Sen affetsen, Allah affetmez!
Kendisini iğfal eden adamın dışarıda elini kolunu sallayarak dolaştığını gören hanım, soluğu cezayı veren hakimin karşısında alıyor.
- Hakim bey, hakim bey o adam dışarıda dolaşıyor.
- Ne yapayım kızım. Devlet affetti.
- Hakim bey devlet ne hakla affetti. O adam beni mi, devleti mi iğfal etti?
Konu bu kadar basit işte. Affetmek elbette büyüklüktür. Büyükler affedici olurlar. Devlet, kendisine karşı işlenmiş suçları belki affedebilir. Bana karşı işlenmiş suçlarda affedici olmak devletin işi değildir.
Siyasetçiler bir oy daha alabilmek için öyle desteksiz atıyorlar ki, insan “Bu kadar da olmaz” diyor.
Kılıçdaroğlu iktidara gelmeleri halinde kredi kartı borçlarının en az yüzde 80’ini sileceklerini söylüyor. Bir oy için kocaman siyasetçilerin düştükleri duruma bakar mısınız? Ne hakla yapacaksın bunu? Bir kere, alacaklı olan bankalar. Bankaların alacaklarını nasıl sileceksin? Diyelim ki bir yolunu buldun ve sildin. Borcunu tıkır-tıkır ödeyen insanların günahı neydi. Bankalara borç takmayan dürüst vatandaşlara da bir kıyak yapacak mısın? Yoksa “O enayiler de zamanında ödemeselerdi” mi diyeceksin?
Bu hal sadece Kılıçdaroğlu’na ait değildir. Diğer liderler de benzeri yaklaşımlar gösteriyor zaman-zaman. Dürüst vatandaşa dürüstlükten nefret ettiriyorlar. Vatandaş isyan ediyor. “Bu memlekette dürüst olmayacaksın arkadaş. Bu memleket üçkağıtçıların cenneti” diyorlar. Haksız da sayılmazlar hani. Üçkâğıtçıların korunup kollandığı kadar dürüst vatandaşlar da kollansa, bu memleketin sırtı yere gelmez. “Kartzede” olanlara “Kartzâde” muamelesi yaparsanız bu işin önünü alamazsınız. Herkes, akıllı davranmak zorunda. Gelirine göre harcama yapmasını bilmeyenlerin sıkıntı çekmesi de normaldir. “Hacivat zamparalık yapacak, ceremesini Karagöz çekecek.” Yok böyle bir şey.
“Yağma Hasan’ın böreği” gibi, oy uğruna herkes bir şeyler vermeyi vaat ediyor. Açık artırmaya çıktı mübarek. “Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır” diyemiyorlar ama, desteksiz sallamaya da devam ediyorlar. İnanan olur mu, göreceğiz.
Düşünmek gerek. Ülkeyi idare eden insanlar bu kadar desteksiz atamadıklarına göre ya iktidara gelmeyi istemiyorlar (!), ya da ülkenin şartları neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlar. “Muhalefet ne vermeyi vaat ediyorsa, beş fazlasını biz vereceğiz” diyemezler mi? İmkân olsa en fazla vermeyi onlar isterdi.
“Hesapsız giden kasap…”
Gerisini siz tamamlayın.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.