmadı kural değiştiriyor” ama Koca Yusuf gibi bu sefer ayakaltından dalıp, batıyı şaşırtıyor.
“Demokrasi diyor, en alasını ülkemde buluyor, özgürlük diyor, yoğunlukla karşılık alıyor”.
Artık batı da saklamıyor, “SAVAŞ İLAN ETTİM” diyor.
Buyurun, “işte batı, ihanetin adı”.
Batı dostluğu ve hayranlığı içinde olanlara da bu sözüm.
Hainler seviniyor ve alkış tutuyor,
Çünkü ilan edilen savaşı onlar yönetiyor.
Çünkü “dünya 5’ten büyüktür, mazlumların sesiyiz, sizin payınızda mazlumların da hakkı var” diyen bir Türkiye ve bir başkan var:
Batının adalet anlayışına bakar mısınız?
Sahtekârlığı gözlerinden çakar mısınız?
“Bize rahat vermeyecekler,
Bu millet de size rahat vermeyecek”, bunu böyle bilesiniz.
“Bunu 15 Temmuz’da gördünüz,
Delik çoraplarınızı saman çöpüyle ördünüz”.
“Elazığ, Gaziantep katliamları bizi yıldıramaz,
Sizin nefesiniz, açmış güllerimizi solduramaz”.
“Kalleşçe ancak arkadan vurursunuz,
Siz de bir gün belanızı bulursunuz”.
Rabbimin bu necip millete insanlığa hizmete nasibine devam ettirsin. Âmin.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.