“Konya halkının tutuklanmasına…”
TARİHE YOLCULUK (114)
“Konya halkının tutuklanmasına…”
- Meclis’ten, “Bütün bir Konya bölgesi irticaya müsait bir bölge olduğundan Konya halkının bütünüyle tutuklanmasına…” şeklinde karar çıkınca İstiklal Mahkemeleri’nce; “Konya merkezde 2 bin 300 kişi tutuklanmış, 805 kişi 3 gün içinde idam edilmiştir. Bin 495 kişi de kürek, kala, bende ve ömür boyu gibi çeşitli cezalara çarptırılmışlardır...”
Konya İsyanı ve Delibaş hadisesi ile ilgili yazımızın sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Konya İsyanlarında üç - dört isim öne çıkmaktadır. Bunlardan ikisi vali, diğeri Delibaşı Mehmet’i isyana teşvik etmekle itham edilen Meclis-i Mebusan Mebusu Zeynelabidîn Efendi’dir.
1866 yılında Konya’da doğan Muhammed Zeynelabidîn Efendi, Memiş Efendi’nin torunu, Şeyh Muhammed Bahaüddin Efendi’nin en büyük oğludur. Tahsilini Konya ve İstanbul’da yaptıktan sonra siyasete atılan Zeynelabidîn Efendi, İkinci Meşrutiyet döneminde, 1908 Meclis-i Mebusan seçimlerinde, İttihat ve Terakki Fırkası’ndan Konya mebusu seçildi. Daha sonra da Ayan üyeliğinde bulundu. Eserlerinde ve konuşmalarında zamanına göre ilgi çekici fikirler ileri sürdü ve siyasette tek parti tahakkümüne karşı çıktı. Sonradan Hürriyet ve İhtilaf Fırkası liderleri arasında yer aldı ve partinin Konya teşkilatını kurdurdu. Zeynelabidîn Efendi’nin fırtınalı bir politik hayatı vardı. Cumhuriyet’in ilanından sonra çıkarılan bir kararname ile adı yüz ellilikler arasında yer aldı. Üniversite niteliği taşıyan Islah-ı Medaris’in kurucuları arasında yer aldı. “İslâmiyet ve Meşrutiyet” ile “Malumat-ı Medeniye” gibi basılmış eserleri de vardır.
Delibaş İsyanı olayı ile suçlanan Zeynelabidin Efendi, yurtdışına çıktıktan sonra Hatay, Şam, Beyrut ve Medine’de yaşamıştır. İsyan bastırıldıktan sonra, Zeynelabidin Efendi ile ilişkisi olan herkes cezalandırılmış adeta isyanın faturası Islâh-ı Medaris kurucularının üzerine kesilmiş gibidir.” (http://konyaninalimvehocalari.konyacami.com/muhammed-zeynelabidin-efendi/)
Konya’da Yürüyüş ve İstiklal Mahkemeleri
“Artin Cemal” olarak da bilinen Vali Cemal Bey ile Delibaş Mehmet’e pek çok selahiyet veren Vali Haydar Bey, Konya İsyanı’nda üzerinde durulması gereken ve idarede zafiyet gösteren valiler olarak dikkat çekmektedir.
Bu arada 1921’de, hilafetin kaldırılacağı konuşulurken Konya'da bir yürüyüş gerçekleşir. Konyalılar hilafetin kaldırılması ihtimaline tepkiliydi... Meclis'ten oy çokluğuyla bir karar çıktı. Bu karar Konya tarihi açısından son derece korkunçtu... Kararda Konya'nın tümüne irticacı deniyor... Hatta tüm Konya'nın tutuklanması emrediliyordu...
"Bütün bir Konya bölgesi irticaya müsait bir bölge olduğundan gericiliğe müsait bir zemin oluşturulduğundan Konya halkının bütünüyle tutuklanmasına…" (TBMM arşivi Dosya No: 242 Karar No: 276)
Yeni kurulan İstiklal Mahkemesi, işte o emir üzerine harekete geçti... 3 üyeli gezici mahkeme Konya'ya gitti ve sadece 3 gün içinde Konya bozkırında tutuklanan 2 bin 300 kişiden 805'i yine 3 gün içinde idam edildi...
"Konya merkezde 2 bin 300 kişi tutuklanmış, 805 kişi 3 gün içinde idam edilmiştir. Bin 495 kişi de kürek, kala, bende ve ömür boyu gibi çeşitli cezalara çarptırılmışlardır..." (TBMM arşivi No:5 Zarf 48)
Yabancı Sefirler ve Atatürk Konya’da
Mustafa Kemal Atatürk’ün Konya’ya ilk gelişleri 3 Ağustos 1920, İstanbul Hükümeti’nin Konya’da Teâli İslâm Cemiyeti üyesi ve Konya Mebusu Zeynel Abidin Efendi aracılığı ile Delibaş Mehmet hadisesinin filizlenmeye başladığı döneme; 4’üncü gelişleri Büyük Taarruz ’un hazırlık aşmasının tamamlanmak üzere olduğu 20 Temmuz 1922 tarihinde olur. Atatürk’ün iki yabancı elçiyle birlikte Konya’ya ikinci gelişleri de siyasi tarihimiz açısından üzerinde önemle durulması gereken bir ziyarettir. Çünkü Atatürk, üç gün Konya’da kalmış ve bir çok yeri ziyaret de etmiştir. Bu arada yabancı elçilerle de Konya’da görüşmüştür.
Bütün bunlar bir yana Atatürk’ün derin ve duygusal bir Konya sevgisi de vardır. Duygusal sevgisinin köklerinde atalarının Konya’dan Selanik’e göç etmesinin önemli yeri vardır. Atatürk, atalarının Konya’dan göç ettiğini dil çalışmaları dolayısıyla zaman zaman Atatürk’ün sofrasında bulunmuş olan dönemin Konya milletvekillerinden Naim Hazım Onat’a şu cümlelerle anlatmıştır: “Konya benim dedelerimin öz vatanıdır. Onlar Rumeli’ye Anadolu’dan göçmüşlerdir.” Aynı şekilde Atatürk’e yakınlığı ile bilinen tarihçi Enver Behnan Şapolyo da Atatürk’ün baba tarafından dedelerinin Kırmızı Hafız boyundan olduğunu yazar.
PAZARTESİ: Ereğli ve Karapınar tarihine bakış…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.