KIRIM VE KIRIM TÜRKLERİ
Kırım sevdalısı olan ve Orta Asya’daki Türklerle ilgili araştırmalarına devam eden Prof. Dr. Kemal Özcan, geçtiğimiz Mayıs ayında Konya Aydınlar Ocağı’nda Kırım Türklerini anlatmıştı.
Osmanlı’nın Kırım ve Doğu Karadeniz politikasıyla ilgili ilginç açıklamalar yapan Kemal Özcan hoca, Korkunç İvan’a kök söktüren ve onun liderliğindeki Moskova’yı yakıp yıkan Kırım Hanı Giray Han ile devamlı at üstünde koşturan ve at üstünde iyi ok atan Tatar savaşçılarının cengâverliğinden de bahsetmişti.
Kırım Hanlarının, protokolde, Osmanlı sadrazamlarından da önde geldiğini belirterek Kırım’ın, Selçuklular’dan beri Osmanlılar döneminde de Doğu Karadeniz politikası açısından son derece önemli olduğunu kaydeden Kemal Hoca, Osmanlı’nın zaman zaman yaptığı hatalardan da söz ederek bunun Kırım hanları tarafından sineye çekilmediğini ve bu hatalar sebebiyle de Osmanlı’nın, 93 Harbi ve son Abdülhamid döneminde Osmanlı-Kırım savaşındaki yenilgisinden sonra dünya siyaset sahnesinde büyük bir yara aldığını da dile getirmişti. Kemal hoca ayrıca, Osmanlı’nın II. Viyana Bozgunu’nda Kırım Hanı Giray Hanı’nın yaptığı hatasının da bütün Kırım halkına kesilemeyeceğini güzel bir üslûpla ifade etmişti.
Lâkin, her Viyana Bozgunu yıldönümlerinde bazı tarihçiler ile insanlarımızın, Giray Han’ın bu hatasını bütün Kırım halkına çıkartırcasına, Kırım halkının neden sürgüne gönderildikleri ve başlarına gelen felâketlerin de Kırım Hanı Giray Han’ın ‘Osmanlı’ya ihanet’inden dolayı geldiği vehmine ve yanlışına kapıldıkları da bir gerçek.
Kırım Hanlığı’nın, özel statüsü olan imtiyazlı bir emirlik haline gelmesi ise, Fatih Sultan Mehmed Döneminde görevlendirilen Gedik Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının 1475’de Kırım’ı fethetmesiyle başlar. Kırım Hanlığı’nın Osmanlı’ya bağlılığı ise, 1774’te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile sona ermişti. Bunun yanı sıra Kırım Hanlığı’nın Osmanlı’ya bağlılığı ise Kırım’ın 1783’de Ruslar tarafından ilhak edilmesine kadar 300 yıl devam etmişti. Kırım Yarımadası’nın önemi ise, Karadeniz ve Boğazlarla yakından alâkalıdır. Rusya’nın gözü sıcak denizlere inmek için devamlı olarak Karadeniz koridoru ve boğazlarda olmuştur.
Ne zaman Kırım, Osmanlı Devletinden koparılmış Karadeniz, boğazlar ve Anadolu tehlike altına girmiştir. Günümüzde de Kırım’ı tekrar ilhak eden Rusya’nun bu hamlesiyle Karadeniz, boğazlar ve Türkiye’nin tehlike altına girdiği bir kez daha görülmüştür.
Türkiye açısından bugün Kıbrıs ne ise, Kırım da odur.
***
Kırım Türkleri Seydişehir Şubesi başkanlığı görevini 25 sene fedakârca yürüten Mustafa Sarıkamış, sevdiğim mücadeleci bir arkadaşım.
Kırım Türkleri Vakfı yönetim kurulu üyesi olarak bu vakfın harcamaları kısmına şerh koyan tek üye olması dolayısıyla, birilerini ürkütmüş olacak ki Kırım Türkleri Seydişehir Şubesi başkanlığından geçtiğimiz günlerde genel merkez tarafından görevinden alındığını öğrendiğimde haliyle üzülmüştüm.
Abisi Konya Kırım Türkleri Derneği eski başkanlarında rahmetli Fevzi Sarıkamış gibi mücadeleci bir ruha sahip olan sevgili arkadaşım Mustafa Sarıkamış, Kırım dâvasını devam ettirmek için genel merkezi Seydişehir olmak üzere “Kırım Tatarları Derneği” adı altında yeni bir dernek kurma çalışmalarına başladığını haber aldığımda ise çok sevindim.
Kıymetli dostuma bu azminden ve gayretinden dolayı başarılar diliyorum.
Sarıkamış’la yollarımız Kırım’ın Sesi gazetesinde birleşmişti.
Ayda bir çıkan Kırım’ın Sesi Gazetesi, maddi imkânsızlıklar yüzünden yayınına şimdilik ara verdi. Lâkin e-gazete olarak yayınına devam ediyor. Dünyanın her ülkesinden ve Türkiye’nin her bir şehrinden çok iyi bir okuyucu profili ve yazar kadrosu da var. Kırım’ın Sesi’nde “haber müdürü” olarak görev almış ve gazetenin 2-3 sayısını beraberce çıkarmıştık.
Kendisini ‘Vatan Kırım’a adayan ve bu uğurda demeçler vererek, salon toplantıları düzenleyerek, nümayişler tertip ederek mücadele eden kıymetli dostum Mustafa, aynı heyecan ve azimle birlikte önüne çıkarılan engellerden yılmayarak yoluna devam ediyor.
Bundan böyle Kırım’a inanan ve yürekleri Kırım’ın kurtuluşu için çarpan vatansever, milliyetçi, mukaddesatçı, şahsiyetli, ahlâklı ve davasına inanmış inançlı insanlarla yoluna devam edecek olan Mustafa’nın, Rabbim yâr ve yardımcısı olsun.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Gerek Kırım’daki Kırım Türkleri ve gerekse Türkiye’deki Kırım Türkleri, Kırım’a tekrar özerklik statüsü verilmesi için mücadelede tek yürek olamadıkları gibi Türkiye hariciye yetkilileri, o konuda gerekli hassasiyeti göstermek yerine açıklama yaparak yetinmek zorunda kalmaktadır.
Kırım ve diasporadaki Kırım halkları ise artık Kırım’ın devlet olma vaktinin geldiği düşüncesindedir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.