Mevlana Tıp şimdi ne olacak?
Malum geçtiğimiz hafta içerisinde başta Mevlana Üniversitesi olmak üzere paralel yapıya yakın birçok eğitim kurumuna kayyum ataması yapılmıştı.
Şehir bunu heyecanla yakından takip etti. Aslında bu kayyum atamaları birilerine göre geç bile kalınmış bir atama idi.
Bunu savunan insanlara hep şunu söyledik. Devlet yönetiminde duygusallık olmaz. Bu iş taraftarlık ya da fanatik partililik düşüncesi ile yürümez. Yürürse de yarın çok büyük sıkıntıları yine hep birlikte yaşarız. Mesela şahıs olarak en çok eleştiriyi alan kişilerden birisi de biziz. Niye bu konuda sert yazılar yazmıyor muşuz (!).
Devlet yaptığı her işi yasalara uygun olarak yapmak zorundadır. Yani bunu polis yapar. Ardından adalet kararlarını yine kanunlara ve yasalara göre verir. Bu da hakim ve savcıların işidir. Devlet kurumlarının yaptığı çalışmaları da basın bu bilgiler ve çalışmalar doğrultusunda verir.
Evet, Konya için paralel yapıya yakınlığı ile bilinen ya da iddia edilen eğitim kurumlarına kayyum atanmasının ardından şimdi iş dünyasına yönelik yeni bir operasyon beklentisi var. Özünde bu artık bir beklenti olmasının çok ötesinde adım adım yürütülen bir çalışma.
İzninizle bugün iş dünyasına geçmeden eğitim ile ilgili kayyum olayının ardından en çok konuşulan hatta sorulan bir konuyu açarak, bilgileri sizlerle paylaşarak bilgi paylaşımı yapalım.
Evet polis ve hukukun çalışmasının ardından YÖK tarafından Selçuk Üniversitesi yönetimi, Mevlana Üniversitesi yönetimine kayyum olarak atandı.
Pekiiii, şimdi Mevlana Üniversitesi’nin maddi yönden en büyük yatırımı olarak bilinen Aydınlıkevler karşısındaki o muhteşem Tıp Fakültesi binası ne olacak?
……
Bu noktada ve bundan sonraki adımlarda Selçuk Üniversitesi yönetimi yani rektör Prof. Dr. Mustafa Şahin yardımcıları ve yöneticileri ile beklemede.
Çünkü bu noktada Mevlana Üniversitesi’ne geçici olarak mı atama yapıldı yoksa Mevlana Üniversitesi kesin olarak tasfiye mi olacak?
İşte yeni kayyum heyeti yani Selçuk Üniversitesi yönetimi YÖK’ten kesin resmi yazıyı bekliyor.
Çünkü bu üç yıllık bir süreç.
Kayyum heyeti her eğitim yılının sonunda resmi bir rapor verecek. Ve üç yıllık değerlendirmenin sonunda Mevlana Üniversitesi ya tamamen tasfiye olacak ya da Selçuk Üniversitesi bünyesine dahil edilecek.
Burada başta Mevlana Üniversitesi öğrencileri olmak üzere yapı ile bağlantısı olmayan insanların mağdur olmamaları için özel bir hassasiyet gösteriliyor.
Genel kanaat ya da Ankara’nın bu konudaki genel görüşü (Buna Selçuk Üniversitesi yönetimine oy birliği ile katılmış) halen Mevlana Üniversitesi öğrencileri okullarından Mevlana Üniversitesi mezunu olarak diplomalarını alacaklar.
Çünkü bu öğrencilerin eğitim yılı sonunda Selçuk Üniversitesi diploması almaları hem hukuki değil hem de ahlaki değil. Karar bu şekilde.
Öğrenciler için durum böyle de peki öğretim üyeleri ne olacak?
Mevlana Üniversitesi’nde görevli öğretim üyeleri bundan sonra nerede ya da hangi üniversite çatısı altında görevlerine devam edecekler.
Aslında bu bölümü yazımıza ilk girişte belirtmeliydik.
