Parsana Yaylası Camii yazıt anlamları
Parsana Mustafa Koyuncu Camii Yazıtları
Konya'nın en büyük camilerinden birisidir. Konya'nın kubbesi açılarak havalandırılan tek camisi. Toplamda 7000 kişilik bir cemaate hitap ediyor.
Beyhekim hastaneleri, Beyhekim diş hastanesi ve beş yüz evlerden gelen yolun kesiştiği parsana Mahallesi zirvesinde olan cami cemaat bakımından oldukça iyidir.
2018 yılında ibadete açılan cami, bütün giderlerini karşılayan merhum Mustafa Koyuncu adını almaktadır.
2024'ün son günlerinde Ziyaret ettiğimiz caminin imamı hemşerimiz Ermenek Güneyyurt beldesinden Sayın Âdem Mucuk hocamızdır.
Sabah namazlarında her gün namazdan önce tefsir dersi veren cami imam hatibi hocamız bu konunun cemaati hayli etkilediğini ve çoğalttığını söyledi.
Cami inşası hakkında dışarıdaki levhaya konan bilgiler şu şekildedir:
Parsana Yaylası Camii
Arsası Mustafa Koyuncu tarafından bağışlanan bu camii proje tasarısı Seyit (usta) Demirkesen tarafından tasarlanmıştır. Mimari projesi Cumali Ağar, Statik projesi Osman Saygı tarafından yapılmıştır. Camii inşaatının giderleri Mustafa Koyuncunun varisleri tarafından karşılanmış olup yapımıyla bizzat temelden itibaren açılışa kadar Seyit (usta) Demirkesen ilgilenmiştir.
Başlama tarihi 08-05-2013 bitiş tarihi 06-12-2018
Caminin yazıtları dış kapı girişinden kubbe göbeğine kadar çok önemli manalar yüklü ayetlerden oluşmaktadır.
Yazıtların yeri, kaynağı ve anlamları
Caminin esas haremine girmeden önceki büyük kapının üzerinde “içeriye güven içerisinde girin” (Hicr 46) anlamındaki ayet yazılmıştır.
Mihrabın etrafında çoğu camilerde olduğu gibi Ayetel Kürsi olmayıp sadece üst kısmında kıble ayeti bulunmaktadır ki anlamı şudur:
Kıble ayeti olarak bilinen ayeti kerimenin tamamının meali şöyledir:
“(Ey Muhammed!) Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle), yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rabblerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir.” (Bakara 144)
Mihrabın en üstünde ise sağda Lâ ilahe illallah solda Muhammedün Resulullah cümleleri ile kelime-i tevhid işlenmiş haldedir.
Caminin yüksek kubbesinin göbeğinde ihlas-ı Şerif yer almaktadır. İhlas suresi ayrıca ayet ayet kubbe aralarındaki boşluklarda 4 cephede de kaleme alınmıştır.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- De ki; O Allah bir tektir.
2- Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir).
3- Doğurmadı ve doğurulmadı
4- O'na bir denk de, eş de, benzer de olmadı.
Ana kubbeyi dört taraftan kuşatan yarım kubbelerin iç kısmında ise Âlâ suresinin ayetleri yer almaktadır:
Âlâ suresinin ayetleri mealen şunlardır:
Rahmen ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
“Yüce Rabbinin adını tespih et.
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır.
O, (her şeyi) ölçüyle yapıp yönlendirendir.
O, yeşil bitki örtüsünü çıkaran, sonra da onları çürüyüp kararmış çerçöpe çevirendir.
Sana Kur'an'ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın.
Ancak Allah'ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de.
Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz.
O halde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.
Allah'a karşı derin saygı duyarak ondan korkan öğüt alacaktır.
En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır. Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar.
Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.
Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir.
Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ'nın sayfalarında da vardır.”
Caminin dört köşesinde ise 4 anlamlı ayet yuvarlak daire içerisine bezenmiştir ki anlamları şöyledir:
“Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarcı gibi) midir? (Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür.” (Zümer 9)
“Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.” (Nisa 58)
“Ya'kub dedi ki: Daha önce kardeşi (Yusuf) hakkında size ne kadar güvendiysem, bunun hakkında da size ancak o kadar güvenirim! (Ben onu sadece Allah'a emanet ediyorum); Allah en hayırlı koruyucudur. O, acıyanların en merhametlisidir.” (Yusuf 64)
“İçinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan Adn cennetleri! İşte arınanların mükâfatı budur.” (Taha 76)
Caminin kubbe aralıklarında Sermahfil boşluklarında ve ara sütunların yüzeylerinde enfes süslemeler içerisinde Allah'ın cc 99 ismi tek tek nakşedilmiştir.
