Tarihin en büyük sosyal konut projesi için başvuru sürecinin henüz başında olmamıza rağmen başvuranların sayısı her geçen gün bir önceki günün sayısını ikiye katlıyor.

Dün itibariyle 1 milyonun üzerinde başvuru alınmış sosyal konutlar için.

TOKİ konutları için gösterilen yakın ilgi, bu alanda yapılan yatırım ve hizmetlerin ne kadar mühim ve elzem olduğu gerçeğini bir kere daha gözler önüne sermiş durumda.

Bir taraftan devlet, milleti için güzel bir işe imza atmaya çalışıyor. Yola çıkıyor, altyapısını hazırlıyor, inşasını gerçekleştiriyor, en küçük ayrıntısına varıncaya kadar titizlikle işini yürütüyor. İşi önce yüklenicilerden kendisi teslim alıyor, sonra da ihtiyaç sahiplerine anahtarlarını belirlenen kurallar çerçevesinde teslim ediyor.

Buraya kadar her şey normal ve olması gerektiği gibi…

Ancak!

İçimizde gözünü para hırsı bürümüş, kendi kişisel menfaatleri için fakirin fukaranın hakkını işgal etme konusunda hiçbir engel tanımayan, bu uğurda ne gerekiyorsa yapabilen insanlarımız da yok değil…

Bu şahıslar TOKİ’nin dar gelirlileri hedef olarak ürettiği sosyal konutları bir şekilde kendilerine mülk edinip, daha konutlar teslim edilmeden ticaretine tevessül edebiliyorlar.

Bunu yaparken de sosyal medya platformlarından kendilerini reklam ediyor ve hiç ar etmiyorlar.

250 bin konut projesinin öncesinde de çeşitli şehirlerde sosyal konut projeleri yapıldı. Konya özelinden hareket edecek olursak, Ardıçlı Mahallesi’nde birinci etapta yapımı tamamlanan binin üzerindeki konutun anahtarları hak sahiplerine teslim edildi.

Devamında 2-3-4-5 ve 6. etaba kadar devam eden projelerde de ciddi bir mesafe alındı. Şimdilerde peyderpey projelerin sonuna doğru gidiliyor.

Başını sokacak bir evi olsun diye TOKİ’ye başvurup, bu hakkı elde eden ve evinin teslim edileceği, evine geçip oturacağı, her ne kadar borç yükü altında olsa da burası benim evim diyebileceği günün hayalini kuranlara asla sözüm yok.

Sözüm, bu vatandaşların hakkını gasp eden, TOKİ tüccarlarına…

Baktığınızda kendi üzerine kayıtlı bir dairesi, malı, mülkü olmayan ama ticari bir kafayla olaya bakanlar, zamanında peşinat olarak üç beş kuruş vererek hak sahibi oldukları ama henüz teslim dahi almadıkları evleri bugün 15-20 misli fiyatlarla satışa sunabiliyor.

Bu da insanların kafasında ‘Be hey mübarek, madem ihtiyacın yoktu ne diye gittin de bu konutlardan aldın. Garibanın hakkına girmedin mi sen şimdi?’ sorularını getiriyor.

Bu konudan mustarip olanlar da var. Adam daha anahtarını teslim almadığı evi satılığa çıkarıyor. Öteki de önünü ardını düşünmeden o evi belli bir bedel ödeyerek satın aldığını varsayıyor. Parayı veriyor, sonra evin teslim edilmesini bekliyor. Ev teslim olacak, evi teslim alan adam da hakkını sattığı şahsa devredecek…

Dünden bugüne piyasaların hızla değiştiği günümüzde dün 20 lira olan bugün 200 liraya çıkınca, haliyle ev hakkını başkasına devreden de kurtlanıyor. Vazgeçtiğini söyleyebiliyor. Sonra ortalık toz duman…

Doğmamış çocuğa kefen biçmenin bariz bir örneğidir bu…

Kimileri de kasti olarak bu işe tevessül edebiliyor. TOKİ’den evi çıkan hakkını bir başkasına güya devredebiliyor.

Öyle bir dünya yok.

TOKİ, kooperatif usulü çalışmıyor ki hisseni başkasına devredebilesin ya da başkasının hissesini devralabilesin.

Satan suçlu da alanda hiç mi akıl yok. Karşılığında herhangi bir güvence olmadan onca parayı bir başkasına verebiliyorsun.

TOKİ şartnamesinde açık açık beyan ediyor. Bir kere evi teslim almadan hiçbir şekilde bir başkasına devredemezsin.

İkincisi, sosyal konut değilse bile ya en az bir yıl ödeyeceksin, ya da peşin ödeyip borcunu bitirecek ve tapunu aldıktan sonra zaten senin olan malını istediğin gibi değerlendireceksin.

Üçüncüsü ve en önemlisi sosyal konut olarak geçen projelerde hiçbir şekilde satışa müsaade edilmiyor. Bunu da böylece bileceksin. TOKİ’nin tüccarlığını yapmayacaksın, almayacaksın, satmayacaksın.

Biz uyaralım. Yeni TOKİ projesi ile birlikte denetim daha sıkı bir hale geliyor. TOKİ üzerinden ticaret yapacakların tepesine çökülecek. Haberiniz ola!