Erol Sunat

Erol Sunat

Bizim Bakkalımız Yalan Oldu!

Bizim Bakkalımız Yalan Oldu!

Bakkallar çocukluğumuzun vazgeçilmeziydi. Mahalle bakkallarında yok yoktu. 60’lı yılların başlarında Anadolu’nun ilçelerinde gece saat 24 olduğunda elektrikler kesilir, jeneratörler sabaha kadar dinlenmeye geçerdi.

Sık kesintiler olurdu. O kesintiler için idare lambası her evin vazgeçilmeziydi.,

Onun şişe denilen lambası, fitili, gazyağı,

Yoğurt, teneke peyniri, zeytin,

Helva, fırınlardan gelen ekmek, toz şeker, kesmeşeker,

Pirinç, un, bulgur yan yana dizilmiş çuvallar içinde bulunurdu.

Ve tabi kara kaplı kalın bir veresiye defteri de bakkal tezgahında hemen terazinin altındaki dolabın içinde dururdu.

Veresiye kim bir şey alsa, defter oradan çıkarılır, yazılacaklar yazılır ve sonra tekrar yerine konurdu.

Her sayfası bir kişiye ayrılmıştı. Hesap kapandığında, o sayfa iptal edilir, müşteri arzu ederse, bir sonraki ay için ona yeni bir sayfa daha açılırdı.

Çocukluğumun Bakkalları genellikle orta yaşın üzerindeydiler. Bazıları baba mesleğini icra eder, iki-üç kuşak aynı mahallede bakkallık yapanlar vardı.

Çok güzel majiskül yazı yazarlardı. O majiskül yazılarla sayfalardaki isimler, alınan ürünler, onların karşısına yazılan rakamlar alt alta sıralanırdı.

Bakkalların dört işlemi yani hesapları bayağı iyiydi.

Alınan ürünleri kafadan hesap eder, kaç lira olduğunu hemen söylerlerdi.

Mahalleye dışarıdan gelenler için danışma bürosu gibiydi bakkallar. Bütün mahalleyi ezbere tanıdıkları için, dışarıdan gelen yabancıyı mutlaka bilirlerdi. Yol ve adres tarifi yaparlar, güvenilir bulmadıkları insanlara da herhangi bir açıklama yapmazlardı. İnsan sarrafıydılar!

 

*****

Bakkallar mahallenin bilirkişisi olan insanlardı.

Halden anlarlardı! Gani gönüllüydüler.

Bazıları Muhtardı, Muhtar olmayanlar ise Muhtarın azası idiler.

Sır küpüydüler. Geveze değillerdi. Çok şey bilirler ancak söylemezlerdi. Ketum denen özellikleri çok fazlaydı.

O bakkallar bizim bakkalımızdı. Onların dükkanları sıcacık ve samimiydi. Güven veren bir havası vardı. Babalarımızın selamıyla giderdik o bakkallara…

Alışılmışın dışında bir talebimiz olsa, babanın haberi var mı diye sorarlar, inanmazlarsa, kesinlikle bir şey vermezlerdi de, satmazlardı da…

Aradan yıllar geçip, mahallede büyüyen çocuklar iş-güç sahibi olup, dükkanına uğradıklarında gözleri dolardı. Mahalleden ayrılanlarla helalleşir, düğünlerde ve cenazelerde mutlaka bulunurlardı.

Mahalle Bakkalı, o mahallenin bir parçasıydı.

Hep öyle kaldı.

Bakkal Hasan Amcayı, Adem Amcayı, Mehmet Amcayı, Hüseyin Amcayı kim unutabilir ki…

 

*****

Bizim bakkalımız gitti, yerini A101, BİM ve ŞOK gibi marketler aldı. Onlarla birlikte şehrimizde Adesem, Afra ve diğer yerli markaların şubeleri de eklenince bakkallar birer, ikişer kapanmaya başlamıştı.

Daha sonra, Adesemler kapandı, Afralar kapandı. A101 ve BİM’lerin şubeleri artmaya başladı. Bakkallara ait olan alanı aslında bu markalar kapatmadı.

Şehrimizde Suriyeli sığınmacıların bakkalları mantar misali açmaya ve çoğalmaya başladılar!

