KUTSAL DEĞERLERE SAYGI
8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle Taksim İstiklal Caddesi’nde yürüyüşe katılan kadınlardan bir kısmının Ezan-ı Muhammediye’nin okunmasıyla birlikte ıslıklarla ezanımıza karşı yaptığı (yapıldıysa) büyük saygısızlık haklı olarak Müslümanların tepkisine neden olmuşlardır.
Bir insanın bir dine inanıp inanmaması başka dinlerin kutsallarına saygısızlığının haklı gerekçesini oluşturamaz. Kaldı ki, yüzde 99’nun kendisini Müslüman olarak tanımladığı bir ülke de hem de İstanbul’da böyle bir saygısızlığın hatta densizliğin yapılması çok daha fazla düşündürücüdür.
Doğrusu, bu yazıyı yazmamın asıl sebebi bunlara tepki göstermekten çok bu tür davranışların neden ve sonuçlarının ortaya konulup bir nevi sorgulanmasıdır.
-Evet, bu Müslüman toplumun çocuklarını bu ve buna benzer durumlara kim, kimler getirdi? Esas üzerinde durulması gereken husus burasıdır.
Gelin ağlanacaksa hep beraber ağlayalım; kızılacaksa hep beraber kızalım; ancak, en önemlisi gerçeği görelim! İnşallah bu tür olumsuz durumlar gerçeği görmemize vesile olur!
Ezanımız, Müslümanlığımızı günde beş defa hatırlatan, kurtuluşa çağıran en önemli şiarlarımızdan olup aynı zamanda hepimizi camiye çağırmaktadır. Bugün camilerimiz çok güzel, çok süslü; ancak, camilerimiz boş, camilerimiz garip!
Şunu samimiyetimle ifade ediyorum; ezanımızı ıslıklayanlara gösterilen tepkileri taktirle karşılıyorum; ancak, ezana en büyük saygı, sahip çıkma camilerimizi Cuma günleri olduğu gibi hınca hınç doldurup birlik beraberliğimizi, gücümüzü cümle aleme göstermekle olur.
İstiklal Caddesini dolduran insanımızın yüzde kaçı ezan okununca camiye gitmektedir. Gitmiyorlar! Kafeler tıklım tıklım dolu, camiler boş! Esas tepkimiz, kaygımız, mücadelemiz buna olmalı!
-Ya kime ne diyeyim kime ne anlatayım!
Gelin hep beraber Müslüman çocuklarının bu hale nasıl geldiği, getirildiği ve bu durumdan nasıl kurtarılması gerektiği üzerine kafa yoralım.
Müslüman çocuklarının İstanbul Boğazı’nın Marmara Denizine aktığı gibi İslam’dan uzaklaşıp cehenneme aktığına yanalım! Abartmıyor gerçeği haykırıyorum büyük felaketi yaşıyoruz! En büyük felaket İMANSIZLIKTIR!
Geçen aylarda “Çocuklarımız Tehdit Altında” başlığı ile yazdığım bir yazımda;
“İslam düşmanlarının gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizden uzaklaştırmaya hatta tamamen koparmaya yönelik çalışmalarının acı sonuçlarını belirgin olarak göstermeye başladığını; gençlerimizin ahlaklarını bozup İslami yaşamdan uzaklaştırılmaları yetmediği gibi tamamen imanından da ettiklerini” ifade etmiştim.
Yine aynı yazımda bazı araştırma şirketlerinin verilerine göre “ Ateistlerin, Deistlerin ve inançsızların yüzde 10’u bulduğuna, bunun sayısal karşılığının 8 milyon kişi olduğunu; bu sayının içerisine kaderi, mucizeyi, şefaati, hadisleri, miracı, namazı vs daha birçok İslam alimlerine göre insanı dinden çıkaran hususları inkar edenleri saymadığımı; gaflet uykusundan uyanmaz çocuklarımıza sahip çıkamazsak bu sayının çok daha büyük rakamlara çıkacağına özellikle vurgu yapmıştım.
-İnanın, suçlu aramıyorum; çünkü, hepimiz suçluyuz!
Düşmüşüz dünya derdine başka hiçbir şeyi görmüyor, görmek istemiyoruz. Kafamızı kumdan çıkarıp gerçeği görelim, dünyevileşiyoruz.
Şunu da ifade etmeden geçmeyeceğim. Bazı medya kuruluşlarında yer alan haberlerde ıslık tepkisinin ezana olmadığı, polislere olduğu o esnada ezanın okunmaya başladığı, yer almaktadır. Gerçeğin ne olduğunu tam olarak bilmiyorum; ancak, ıslık çalma eylemi ezana değil de polislere ise ezana saygısızlık üzerinden bazı kazanımlar elde edilmeye çalışılmasını ezana saygısızlığın çok çok ötesinde Allah(cc)’a karşı büyük saygısızlık olduğunu ve bunun Allah(cc) katında ağır sonucunun olacağını da kimse unutmasın!
Ezana saygısızlık olayından bağımsız olarak ifade etmeliyim ki, her kim tarafından yapılırsa yapılsın kutsal değerlere saygısızlık kişinin felaketine sebep olabileceği gibi saygı da kişinin kurtuluşuna vesile olabilir.
Tepki gösterelim göstermesini de birazda olayların nasıl gerçekleştiğini araştıralım. Toplumun birlik beraberliğe ihtiyacı olduğu bu günlerde hepimiz daha dikkatli davranmalıyız.
Hangi sorun olursa olsun sorunun kesin çözümü tepki de değil; sorunun neden ve sonuçlarını net olarak ortaya koyup gerekenleri yapmakla olur.
Sonuç olarak; ezana saygısızlık olayının çok çok ötesinde iman bunalımı yaşamaktayız. Milletimizin imanının eman altında olması için devletimiz küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza dinimizi öğretmek ve inancımıza zarar verecek ortamları bertaraf etmek zorundadır.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.