Mevlana Üniversitesi ya da paralel yapı ile bağlantılı olduğu belirtilen eğitim kurumlarındaki öğrenci, öğretim üyesi, öğretmen ya da idareciler ile ilgili kararlar öncesi Konya polisi ve istihbarat birimlerinin aylardır ilmik ilmik dokudukları gece gündüz mesai verdikleri titiz bir çalışma var. Bu istihbarat çalışmasının merkezi elbette Konya ancak tüm çalışmalar Ankara ile koordineli yürütülüyor. Dahası Türkiye ve yurt dışı bağlantılarda bu çalışmalara dahil ediliyor.
Hani bizim bazı okurlarımız ya da dostlarımız “Konya’da paralel ile ilgili hiçbir şey yapılmıyor” diye iddialarda bulundukları günlerde bile Konya’daki devletin resmi birimleri Türkiye düzeyinde hatta dünya çapında çalışmalar yapıyorlardı. Yani falanca bir şehirde basında “Büyük operasyon” olarak gündeme gelen çalışmanın merkezinde hep bir Konya ayağı vardı.
İşte kayyum atanan eğitim kurumlarında öğrenciler gibi öğretmenler ve idareciler içinde yapı ile bağlantısı olmayan insanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeyecekler. Çalışmalarda insanların mağdur olmaları içinde farklı bir birim görev yapıyor.
Bu durum, iş dünyasına yönelik çalışmalarda da ön planda tutuluyor. Yani hiç kimse haksız bir şekilde mağdur edilmeyecek.
Tekrar dönelim Mevlana Üniversitesi.
Mevlana Üniversitesi’ne bu üç yıl içerisinde yeni öğrenci alınmayacak. Okulun şuanda 4 bine yakın öğrencisi bulunuyormuş. Üç yıl içerisinde yeni öğrenci alınmayıp mezunlar verildikçe son yıla girildiğinde çok az sayıda bir öğrenci kalıyor. İşte bu noktada bu öğrencilerde Selçuk Üniversitesi bünyesinde ki bir okul çatısı altında öğrenimlerini tamamlayabilecekler. Ama yine altını ısrarla çiziyoruz bu öğrencilerin diplomalarında asla Selçuk Üniversitesi yazmayacak.
Gelelim Mevlana Üniversitesi’nin maddi olarak da görüntü olarak da en büyük, en göze çarpan birimine yani Tıp Fakültesine.
Mevlana’nın Tıp öğrencileri Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ile öğrenimlerini yapabilecekler. Ancak bina konusu hâlâ muamma.
Bina için herkes bir şeyleri kapma peşinde. O kesimin dışında sadece Ankara’dan gelecek kararı bekleyen tek kesim ise Selçuk Üniversitesi yönetimi. Yeni kayyum heyetinin birinci kimlikleri bilim adamları olması sebebiyle kimse “vık” demiyor. Ya da demiyorlar. Onlarda birileri gibi inşaat, demir, çap hesabını biliyorlar ama susuyorlar.
Tüm burada birebirde devletin birimleri, siyasi irade ve hukuk uygun görürse Selçuk Üniversitesi’nin şehrin göbeğinde bir Tıp Fakültesi’ne kavuşması hem üniversiteye hem de şehre paha biçilmez bir değer katacağının bilincindeler.
Ancak her şey çok daha yeni ve taze.
Atanan isimlerde ne yapacaklarını tam olarak bilemiyorlar. Ve her şey zamanla birlikte istihbarat birimleri ile hukukun ortak raporu ile netleşecek.
Bizde kamuoyu ile birlikte tüm gelişmeleri izleyeceğiz. Bildiklerimizi, gördüklerimizi, duyduklarımızı bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da “yazılabilir” iznini almadan sizlerle paylaşamayacağız. Çünkü süreç ve ortam tahminlerin bile çok ötesinde hassas mı hassas.
Samimi bir niyetle satırları okuyorsak ne demek istediğimizi çok net anladığınıza inanıyoruz ve her zaman olduğu gibi içten selam ve saygılarımızı sunuyoruz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Sevmek, sıra dışı ya da kahramanca şeyler yapmak değil, sıradan şeyleri hassasiyetle yapmaktır
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Dedeman Taksi görevlisi hemen yanı başında ki döner kavşağı dönmemek adına üşenmeyip direkt kapı çıkışından tretuvarı aşıp karşı yola geçmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.