Bakkal kavramının son temsilcilerinin mahallelerdeki rakiplerine son olarak Suriyeli sığınmacıların geçmişin bakkallarına benzemeye çalışan Suriye usulü bakkal dükkanları eklendi.

Kendi bakkallarımız can çekişirken, Suriyeli sığınmacıların bakkalları bayağı fazla. Bazen bir sokakta, 3-4 tane gibi…

 

 

Soracağımız en çarpıcı soru, kendi bakkallarımızı neden yaşatamadık, yaşatmak için ne yaptık sorusu! Bu sorunun cevabını arayanlar, bunca market şubesi ve Suriyeli bakkallar arasında, ayakta kalmak için çırpınan bakkallarımızın haline baksınlar! Birde bu konuya yaklaşımımıza…

 

*****

Hatırlarsanız bir ara Hiper Marketlerin şehir dışına çıkarılması diye bir düşünce vardı.

O yıllarda Konya’da Afra ve Adese gibi iki yerli market ortaya çıkmış, ancak yerlerinden kımıldamadıkları gibi, kendi küçük şubelerini şehrin her tarafına açmaya başlamışlardı.

Hiper Marketlerle olan mücadelelerine daha baştan 3-0 mağlup çıkan bakkallar, hemen yanı başlarındaki şubeler karşısında dağıldılar, kendilerini bir türlü toparlayamadılar.

Büyükçe bir sokakta bir tane bakkal, bir tane A101, bir tane BİM, birkaç tanede Suriyeli Bakkal kaldı..

Afra ve Adesemler pazardan çekildikten sonra, Çelikkayalar gibi yerli markalar, şehrin değişik semtlerinde açmış oldukları şubelerle yollarına devam ediyorlar.

Bir ara, Bakkalımı istiyorum diye kampanyalar başlatılmıştı. Bu kampanyalar o günlerde ne tuttu, nede fazla bir ses getirebildi.

Ne zamana kadar, 2020 yılının Mart ayına yani Pandemi dönemine kadar.

Buradan nereye mi geleceğiz? Tabi ki veresiye defterine….

Piyasaların karışıklığı, marketlerin sürekli değişen fiyatları, çarşı-pazar fiyatlarındaki anormallikler, insanları bakkallara yönlendirdi.

Birçok bakkal hem çeşidini artırdı, hem de meyve ve sebze bölümlerini de açtılar.

AVM’lerde veresiye yoktu. Onların şubelerinde de…Çarşı-Pazar’da durum aynı olunca, ne yapsın insanlar, veresiye günlerine geri döndüler.

 

*****

Şartlar, piyasa ve enflasyon bakkalları daha güvenilir, daha sevimli, ve daha güvenli bir liman haline getirdi.

İnsanlar ekmek dahil, her şeyi yazdırmaya ve aydan aya ödemeye başladılar.

Bizim bakkalımız geri mi döndü diye konuşanlar oldu!

Bu dönüş, yeterli miydi?

Kapanan bakkallar yeniden açılabilir miydi gibi sorular şu anda cevapsız.

Ancak, Marketlere ve Suriyeli Bakkallara rağmen şehrimizde ayakta kalma mücadelesi veren bakkallarımız, çok daha kaliteli ürünler getirerek ayakta durmaya ve bakkal kavramını yaşatmaya çalışıyorlar!

Bakkallarımızın ayakta kalması inanın bu hengamede, bu oldukça sert ve acımasız rekabet ortamında oldukça zor.

 

*****

Bazı bakkallarımızda bir zamanlar şöyle bir yazı vardı;

"Yarın bir gün paran kalmadığında sana bir ekmeği, ne A-101, ne Adese, ne Makro, ne de BİM verir. Verirse mahalle bakkalın verir!"

Bu yazı, bugünlerde, “Yarın bir gün paran kalmadığında sana bir ekmeği, ne A-101, ne de BİM verir. Verirse mahalle bakkalın verir!" şekline dönüştü.

Bu sitem, mahalle bakkallarına gösterdiğimiz vefasızlığın bir göstergesi…

Biz bu işin edebiyatına bayılıyoruz.

Bakkallar neden kapanıyor, neden kimse bir şey yapmıyor demek kolay!

Çok daha kolay bir soru soralım;

Mahalle bakkalınızdan en son ne zaman bir şeyler aldınız?

Bir ay önce, bir hafta önce, dün, galiba hiç uğramadınız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR