1526 yılının Ağustos ayı sonlarında ‘’İçime kibir girdi’’ diye hayıflanır yedi iklimin padişahı Kanunu Sultan Süleyman. Ve kazanmıştır. Macaristan Krallığı’nı Kurban Bayramı gününde öğleden ikindiye ortadan kaldırsa da nefsini terbiye etmeye çalışmıştır. Mohaç, Hünkâr’ın üçüncü seferidir. Belgrad alındıktan sonra Macaristan Kralı II.Layoş tekrar Belgrad'ın işlerine karışıyordu, akrabalık nedeniyle Avusturya Kralına ve Alman Kralı Şarlken'e güveniyordu. Ve Avrupa'da tam bir haçlı ittifakı oluşturmak istiyorlardı. Kanuni Sultan Süleyman bunu Osmanlı’nın aleyhine görerek daha önce feth edilmiş Belgrad'ı bir üs bölgesi olarak kullanarak tekrardan Macaristan üzerine sefere çıktı. 23 Nisan 1526'da yaklaşık 60.000 kişilik ordu ve 300 topla sefere çıktı. Osmanlı ordusu büyük zorluklarla karşılaşmadan Petervaradin, Ujlak ve Eszek kalelerini aldı. Eszek Kalesi fethi sırasında Kanuni Sultan Süleyman orduya asıl seferin Macar Krallığı’nın başkenti Budin'e olduğunu bildirdi. Bu bildirinin ardından ilerleyişini sürdüren ordu, Drava Nehrini geçerek Mohaç ovasına yaklaştı. Burada Kanuni Sultan Süleyman, Pargalı İbrahim Paşa, Malkoçoğlu Bali Bey ve birçok eski savaş tecrübeli komutanın katıldığı bir harp divanı yapıldı. Bu divandan Türk taktiği olan Turan Taktiği’nin başarısız olacağı düşünüldü. Bazı kaynaklarda yazıldığı üzere İbrahim Paşa'nın kullandığı taktik kabul edildi. Mohaç ovası bir yanı bataklık diğer yanı tepe şeklindeydi. Malkoçoğlu Bali Bey’in teklifiyle Osmanlı ordusu üç ayrı kola ayrıldı. En önde Rumeli askerleriyle Sadrazam İbrahim Paşa vardı, ikinci safta Anadolu askerleriyle Behram Paşa vardı ve üçüncü safta ise Kanuni'nin komutasında ki ordu vardı. Savaş divanından çıkan karara göre saldırıyı Macar ordusunun başlatılması beklenecekti. Macar komutanları bu meydan savaşını istemeseler de II.Layoş'un aldığı tavır yüzünden savaşa maruz kalmışlardı ve bu savaşın Macar ordusunun ilk atağa geçmesiyle başlayacağı düşünülüyordu. Kurban Bayramına rastlayan 29 Ağustos 1526 günü iki ordu Mohaç Ovası’nda karşı karşıya geldi. Kanuni, Macar ordusunun teslim olmasını ve Macaristan'ı bırakmasını istiyordu fakat II.Layoş bunu istemeyerek savaşacağını bildirince nihayetinde savaş başladı. Önce Osmanlı ordusundaki küçük asker gurubu saldırıya geçti ve ardından İbrahim Paşa komutasındaki Rumeli ordusu bu asker grubunu takip etti. amaç Osmanlı ordusunu yenilmiş göstererek tepenin ardında bulunan 300 adet topun önüne Macar Ordusunu getirip, yanlardan sıkıştırarak ve bataklığa yol bırakarak Macar Ordusunu yok etmekti. Macar Ordusunun kaçacak ümidi olsun da kayıp artmasın diye bataklığa ordu gönderilmemişti. Bu düşüncede de başarılı olundu. Osmanlı ordusu bir süre sonra sağa ve sola doğru açılmaya başlayıp merkezdeki askerlerde geri çekilmeye başlayınca II.Layoş Osmanlı ordusunun yenildiğini düşünerek ve Macar askerinin yendik düşüncesiyle daha da hızlanmasıyla topların namlusuna yakınlaşma başladı. O sırada merkezdeki 300 top ve Osmanlı ordusu hazırlandı. Macar ordusu artık 300 topun namlusundaydı. Toplar ateşlendi, tüfekler patlatıldı ve Macar ordusu adeta dağıtılmaya başladı. Hüsrev Paşa ve Malkoçoğlu Bali Bey, sağ ve sol kenardan taarruza geçtiler. Osmanlı ordusu merkezindeki yeniçeriler ve diğer askerler de merkezden Macar ordusu üzerine gitti ve Kral Layoş’da dahil olmak üzere kaçan Macar askeri Karasu Bataklığı’nda boğularak can vermiştir. Böylelikle çok az bir kayıpla Macar Ordusu iki saatte yok edilmişti. Bir Kurban Bayramı’nda öğlenden ikindiye kazanılan savaş, tarihin en kanlı zaferi olarak karşımıza çıkıyor. 72 yıllık ömür, 46 yıllık saltanatı içerisine 13 sefer sığdıran Gazi Hünkar’ın mekanı cennet olsun. Ecdadımızı, bu vatan uğruna canını feda eden şehitlerimizi, gazilerimizi sürekli yâd edelim. Biliriz ki onlar bu vatanın birlik ve beraberliğinin bozulmaması için hayatlarını ortaya koydular. Son günlerde birçok polis ve askerimizin şehit olduğu bir ortamın gölgesinde bayramı yaşıyoruz. Ailelerine sabır diliyor; birlik, bütünlük ve beraberliğimizin bozulmayacağı nice bayramlar temenni ediyorum. Kurban Bayramı’mız mübarek olsun.