MAHKEME
‘Çıkrıkçılar İçi’nde lokantacılık yapıyorum. Bağkur’dan icra kağıdı geldi. Toptancılar’daki Halk Bankasına gittim. İcradaki yazılı borcu banka vasıtası ile havale ettim. Aradan zaman geçti icra mahkemesinden celp geldi. On gün sonra mahkemeye çağrıldım. Gelen icra ile ilgili olunca mahkemenin kalemine gittim. Kâtip arkadaşa, “Ayın onunda mahkemem var borç ne borcu” diye sordum. O da dosyaya baktı, “Senin borcun yok, makbuz dosyada” dedi. Ödeme tarihini aldım. Bir hafta sonra mahkemeye çıktım. Hakim bana “Bağkur’a borcun var, niye ödemedin” dedi. Ben de, “Şu tarih te ödeme yaptım” dedim. Hakim dosyayı karıştırdı, “Makbuz falan yok” dedi. Katibe, “Yaz, yalan beyandan yüzde kırk, gecikmeden yüzde otuz, faizinden şu kadar” dedi. Ben de itiraz ettim, “Çık dışarı, temyiz hakkın var temyize ver” dedi. Tekrar katibe uğradım bu adam beni dinlemedi. Katip, “Bekle beraber görüşelim” dedi. Hakim çıktı, karşısına çıktık. “Başıma bela mısın” dedi. Ben de hakime “Sen hakimsin, adaleti temsil ediyorsun, hakaret etmeye hakkın yok” dedim. “Git temyize ver bozsun” dedi. Hakime, “Temyiz paran var mı diye sormuyorsun” dedim. Beni aşağıya apar topar aldılar. Katipten ödeme makbuzunu aldım fotokopisini çektirdim cebime koydum, bir avukata gittim temyize verdim. Beş altı gün sonra Nalçacı’daki bir markette hakimle karşılaştık. Hakim, “Gene mi sensin” dedi. Cebimden ödeme makbuzunu aldım, eline verdim baktı makbuza, “Bunu nerden aldın” diye sordu. Ben de, “Senin dosyandan” dedim. “Nasıl olur” dedi. Ben de, “Katibin şahit” dedim. “Çok özür dilerim temyiz paranı ben ödeyim” dedi. “Ben paraya bakmıyorum hakaretine bakıyorum” dedim. Temyiz lehime bozdu kararı. Adalet yerini buldu.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.