Uğur Özteke

Uğur Özteke

“Sen bi de gazeteci olacaksın!”

“Sen bi de gazeteci olacaksın!”

Dün 42 Konya TV’de gazeteci dostumuz Ahmet Turan’ın hazırlayıp sunduğu programa Seyit Küçükbezirci abimiz ile birlikte konuk olduk. Dilimiz döndükçe diyebildiğimiz kadarı ile kendimizce bir şeyler söylemeye çalıştık. Tam olarak ağzımıza gelenleri söyleyemesek de mırıldandık.

İşte bir gün önce tanımadığımız bir telefon ile gelen istihbarat bir de yaşadığımız bir olay ile günümüzdeki yerel gazeteci özetlemek istiyoruz.

……

Geçen gün Mersin’den gelip Ankara’ya gidecek olan bir dostumuz ayaküstü de olsa bizimle görüşmek istediğini söyledi. Konya’yı da bilmediği için dostumuza, “Sen bir yere söyle ben oraya geleyim” deyince “Abi sizin Kule’nin oto parkında buluşalım” dedi.

Saat 14 suları filan güneş adamın beynini deliyor. Açık oto park alanına girdik. Bir araçlık boş bir alan gördük. Ama yanda park etmiş olarak duran siyahi 131, iki araçlık yere yan durmuş. Tekerlekler iki ayrı sarı çizginin yanında. Söylene söylene ileri geri yaparak aracın yanına burnumuzu sokabildik. Aslında üç araçlık boş bir alan var ama 131, dik değil yatay park etmiş. Neyse camı kapattık kontağı kapattık tam dönüp gideceğiz, 131’in sol ön kapısının açık ve yanında da bizden üç beş yaş büyük, olduğunu tahmin ettiğimiz sakallı birisi duruyor.

Döndük “Abi yaaa. İki araçlık yere park etmişsin. Bak ileri geri manevra yapa yapa girdik öyle durmasan da, bir kişi daha girse olmaz mı?”…

Amcam sert çıktı “Park ettin ya”..

Şaşırdım. Tekrar yüzüne baktım. Temiz yüzlü benden de büyük ve de temiz sakallı bir abim, ama demek ki ters (!)

Bizim serde de dağlılık var ya geri adım atmak olmaz artık “Abi sen ne diyorsun yaaa. Şu sıcağın altında sana diyorum ki bak buraları çizmişler. Bu çizgilerin içine park et demişler. Biz girdik ama senin gözünün önünde git gel yapa yapa girdik. Sıcağın altında insanlara zorluk çıkarmaktan zevk mi alıyorsun?”…

Ve “işi uzatmak bize yakışmaz” deyip arkamızı döndük gidiyorduk ki gelen sesle irkildim: “Sen bir de gazeteci olacaksın”….

Ahaaaa.

Döndük. “Evet sözüm ona bir de gazeteci olacağım. İnsanca insani bir şey söyledik özür dilerim. Sana şu dakikadan sonra tek kelime söylemiyorum. Allah ikimizi de ıslah etsin”…

Dedik ve yolumuza devam ettik.

DAHA BİLİNÇLİ BİNA YIKILAMAZ MI?

Perşembe günü Nalçacı yönünde direksiyondayız. Tanımadığımız bir numara arıyor. Elimiz boş oldukça tanıyalım tanımayalım mutlaka “alo” deriz. Yine “alo” dedik. Telefondaki ses “ Siz gazeteci misiniz?” …

Aha… “Acaba yine kime ne yaptık ki?” diyeceğiz ki konuşma devam ediyor, “Uğur Özteke değil mi?”

-“Evet benim buyurun”…

“Uğur Abi, Anıt’ın orada Konya Lisesi’nin yanındaki eski Milli Eğitim binasını yıkıyorlar. Hem de on beş gündür. Ama ilkel yöntemlerle. Bu çağda elle. Enkazlar 5. kattan küçük portiflerle iteleniyor. Her taraf toz duman. Size fotoğraflar atsam yayınlar mısınız?

……………

Sözüm ona gazeteci (!) olduğumuz için bir yandan fırça yemediğimiz için, bir yandan da bir derde ümit olabilmek adına mutlu oluyoruz.

İşte bu beyefendinin attığı fotoğraflardan sadece bir kare.

foto-1-061.jpg

Yetkililere duyurulur.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ya birlikte kardeş gibi yaşamayı öğreneceğiz ya da aptallar gibi hep birlikte yok olacağız.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Beşyol kavşağında kırmızı ışıkta geçmediğimiz zaman ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR