LİYAKAT BİTERSE NE OLUR?
Liyakat, bir işe ehil olmak ve bir işe layık olmak demektir.
İşe hakkını vermek becerisidir.
Bu beceri bir güzel ahlak prensibi olan emanete riayet etme temeline dayanmakta olup, eğitimle ve tecrübeyle kazanılır.
Kur’an’ı Kerim’de;
“Allah size, emânet ve yetkileri o konuda güvenilir ve yetenekli olan ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman, kim olursa olsun adâletle hükmetmenizi emrediyor. Bakın, Allah size ne güzel öğüt veriyor! Hiç kuşkusuz Allah her şeyi işitendir, bilendir.” Nisa:4/58
Buyrularak emanetin veya işin ehil kimselere verilmesinin ne kadar mühim olduğu vurgulanıyor.
Bununla, aslında işi ehline vermenin, emaneti hakkını verecek kimseye teslim etmenin bir mesuliyet olduğu bildiriliyor.
Dinimiz neyi emreder ise biz de onu yaparız.
Dinimiz yasaklar ise yasağa uyarız. Farz ve sünneti de uygularız.
O yüzden liyakate Kur’an’ı Kerim’den Nisa süresinden örnek aldım.
Kuran’da ehil olmayana işi teslim etmeyin diyor.
Dün de sosyal medyada paylaştığım Peygamber efendimizin şu sözüne;
“Her kim, Allah’ın razı olacağı daha liyakatli birisi varken, adam kayırmak maksadıyla kendi Müslümanların işini deruhte ederse onların üzerine gösteriş için birini seçer, resmi görev verirse, Allah’ın laneti onun üzerindedir. Allah, onu cehenneme sokuluncaya kadar, ne farz, ne nafile hiçbir ibadetini kabul etmez.” -Hz.Muhammed (sav)-
Bu paylaşımıma çok beğeni, çok yorum geldi ve telefon ile arayanlar oldu.
Herkes liyakat çok yerde yok diye yakınıyordu.
Nasıl liyakat yok? Öyle şey olmaz, yanılıyorsunuz dedim. Arkadaşlar telefonda sordu;
Sen, mühendislik şirketinin başına teknik olmayan işten anlamayan birini getirir misin?
Tabi ki hayır. Hemen batarım dedim.
Peki işe alırken neye bakarsın?
Tabi ki tecrübesine, deneyimine, işin ehli olmasına, işinde verimli olup olmayacağına bakarım dedim.
Neden bu söylediklerin devlette yok dediler.
Neden işe girmek için amca dayı aranıyor.
Onun çocuğu, bunun yeğeni, şunun kardeşi diye işe alınıyor dediler.
Sizin yazılarda yazdığınız ceylan derisi koltuklara yine hak etmeyen, yine ehil olmayanlar neden getiriliyor?
Ya da şahsına ait aracını ehliyeti olmayan birine kullanması için verir misin? Dediklerinde.
İşte bu tüm sorulardan sonra ben hepten sustum.
“Neden sustun” dedi arkadaş.
‘Arkadaşım, ben öleceğim. Yanlış olanı savunamam. Her işin her sözün vebali var o yüzden sustum’ dedim.
Bir arkadaş da, “Farza ve sünnete uyulsa, millet olarak sıkıntı çekmeyeceğiz. Ahreti düşünerek dünyalığımızı da kurtarmış olacağız” deyince; aklıma Buhari’nin sözü geldi.
-Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin. "Ya Resulallah, emanetin zayi edilmesi nasıl olur?" denince, (Görev ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekleyin) buyurdu.
Şimdi yerel yönetim seçimleri var. Hadi hep birlikte EHİL olan adayları görelim…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.