Vatandaşlardan tarafıma gelen şikayetlerin başını maalesef toplu ulaşım sorunları alıyor. Yeni tramvaylarımızın yolcu kapasitesinin az olduğundan tutunda otobüs sefer saatlerine kadar bir çok şikayet alıyorum.

Vatandaşlardan gelen şikayetlerin başını;

* Sefer saatlerine uymama, (Bütün hatlar için geçerli değil)

* Havalandırma sorunu (Özellikle yaz aylarında)

* Seri araç kullanma (Durma ve hızlanma) alıyor.

Bildiğiniz gibi sene başında yapılan bir uygulama ile tramvay şoförleri yani vatmanlar kadroya alındı. Müteahhit elemanı olarak çalışan vatmanların maaşları yaklaşık 2 kat artarak özlük hakları kadrolu şoför olarak değişti.

Şehrimizdeki toplu ulaşım içerisinde yer alan ve Konya’nın büyük bir yükünü çeken otobüs şoförlerinin durumunda ise herhangi bir değişiklik yapılmadı. İnsanlık hali ile otobüs şoförleri bu durumdan oldukça rahatsız. Şoför arkadaşlarla fırsat buldukça konuşuyorum. Hafta içerisinde hat numarasını vermeyeceğim bir otobüse bindim. Bosna Hersek tarafında olduğunu söyleyeyim sadece. Sefer saati gelmeden otobüs şoförü ile biraz konuştum. Derdiniz sıkıntınız nedir diye sordum. Vatmanların kadroya alınıp kendilerine üvey evlat muamelesi yapılması ister istemez dokunmuş. Bu alınmanın bütün otobüs şoförleri için geçerli olmadığını da söyledi. Kadro meselesi, emekliliğine 2 yıl kalmış bir şoförün çok da umurunda değilmiş! Ancak oldukça genç yaşta arkadaşlar da dört gözle Belediye’den gelecek haberi bekliyor. Sene sonuna kadar da bu konuyla ilgili bir şeyler çıkacak gibi görünüyor.

Sosyal medyada vatandaşın ulaşım sorunu ile ilgili olarak yaptığı yorumlarda Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in otobüse binerek vatandaşın çektiği sıkıntıyı bizzat yaşaması ve görmesi yönünde! Tabi ki böyle bir durumun olacağını yani Tahir Başkanın bir toplu ulaşım aracına bineceğine kimse inanmasın… Bunu bildiğim için naçizane bir önerim olacak. Sayın Tahir Başkan, güvendiği ya da bu konu ile ilgili olarak birebir bilgi alabileceği bir yetkiliyi benimle birlikte toplu ulaşım aracına binmek için görevlendirebilir. O yetkili ile birlikte bir Büyükşehir Belediye Otobüsü’ne biner ve o otobüste vatandaşın (oturanlar hariç) düşmeme adına nasıl şekilden şekle girdiğini, o direklere nasıl koala gibi yapıştığını beraberce görürüz. Olmaz mı?

Şimdi diyeceksiniz ki “Rahatına o kadar düşkünsen taksi tut kardeşim.” Böyle düşünenlere şunu söylemek istiyorum. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düşüncesine ne oldu? Biz vatandaş olarak fazla bir şey istemiyoruz. Koyun gibi(!) otobüslerde tramvaylarda tıkış tıkış, nefessiz evimize işimize gitmek istemiyoruz. Sanki toplu ulaşımlar bedava insan taşıyormuş muamelesi yapmayalım lütfen. Fazladan seferler konulacak hepsi bu. İl yönetmenin hele hele Mevlana şehrini yönetmenin kolay olduğunu da iddia etmiyorum ama bir şekilde çözüm bulunmalı.

Bir de dolmuşlar var… Ayakta 2 kişiden fazla olduğunda ceza yazılan araçlar bildiniz mi? Polisler hani durdurup “insan hayatı için olumsuz” olduğu için ceza yazıyor ya, o uygulamanın aynısının belediye otobüsleri için de geçerli olmasını temenni ediyorum. Çünkü otobüslerde de tıkış tıkış olunca insan hayatı biraz tehlikeye giriyor gibi sanki ne dersiniz?