NİŞASTA BAZLI ŞEKERLERDE yeni KOTA UYGULAMASI
Fuzuli bir beyitinde şöyle der.
“Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil.”
Ekranlar yine kendince hüküm veren, ilmi kendinden meçhul, tecrübesi biyolojik hayatından az bir sürü omurgasızlarla dolu. Geçen yazımda da söyledim, üzerine lazım olmayan bir sürü insan (insan bile diyemeyeceğim soytarı görünümlü, ciddi adam pozlarında omurgasızlar) müsveddesi ile dolu.
Efendim, bilim insanlara doğruyu, sağlıklıyı, iyiyi veya bunun tam tersi değerleri ortaya koymak için yapılır. Bilimsel araştırmalar illa ki müspet sonuçlarla biter diye bir bilim kuralı yoktur. O bakımdan da bilim insanları “menfi sonuç ta bir sonuçtur” diyerek sonucu bağlar.
İlmi yapanlara, ehli ilim, alim, uzman vs. gibi sıfatlar taşırlar. Bu sıfatları bir kısmı da akademik unvanlarla (Dr, Doç. Dr, Prof. Dr…) doludur.
İlim adamı olmak için de tüm bu unvanları taşımaya ihtiyaç da yoktur. Toplum da bazen basiret, akıl ve tecrübe insanı yetiştirir ki bunlara da “arif” denir.
Bir adam çıkmış üzerinde galiba Dr. unvanı var. Aynen şöyle diyor: “Gezen tavuğun yumurtası, kafeste beslenen tavuğun yumurtasından daha iyidir”. Gel de şaşma ve delirme.
Behey adam senin bu konuda kaç kitap okumuşluğun, kaç araştırman, kaç tecrüben var ki böyle akıl dışı, ilimsiz, üzerine lazım olmayan bir sözü fütursuzca sarf ediyorsun. Bre adam, sen tavuk uzmanı mısın veya horoz musun ki, tavuk kulağına fısıldıyor bu sözleri.
Ben de bir vatandaş olarak desem ki “gezen ineğin sütü, ahırda beslenen ineğin sütünden daha iyidir”. Ne dersin buna.
Bu tavırlar insanları yumurta yemekten soğutur. Üzerinde Dr (Tabib) sıfatı var olduğuna göre öncelikle bu insana kolesterol kaynağı diye yumurta yedirmediniz. Şimdi de gezen tavuk-kafes tavuk mukayesesi yapıyorsunuz.
Evlerinizde bir sürü kedi-köpek besliyorsunuz. Neden bunları kafeslere kapatıyorsunuz, neden onları tabii yaşam ortamlarına salmıyor da kafeste besleyerek, güya sevginizi tatmin etme pahasına kafeslere sokuyorsunuz. Adı ilminden, ilmi kendinden meçhul insanlar, bu halinizle milletin yakasından artık inin.
Şu NBŞ hikâyesini de bitiremediniz. Yalancı ve sahtekârlara malzeme çok. Gerçek bilime ve akla yer yok, öyle mi? Şekersiz bir dünya olur mu? Şekerle tuzu, koyunla-kuzu, baharla-yazı karıştıran ilimsizler; milletle oyuncak gibi oynuyor, ülkemin temel ekonomi kaynaklarını kurutmak için akıl almaz yollar deniyorsunuz. Tekrar ifade ediyorum ki, NBŞ İLE PANCAR ŞEKERİ ARASINDA ÇOK FARK YOK, aslında tüm şekerlerin fazlası zararlı.
NBŞ kotasının ülkemde % 5’lere inmesini alkışlayın. Bu tavır ekonomiye, yatırımlara, istihdama, insana ve sağlığa darbe indirmektir. NBŞ kotasının % 5’e inmesi bu ülkede bazı sanayi mamullerinin üretimini kısıtlama anlamına gelir. Kısıtlayınca sanayici NBŞ’yi kullanmayacak, toplum da tüketmeyecek mi zannediyorsunuz. Ülkemde tonu 500 mal olan NBŞ’yi dışarıdan satın alıp bize de 2 misline kösecek.
Medya ya da söyleyecek çok sözüm var. Siz de şom ağızlı, ilimsiz ve bilimsiz insanları kullanmaktan vazgeçin. Bakıyorum da bu konuda fetva veren 2-3 insan var dağarcığınızda. Allah aşkına bu konuda ilim yapan bir sürü gerçek araştırmacı var. Sizler de bu insanların toplumu yanlış yönlendirmelerine müsaade etmeyin, artık.
Gerisi size, ahlaka, vicdana ve insanlığa kalmış. Buyurun devam edin.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.