Nasip
Terzilik yaptığım senelerde Emniyetten yüzde atmışın üzerinde tanıdığım eşim ve dostum vardı. Bunlardan biri de parmak izinde çalışan Mustafa Acar ismindeki arkadaşımdı. Bir gün ziyaretine gittim çay içtik, sohbet ettik daha sonra bana parmak izi olan katalogları gösterdi, tanıdığımız ve ummadığımız kişilerin parmak izleri ve fotoğrafları vardı doğrusu şaşırmıştım. Günler geçti, Kars'a tayini çıktı. Gitmeden babası benim terzi dükkânına geldi, çayımızı, kahvemizi içti. Mustafa tayin olduktan sonra irtibat kesildi. Rahmetlik babamla, rahmetlik halam beraber hacca gittiler. Hac dönüşü halamın oğlu, iki damadı ve ben karşılamaya Adana' ya gittik. Halamın damadının arabasıyla, bende kendi arabamla karşılamaya gittik. Adana'da biraz durduk. Osmaniye'ye gittik. İleride hacı otobüslerini gördük, babamların otobüsünü sorduk, geride olduğunu söylediler. Az ileride yeşillikler üzerinde traktör ve römork araba vardı. Beklerken oturalım dedik ve römorkun üzerine oturduk. İleride görünen evler vardı, evin birinden bir şahıs çıktı, bize doğru geldi, “hoş geldiniz” dedi. Nerelisiniz nerden gelir nereye gidersiniz diye sordu. “Konyalıyız” dedik, benim oğlan da, “Konya emniyetinde senelerce çalıştı. Şimdi Kars'a tayin oldu” dedi. Ben, “Oğlunun ismi Mustafa Acar mı” dedim, o da “Evet” dedi. Gelen şahsı tanıdım, “Beni tanıdın mı?” dedim, “Yok tanıyamadım” dedi. “Ben Mustafa Acar’ın arkadaşı terzi Hasan” diye kendimi tanıttım. Adam bana baktı, “O Hasan efendi sen misin?” dedi. “Benim amca” dedim. Hoş sohbetten sonra eve gitti, büyük bir sini ile çıka geldi. “Niye zahmet ettin amca” dedim. “Olur mu benim oğlumun arkadaşı gelmiş” dedi. “Nasibiniz kısmetiniz varmış” dedi. Halamın oğlu ve iki damadı şaşırdılar. Bu tesadüfe hayret ettiler. Nasipse gelir Yemen’den, nasip değilse ne gelir elden.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.