TARİH, YÜZYIL ÖNCE BU GÜNDÜ! 23 NİSAN’DI!
Anadolu yangın yeriydi, işgal altındaydı, bahtımız kara diyenlerin, yüzümüz ne zaman gülecek diyenlerin, ne zaman ve nasıl kurtulacağız diyenlerin bir anda umudu olmuştu Ankara.
Ankara, istiklal ümidini taşıyanların, istiklale kavuşma hayali içinde olanların, istiklal mücadelesine gönül verenlerin bir araya geldiği, buluştuğu, tek yürek, tek yumruk olduğu şehirdi.
O umutları yeşerten, filizlendiren, boy attıran, cesaretlendiren, coşturan, heyecanlandıran tarihin adı oldu 23 Nisan 1920.
Tarih, Yüzyıl önce bu gündü!
Onlara yorgun savaşçı diyorlardı.
Lakin, onlar dirilişin savaşçıları oldular!
Ayyıldız Fedaileri oldular.
Mustafa Kemal’in süvarileri oldular!
O kadar çok cephede savaşmışlardı ki,
Onlar kadar savaş tecrübesi olan kimse yoktu!
Mustafa Kemal’le birlikte savaşmak için, tüfeğini, tabancasını kapan Ankara’ya koştu geldi.
Meclisin açılışında hazır bulundu birçoğu.
Dünya basını isyancılar dedi,
Hayalperestler dedi,
Bunların yaptığı çılgınlık dedi.
O çılgın denilenlerin, artık bir Meclisi vardı!
Tarih, yüzyıl önce bu gündü.
23 Nisan 1920 idi!
Hürriyet meşalesini tutuşturdukları Ankara’ları vardı.
O Ankara’da Meclisleri de vardı, devletleri de…
TBMM YÜZ YAŞINDA, BİR ASRA ERİŞTİ ÇOK ŞÜKÜR!
23 Nisan 1920, işgal altındaki Anadolu coğrafyasında, Türk Milletinin dirilişinin ve direnişinin sembolü olan Ankara’da, vatan topraklarını işgalden kurtarmak için, toplandığı, karar verdiği, bir araya geldiği, kendi Meclislerini açıp, karar almaya başladıkları o kutlu günün tarihidir.
23 Nisan Türk Milletinin yarınlarının, geleceğinin de tarihidir.
Mustafa Kemal’in Türk Milletinin geleceği olan Türk çocuklarına bu günü bayram olarak armağan etmesinin altındaki gerçek ve ileri görüşlülükte budur.
23 Nisan 1920 bugün yüz yaşında.
TBMM yüz yaşında…
Bir asra erişti çok şükür!
Daha nice yüzyıllar görür inşallah.
Bizlerin mutluluğu ve bahtiyarlığı ise, bugünleri görmek ve bu günlere yetişmiş olmak.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tam bir asırdır, Anadolu coğrafyasında kurulmuş üçüncü Türk devletinin gururunu taşıyor.
O meclis Gazi Meclistir.
O meclis ölümü göze alarak, Anadolu vilayetlerinden Ankara’ya ulaşan, Meclisi teşkil eden, her biri işgali sonlandırmaya azmetmiş, kavli karar eylemiş, yemin etmiş insanların yani ilk Vekillerin buluştuğu, Mustafa Kemal’in önderliğinde bir araya geldiği Meclistir.
Yunan Ordusunun Polatlı’ya geldiği, Yunan askerlinin “Ankara’ya! Ankara’ya! Ankara’ya” diye çığlıklar attığı o günlerde dahi Ankara’yı ölümüne savunma adına, Meclisi terk etmemişlerdi.
Büyük Millet Meclisi'nin Kayseri'ye taşınması teklifi karşısında söz alan Erzurum Mebusu (Milletvekili) rahmetli Mustafa Durak, şöyle demişti.
"Efendiler! Biz bu davaya başladığımız gün, elimizde ne böyle bir ordu vardı, ne bu kadar silah. Bu gün eskiye nispetle çok kuvvetliyiz. Bu sebeple Bakanlar Kurulunun önerisini reddediyorum. Halk gidebilir. Ailelerimiz gidebilir. Memurlar gidebilir. Herkes gidebilir. Ama biz, elimizde silah, burada öleceğiz. Hiçbirimiz şehitlerimizden daha büyük değiliz.”
