Yeni ifadeyle kırsal, eski ifadeyle köy demektir. Köy ise tarım yapılan yerdir. Sözlükte kırsal “yönetim durumu, toplumsal ve ekonomik özellikleri ve nüfus yoğunluğu bakımından kasabadan farklı, daha küçük ve geri olan, genellikle tarımla uğraşan, konutları ve öteki yapıları bu yaşamı yansıtan, kırsal yerleşme birimi” olarak tarif edilmiştir.

Köylü ise uzun süre kırsalda yaşayan, genellikle tarım yapandır. Batılılar köylü için “geri kalmış, fakir, kaba, görgüsüz, eğitimsiz” ifadelerini kullanır. Maalesef böyle. Kendini medeni, gelişmiş, zengin, daha da ötede burjuva olarak gören batılı, kendi köylüsünü akıl almaz ifadelerle aşağılamaktan geri kalmaz. Ülkemizde de bazı yörelerde “köylü” kelimesi bir anlamda “aşağılama” yerine kullanır, hakir görülür.

Çeşitli sebeplerle (yangın, fırtına, sel, pandemi vs.) meydana gelen olaylar karşısında ilk aranan gıda olması ile gelinen noktada tarım ve gıdanın ne kadar da önemli olduğu daha nasıl anlatılır, bilelim

Daha önceden de birkaç yazımda ele aldığım gibi o hakir, kaba, geri kalmış, eğitimsiz görülen köylü, düşünelim ki üretimden vazgeçsin ve sadece kendisi için üretsin. O muhteşem şehirli veya seçkinler (burjuva) ne yapar, açlığa kaç gün dayanır, sorulmalıdır.

Dünyada da olduğu gibi ülkemizde de köylü nüfusu azalıyor. Dünyada 1950’ lerde % 70 olan köylülük bugünlerde % 55, 2050’ lerde, tersine dönerek % 30’lara düşeceği tahmin ediliyor. Bu da, her ne kadar üretim artsa da, üretici nüfusunun azalması ile ne de olsa üretimin tehlikede olduğu anlamına gelebilecek, ya da toprak eskiden de olduğu gibi tekrar nüfuslu insanların bir şekilde eline geçecek.

Bunlar tamam da, ne yapılabilir’e acilen cevap aranmalıdır. Pandemi tüm tarımla uğraşan kesimlerin (bakanlık, çiftçi, akademisyen, birlikler, kooperatifler ve gıda sanayicileri) yıllardır yapamadığını yaptı ve tarımın vazgeçilmez olduğu gösterdi; toplumun köyde ve kırsalda yaşama isteğinin de çoğalttı.

Son günlerde Ana Muhalefet partisinin tarımla ilgili projeleri olduğuna dair bilgiler alıyoruz. Detaylandırma yok ama tarımı gündeme getirmeleri ve üzerinde çalışma yapmaları takdir edilir. Bakalım ne çıkacak. Gerçek ve uygulanabilir projeler mi yoksa ülke gerçeği ile ilgisi olmayan, laftan ibaret, uçuk projeler mi olacak; bekleyip görelim.

Ülke gerçeğine uygun bir tarım projesini Konya’da Hüyük ilçesi hayata geçirmek üzere. Hüyük Belediye Başkanı Mehmet Çiğdem, Türkiye'nin ilk Tarım ve Gençlik Kampı'nın Hüyük ilçesinde kurulmakta olduğunu bildirdi. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın destekleriyle 2019 yılında bir proje kapsamında yapımına başlanan çalışmaların sürerken, inşaat halindeki kerpiç evlerin yapımının ise tamamlanmak üzere.

Projede kampta 25 kerpiç evin bitiminde "Gençlik ve Spor Bakanlığının 200'er lik gruplar halinde Kampa göndereceği öğrenciler, buradaki evlerde bir hafta süreyle konaklayarak, tarım dersleri alacak ve ilçede üretimi yapılan ürünleri yetiştirilmesine eşlik edecek”. Gerçek proje budur. Genç insanımız böylece üretimin, emeğin, gıdanın değerini bilecek ve hayatında bunlara yer ayıracaktır. Umarın ülkemin birçok yerinde bu kamplar çoğaltılır. TİGEM’ler de bu proje için alan olarak kullanılır.

Öte yandan kentlerde nüfus çok arttı. Ekonominin yükünü de kentler çekmekte ancak kırsal da devlet kalmanın garantisidir. Bundan sonraki alt-üst yapı hizmetinde kırsala öncelik verilir ve umarım köyler yaşanacak, insanımız da tabiatla iç içe yaşayacak zemin bularak stres atar. Buna ihtiyacımız var. Bazı turizm bölgeleri bu projeyi dikkate alır ve yaşanabilir agro-eko turizm bölgeleri imar eder.

İnsana, emeğe saygı; israf ve aymazlığa son dileklerimle; Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.