Esmaül Hüsna tamamı anlamlarıyla ve okunuşları şu şekildedir:
1- Allah(C.C.): "Eşi benzeri olmayan, bütün noksan sıfatlardan münezzeh tek ilah, Her biri sonsuz bir hazine olan bütün isimlerini kuşatan özel ismi. İsimlerin sultanı."
2- Er-Rahmân: "Dünyada bütün mahlükata merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden."
3- Er-Rahîm: "Ahirette, müminlere sonsuz ikram, lütuf ve ihsanda bulunan."
4- El-Melik: "Mülkün, kainatın sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan."
5- El-Kuddûs: "Her noksanlıktan uzak ve her türlü takdıse layık olan."
6- Es-Selâm: "Her türlü tehlikelerden selamete çıkaran."
7- El-Mü'min: "Güven veren, emin kılan, koruyan."
8- El-Müheymin: "Her şeyi görüp gözeten."
9- El-Azîz: "İzzet sahibi, her şeye galip olan."
10- El-Cebbâr: "Azamet ve kudret sahibi. Dilediğini yapan ve yaptıran."
11- El-Mütekebbir: "Büyüklükte eşi, benzeri olmayan."
12- El-Hâlık: "Yaratan, yoktan var eden."
13- El-Bâri: "Her şeyi kusursuz ve uyumlu yaratan."
14- El-Musavvir: ''Varlıklara şekil veren."
15- El-Gaffâr: "Günahları örten ve çok mağfiret eden."
16- El-Kahhâr: "Her şeye, her istediğini yapacak surette, galip ve hakim olan."
17- El-Vehhâb: "Karşılıksız hibeler veren, çok fazla ihsan eden."
18- Er-Rezzâk: "Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan."
19- El-Fettâh: "Her türlü müşkülleri açan ve kolaylaştıran, darlıktan kurtaran. "
20- El-Alîm: "Gizli açık, geçmiş, gelecek, her şeyi en ince detaylarına kadar bilen."
21- El-Kâbıd: "Dilediğine darlık veren, sıkan, daraltan."
22- El-Bâsıt: "Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten."
23- El-Hâfıd: "Dereceleri alçaltan"
24- Er-Râfi: "Şeref verip yükselten."
25- El-Mu'ız: "Dilediğini aziz eden, izzet veren."
26- El-Müzil: "Dilediğini zillete düşüren."
27- Es-Semi: "Her şeyi en iyi işiten."
28- El-Basîr: "Gizli açık, her şeyi en iyi gören."
29- El-Hakem: "Mutlak hâkim, hakkı batıldan ayıran. Hikmetle hükmeden."
30- El-Adl: "Mutlak adil, çok adaletli."
31- El-Latîf: "Lütuf ve ihsan sahibi olan. Bütün incelikleri bilen."
32- El-Habîr: "Olmuş olacak her şeyden haberdar."
33- El-Halîm: "Cezada, acele etmeyen, yumuşak davranan."
34- El-Azîm: "Büyüklükte benzeri yok. Pek yüce."
35- El-Gafûr: "Affı, mağfireti bol."
36- Eş-Şekûr: "Az amele, çok sevap veren."
37- El-Aliyy: "Yüceler yücesi, çok yüce."
38- El-Kebîr: "Büyüklükte benzeri yok, pek büyük."
39- El-Hafîz: "Her şeyi koruyucu olan."
40- El-Mukît: "Her yaratılmışın rızkını, gıdasını veren, tayin eden."
41- El-Hasîb: "Kulların hesabını en iyi gören."
42- El-Celîl: "Celal ve azamet sahibi olan."
43- El-Kerîm: "Keremi, lütuf ve ihsanı bol, karşılıksız veren, çok ikram eden."
44- Er-Rakîb: "Her varlığı, her işi her an görüp, gözeten, kontrolü altında tutan."
45- El-Mucîb: "Duaları, istekleri kabul eden"
46- El-Vâsi: "Rahmet, kudret ve ilmi ile her şeyi ihata eden'"
47- El-Hakîm: "Her işi hikmetli, her şeyi hikmetle yaratan."