Dersim Mebusu rahmetli Diyab Ağa’da ''Biz buraya Ankara'dan kaçmak için gelmedik. Savaşmaya, dövüşerek ölmeye geldik'' demişti.
Çünkü o Gazi Meclis böyle bir ruhla bir araya gelen insanların tutuşturduğu bir hürriyet meşalesiydi.
23 NİSAN NE İHMALE, NE UNUTULMAYA GELMEZ!
23 Nisan öyle önemli bir kilometre taşıydı ki, bugün yüz yıldır o taşın üstünde, hür, bağımsız yeni bir Türk devletinin gölgesi altında şanla ve şerefle bir aradayız!
Türk Milletinin en önemli vasfı, devlet kurma özelliğidir.
Devlet olmadan,
Milletin var olamayacağını binlerce yıldan beri bilen,
Yaşadığı sayısız olaydan, atlattığı onca badireden ders çıkararak,
Kendine her daim kutlu yollar çizen bir millettir Türk Milleti.
Bunun için, “Devlet-i ebed müddet” denmiştir.
Bunun için “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” denmiştir.
Devleti olmayan milletlerin,
Tarih sahnesinde ayakta durmasının imkansız olduğunu,
Binlerce yıl öncesinde görebilmiş,
Ender milletlerden birisidir Türk Milleti.
23 Nisan tarihi onun için oldukça önemli bir tarihtir.
Ne ihmale, ne de unutulmaya gelmez!
Çünkü, Gazi Meclisin, Gazi Milletvekillerinin ruhu ve eli o Meclisin üzerindedir!
23 NİSAN NEDEN ÇOCUK BAYRAMIDIR BİLİR MİSİNİZ?
23 Nisan tarihinin bir başka önemi de, dünya üzerinde çocuklara armağan edilmiş ilk bayram olmasıdır. Çocuklara bir bayram günü armağan etmek, Mustafa Kemal dışında hiçbir lidere ve devlet adamına nasip olmamıştır.
Gelin o yıllara bir dönelim;
İşgaller sona ermiş, vatan toprakları işgalcilerden temizlenmiş, zafer kazanılmıştı.
Ancak bu zafer sonrasında, binlerce çocuk öksüz ve yetim kalmıştı.
Kiminin anası yoktu…
Kiminin babası…
Kiminin her ikisi de…
Bazılarının sığınacağı yakın bir akrabası dahi kalmamıştı!
23 Nisan’ın neden çocuk bayramı olduğunu, bilmeyenler, anlamak istemeyenler, yüzyıl öncesinin o garip, mahzun çocuklarının hüzün dolu gözlerini, gözyaşlarını keşke görebilseler, keşke o hazin günleri araştırıp üzerinde bir düşünebilselerdi!
23 Nisan’ın bayram olması, Türk çocuklarına;
Yetimliklerini unutturdu! Öksüzlüklerini unutturdu, kimsesizliklerini unutturdu!
Onlara gel diye, koş diye açılan kocaman kolların, kocaman sevgi dolu yüreklerin var olduğunu hissettirdi. O çocukları, o masumları sevgiyle, şefkatle sarıp-sarmalayan, bağrına basan, kol kanat-geren, sahip çıkan bir devletin var olduğunu hissettirdi.
Böyle sıcak, böyle içten duyguların gözyaşlarıyla karışık bir duygu sağanağıydı bu bayram!
Onun için 23 Nisan’dı, onun için çocuk bayramıydı.
Onun için, “Bugün 23 Nisan / Neşe doluyor insan” diye başladı çocuk şiirleri ve şarkıları.
O anlatılmaz, o tarif edilmez coşkular, heyecanlar, bayram hazırlıkları heyecan içerisinde aylar öncesinde başlar, tatlı bir telaş sarardı minicik yüreklerini.
Bayramınız kutlu olsun çocuklar!
Sağlıkla, mutlukla nice güzel bayramlar görün ve yaşayın inşallah!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.