Trakya diğer kıta yani Avrupa. Trakya 3 ili ve de İstanbul’un bir bölümüyle Türkiye’mizin  şirin bir bölgesi

Trakya Balkan göçmeni,  çalışkan, yılmayan, eğlenceyi seven romanı ile karışık mutlu yaşayan bir toplum.

Trakya yaşantısı, köylerinin güzelliği, taş evleri, şivesi, bürüncük gömleği ile balkanların doğal insanı.

Benim yaşamımda çocukluğumun en güzel yıllarının 8 yılı Trakya’da, İstanbul ,Çerkezköy, Babaeski , Gelibolu’da geçti. İlkokul 1.sınıf Babaeski, ilkokul 2 ve 3 Gelibolu daha sonrada göç ettiğimiz Kars’ta geçti.

40 yıl önce de Trakya modern ve güzeldi,  hâlâ doğası ve konumu ile çok güzel.

Bu yazda Trakya’daydım. Çok bildiğim yerleri, siyasileri, bürokrasileri, iş adamlarını, meslek odalarını, sivil toplum kuruluşlarını gezdim, bölge hakkından bilgi aldım.

Trakya’nın meşhur sözü her şeye ama her şeye “boşver beyaaa” olduğunu tekrar gördüm.

Asla istemiyorlar, asla sitem etmiyorlar, asla küsmüyorlar,  her zaman olanla yetiniyorlar.

Türkiye’nin her ilini her bölgesini gezen, gören ve gözlem yapan biri olarak bu güzelim bölgemiz,  yatırımdan çok nasibini almayan bir bölgemiz olmuş.

Unutulmaya yüz tutmuş bu bölgenin belki siyasi tercihleri yanlış olmuş, belki de seçtiklerinden bir şey istememişler.

Gördüğüm şu ki, yurdumuzun çok yerinde bitmiş duble yollar, bir çok bölgedeki doğalgaz, bir çok yerdeki arıtma tesisleri, yine bir çok yerdeki şehirleşme, kentsel dönüşüm, TOKİ yatırımları bu bölgeye ya hiç uğramamış ya da çok geç uğramış.

Vekilleri, belediye başkanları çantada keklik olmuş. O yüzden sıkıntıları çözecekleri değil, benimsedikleri partiye oy vermişler.  Seçilenlerde ya yetersiz ya da hizmet edecek, hükümete aktaracak güce sahip değiller. Çünkü hep muhalefeti seçmişler.

Her yer değişti sizde artık mevcut hükümet nere ise oraya oy verin, belediye başkanlarınızı, vekillerinizi sizi temsil edecekleri sizin sesiniz-kulağınız, hizmetkarınız olsun dediğimde.

Biz siyasi görüşümüzden ölsek de vazgeçmeyiz diyorlar. Neden dediğimde,  diğerleri bazı değerlerimize o kadar sahip çıkamaz diye korkuyoruz.  Cumhuriyet’i kaybetme korkusundalar.

Baktığımda buradaki teşkilatlarda çok zayıf. İnsanlara inememişler. İnsanlara doğruyu kanaviçe işler gibi sabırla anlatamamışlar. Hükümetin son 13 yıldaki yaptıklarını 2023 hedeflerini, 2053-2071 geleceğini aktaramamışlar.

 Birçok köyde, köy kahvesinde sohbetlerde dilim döndüğünce tek bayrak altında bir olmamız gerektiğini anlattım. Ülkemiz üzerindeki oyunları anlattım. Cumhuriyetin temel çatımız olduğunu anlattım.

Cumhurbaşkanının 15 Temmuz gecesi canlı yayında halka seslenişinin önemini anlattım. Liderin bir sözü ile insanların sokağa döküldüğünü vatan için, bayrak için, millet için ölümü göze alan yiğit şehitlerimizi, yiğit gazilerimizi anlattım.

Cumhurbaşkanımız gibi bir lidere vatandaşın güvenini, inancını, sahiplenmesini anlattım.

O geceki konuşma olmasaydı belki çok kötü günlerde olacağımızı, bu yaşadığımız bayram sevincini göremeyeceğimizi, bir çok ailenin fertlerinin pisi pisine ölmüş ve ülkenin parçalanmış bölünmüş olabilecekti.  Allah korudu onu anlattım.

Büyüklerimizin, hükümetimizin, Atatürk’ün muasır medeniyetler üstü sözünü en iyi yerine getiren bir dönemi yaşamakta olduğunu, ülkenin, bir toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, fikir, sanat çalışmalarıyla ilgili niteliklerinin en üst düzeye çıkmasında son 10 yılda gözle görünen, yaşantımıza yansıyan çok şeyler olduğunu anlattım.

 Hizmet için doğru siyasetçileri, Atadan kalma değil de, Atamızın istediği gibi çalışkan, hizmet eden siyasetçileri seçmemiz gerektiğini anlattım.

Adına yarışır Trakya olması gerektiğini, artık biz Avrupa’yı değil Avrupa’nın bizi örnek aldığı Türkiye’de hizmet için sandık başında doğru karar vermelerini anlattım.

Tabiki en önemlisi de 79 milyonun,  tek-bayrak-tek-millet-tek-vatan-tek-devlet olmasının olmazsa olmazını anlattım…