48- El-Vedûd: "Kullarını en fazla seven, sevilmeye en layık olan."
49- El-Mecîd: "Her türlü övgüye layık bulunan."
50- El-Bâis: "Ölüleri dirilten."
51- Eş-Şehîd: "Her zaman her yerde hazır ve nazır olan."
52- El-Hakk: "Varlığı hiç değişmeden duran. Var olan, hakkı ortaya çıkaran."
53- El-Vekîl: "Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran."
54- El-Kaviyy: "Kudreti en üstün ve hiç azalmaz."
55- El-Metîn: "Kuvvet ve kudret kaynağı, pek güçlü."
56- El-Veliyy: "İnananların dostu, onları sevip yardım eden."
57- El-Hamîd: "Her türlü hamd ve senaya layık olan."
58- El-Muhsî: "Yarattığı ve yaratacağı bütün varlıkların sayısını bilen."
59- El-Mübdi: "Maddesiz, örneksiz yaratan."
60- El-Muîd: ''Yarattıklarını yok edip, sonra tekrar diriltecek olan."
61- El-Muhyî: "İhya eden, dirilten, can veren."
62- El-Mümît: "Her canlıya ölümü tattıran."
63- El-Hayy: "Ezeli ve ebedi hayat sahibi."
64- El-Kayyûm: 'Varlıkları diri tutan, zatı ile kaim olan."
65- El-Vâcid: "Kendisinden hiçbir şey gizli kalmayan, istediğini, istediği vakit bulan."
66- El-Macîd: "Kadri ve şanı büyük, keremi, ihsanı bol olan."
67- El-Vâhid: "Zat, sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayan, tek olan."
68- Es-Samed: "Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, herkesin muhtaç olduğu."
69- El-Kâdir: "Dilediğini dilediği gibi yaratmaya muktedir olan."
70- El-Muktedir: "Dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi kolayca yaratan kudret sahibi."
71- El-Mukaddim: "Dilediğini, öne alan, yükselten."
72- El-Muahhir: "Dilediğini sona alan, erteleyen, alçaltan."
73- El-Evvel: "Ezeli olan, varlığının başlangıcı olmayan."
74- El-Âhir: "Ebedi olan, varlığının sonu olmayan."
75- Ez-Zâhir: "Varlığı açık, aşikar olan, kesin delillerle bilinen. "
76- El-Bâtın: "Akılların idrak edemeyeceği, yüceliği gizli olan. "
77- El-Vâlî: "Bütün kainatı idare eden."
78- El-Müteâlî: "Son derece yüce olan."
79- El-Berr: "İyilik ve ihsanı bol, iyilik ve ihsan kaynağı."
80- Et-Tevvâb: "Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayan."
81- El-Müntekim: "Zalimlerin cezasını veren, intikam alan."
82- El-Afüvv: "Affı çok olan, günahları affetmeyi seven."
83- Er-Raûf: "Çok merhametli, pek şefkatli."
84- Mâlik-ül Mülk: "Mülkün, her varlığın sahibi."
85- Zül-Celâli vel ikrâm: "Celal, azamet ve pek büyük ikram sahibi."
86- El-Muksit: "Her işi birbirine uygun yapan."
87- El-Câmi: "Mahşerde her mahlükatı bir araya toplayan."
88- El-Ganiyy: "Her türlü zenginlik sahibi, ihtiyacı olmayan."
89- El-Mugnî: "Müstağni kılan. ihtiyaç gideren, zengin eden."
90- El-Mâni: "Dilemediği şeye mani olan, engelleyen."
91- Ed-Dârr: "Elem, zarar verenleri yaratan."
92- En-Nâfi: "Fayda veren şeyleri yaratan."
93- En-Nûr: "Alemleri nurlandıran, dilediğine nur veren."
94- El-Hâdî: "Hidayet veren."
95- El-Bedî: "Eşi ve benzeri olmayan güzellik sahibi, eşsiz yaratan."
96- El-Bâkî: ''Varlığının sonu olmayan, ebedi olan."
97- El-Vâris: "Her şeyin asıl sahibi olan."
98- Er-Reşîd: "İrşada muhtaç olmayan, doğru yolu gösteren. "
99- Es-Sabûr: "Ceza vermede acele etmeyen."
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.