Günümüzde birçok insan televizyona sahiptir.

Ve bir çok insan boş zamanının büyük çoğunluğunu televizyon başında geçirmektedir.

Peki televizyon iletişimin doğru kullanarak mı geçirmektedirler?

Cevabı tabi ki hayır.

Birçok tv programı insanların sadece hoş vakit geçirmeleri için tasarlanmış olup, insanları farkında olmadan hantallığa ve zayıf bir beyne iten otomatik makine haline getirmektedirler.

Şöyle izah edeyim, diyelim akşam 20.00’da en sevdiğiniz dizilerden bir tanesi var ve bu dizi ortalama 3 saat sürüyor. Siz bütün hayatınızı bu sevdiğinizi dizilere doğru yönlendiriyorsunuz.

Bu yönlendirmeniz içine, çocuklarınız, anneniz, babanız ve bütün sevdikleriniz giriyor.

Siz onlarla ilgilenmek yerine zamanınızı o sevdiğiniz filmlere harcıyorsunuz.

Ee diyeceksiniz ki, “bunun zararı neresinde stres atıyoruz”.

Evet stres atacaksınız, ama zamanınızın çoğunu boş bir kutuya bakarak, zamanınızın çoğunu Tv başında geçirmek stres atmaktan çok, stres yaratmaya yöneliktir.

Şöyle açıklayalım, araştırmalara göre bilim adamları, TV’nin yaydığı leptin ve ghrelin ışınlar hormonları etkileyerek vücutta hormonal dengesizliklere yol açtığını tesbit etmiş.

Bu durumda insan vücudundaki hem psikolojik hem de fiziksel hastalıklara yol açtığı görülmüş.

Aynı zamanda bu da stres oranını artırmaktaymış.

Sabah kalkıyoruz tüm televizyonlarda, kim kimi nasıl öldürmüş, öldürdükten sonra cesedi nereye atmış. Suç aleti nerede bulunmuş vs vs.

Resmen suça teşvik edici programlar.

Resmen bir cinayet nasıl işlenir, ne yaparsan, nereye kaçtığında seni yakalarlar.

Size tüm cinayet işleme yöntemi, deliller, kamera kayıtları, şahitler vs.ler hepsi örnek teşkil ediyor.

Hatta sana da aynısı yapılırsa sende aynı yöntemi uygula diye adeta teşvik ediliyor ve izleyenlerin sinir sistemini etkiliyor.

Şimdi size soruyorum. Bu programların çocuklarımıza, ailemize ne gibi bir faydası var?

İzlenen dizilerin Türk adet ve geleneği ile ilgili ne bir faydası var?

Haberler bile haber olmaktan çıkmış, adeta magazin ve adeta Türk toplum değerlerini yıkmak isteyen bizim aile topluluğumuza hitap etmeyen sadece zaman doldurmak için sunulan bir kargaşadan başka nedir?

Modern topluluklar sözüm ona Avrupa’yı örnek alıyorlar ya.

Peki bakın Avrupa televizyon kanallarında haber programları ne durumda.

Bir bakın bizim kadar dizi, cinayet, ahlak dışı programlar hiç var mı?

Sonra istatistikler diyor ki. Evlilik oranı düştü boşanma oranı arttı. Be güzel kardeşim bu izlediklerimizin hangisi bizi ahlaklı, adet ve göreneklerimiz ile ilgili bir yaşama yönlendiriyor?

Bebeği olan anneye, bebek bakımı, bebek sağlığı, büyümesinde hangi gıdalar alması gerektiği, yetişmesinde anneye düşen görevler veren program var mı?

Gençliğe, büyüğe saygı, öğretmene saygı, anne babanın değeri ve önemi, çalışmanın başarılı olmanın vatanseverlik olduğu, çok çalışarak ülkemizi daha iyi yerlere getirmemizi gerektiren eğitici programlar var mı?

Ailece oturulup izlenildiğinde, ailenin çocuğuna vermesi gereken özen, annenin babaya hürmeti, babanın anneye karşı koruma ve nezaketi Türk toplumundaki örnek aile modelini anlatan program, dizi var mı?

Hiç biri yok.

Dikkat ederseniz çok kimse, sadece tartışma, haber programları izliyorum, başka bir şeye bakmıyorum diyor. Hem gerçekten izlemiyor, hem de diğerlerini izlediğini söylemek istemiyor çünkü utanıyor.

Evet durum bu kadar vahim olduğunu çok kişi, çok aile görürken, bu durumda televizyon yapımcıları, onları denetleyenler ne yapıyor?

Yine kocaman bir HİÇ.

Boş kutu bizlerin değerlerini alıp, boşaltmadan, bizleri kölesi olmasına imkan vermeden.

Ben çocuklarınızın odalarından televizyonları kaldırmanızdan, misafir odasında televizyon olmamasından yanayım. 

Ne zamana kadar?

Eğitici, öğretici, Türk aile, örf ve geleneklerine uygun yayınlar olana kadar…