Ülkemizde TÜİK gibi bir efsane varken, sırtımız yere gelmez artık.  TÜİK Efsanesinin açıklamalarından sonra sevgili basınımız, ardı ardına müjdeleri patlattı.

Mesela, 17 milyondan fazla emekli heyecan içerisinde bekliyordu.

Ve nihayetinde, oranlar belli oldu.

Veriler açıklandı, endeks yıllık şu kadar oldu dendi, aylık yüzde bir buçuğu bulmayan artış olduğu söylendi.

Yüzde ikiye bile varmayan enflasyon farkının maaşlara yansıtılacağı açıklandı.

Basınımız zaten daha önceden tahminlerini yapmış yazmışlar, ekranlar ipuçlarını vermişlerdi.

Geçtiğimiz hafta TÜİK,

Sevildiğinizi bilin,

Ya Haziran enflasyonu eksi filan çıksaydı dercesine öyle rakamlar açıkladı ki…

Herkes sevincinden şapkasını göğe attı!

Yüzlerdeki karamsarlık bulutları dağıldı.

Zamlar havai fişek misali gecenin karanlığını aydınlattı.

Sevincimizden uyuyamadık, sevindirik olduk.

TÜİK bizi anladı ve anlamaya devam ediyor dedi dostlarımız gözü dolu dolu!

TÜİK’E NOBEL YAKIŞIR!

TÜİK, sadece bizde değil dünyada da haklı takdir görüyor. Özellikle hesaplama yöntemleri karşısında, hay maşşallah diyen ülkelerin var olduğu söyleniyor.

Dünyanın ünlü ekonomi yazarları TÜİK’in bu hesaplamalarını köşelerine taşımışlar!

TÜİK Efsanesi, Pandemi sonrası sarsılan dünyamızın ekonomisine neden cankurtaran simidi olmasın demişler!

Matematik Öğretmeni kardeşlerimiz gibi, onlarda TÜİK,  NOBEL’e aday gösterilmeli ve Matematik dalında NOBEL almalı demişler.

Bu anlatılanlar ve yazılanlar karşısında bizlerde diyoruz ki…

TÜİK Matematik dalında NOBEL’e koşuyor.

Bizce de koşmalı!

Bu saatten sonra TÜİK’e NOBEL yakışır!

Hatta gönlümüzden geçen şu ki, bizi kurtardığı gibi, Avrupa’yı da, Amerika’yı da kurtarsın!

TÜİK’İN HESAPLAMA ESTRÜMANLARI HERKESİN DİLİNDE!

TÜİK Modeli, son birkaç yıldır, ekonomistlerin radarında. TÜİK hiç kimseyi mağdur etmeden, en sağlıklı, en kesin, en gerçekçi rakamları bulma konusunda oldukça hassastır diyorlar.

TÜİK, ince ayarlı araştırmaları,

Çarşı-pazar ekonomisindeki keşifleri,

Nerede ne ucuz, ne kadar ucuz araştırmaları,

Kimsenin erişip de, bulamayacağı fiyatları erişip bulması,

Bu hesaplamaları yaparken kullandığı estrümanların özelliği,

Taraflı tarafsız herkesin dilinde!

Temmuz ayı açıklamalarıyla, ülkemizdeki maaş ve ücretlere yön veren,

Enflasyon farkları doğuran,

Her kesime hitap eden TÜİK,

Bu hesaplamaları nasıl yaptığını, bir meslek sırrı olarak saklıyor.

O kadar da olsun değil mi?

ENFLASYON SEPETİNİ BİZ TAŞIYALIM TÜİK!

Sen, ben, siz, biz, hepimiz ister istemez soruyoruz ve diyoruz ki; Sevgili TÜİK, madem keşfe çıkıyorsun, madem bu kadar ucuz hesaplayacak ürünler buluyorsun,

Giderken bizi de götür, sana yol arkadaşı olalım,

Enflasyon sepetini biz taşıyalım,  sana zahmet olmasın, o güzellikte bizden olsun!

TÜİK, bizi unutmadı, hatırladı, giderken haber verdi diyelim!

Diyelim lakin, bunları söylemekten dilimizde tüy bitti.

TÜİK, tek başına takılmayı, kimselere haber vermeden gitmeyi seviyor.

Bunu bir alışkanlık biçimi olarak geliştirmiş.

İşte onun içindir ki;

TÜİK iyi hoş amma, arkadaşlığı biraz zayıf!

Ya çok dalgın, ya kulağı az duyuyor.

Giderken bizi unutma, bizi de götür şu ucuz olan yerlere diye davul çaldık duymadı,

Megafonla seslendik yine duymadı,

Anladık ki, Filarmoni Orkestrası ile seslensek de duyacağı yok,

Çünkü duymaya niyeti yok!

Her güzelin bir kusuru olurmuş derler ya…

TÜİK denen güzelin kusuru da, unutkanlık ve duymama üzerine… 

Ne yapalım, o kadar kusur, Kadı kızında da olur demiş atalarımız!

TÜİK, BU RAKAMLARI BULMAK İÇİN NEREYE GİDİYOR?

Nereye gittiği konusunu bilen yok. Ancak biz ona güveniyoruz. Diyecek ki, ben bu fiyatları filan yerlerden aldım, gelin sizi götüreyim. Her şeyin bir vakti, bir sırası var der diye bekliyoruz.

Yine de kafamız karışmıyor değil! Kim bu kadar ucuza verebiliyor o ürünleri? Çarşı-Pazar meydanda, marketler gözümüzün önünde, müstahsil, bu topraklarda yaşıyor.

TÜİK’in gidebileceği düşünülen her yere gidildi, bakıldı. Onun bulduğu rakamları veren öyle bir yer yokmuş gibi duruyor.

Ne zaman gitti, ne zaman geldi bilen yok!

Kimden ne aldı kaça aldı, nereden aldı?

O konuda bildiğiniz gibi değil TÜİK!

Çok sırlı!

Pek bir ketum!

Açıkladığı rakamlar, çarşıda, yok, pazarda yok, markette zaten yok!

Nerede o zaman?

İşlerimiz, dön dolaş, ben bilmem, TÜİK bilir noktasına geliyor.

O bilince de, böyle biliyor, yol bilmeze, iz bilmeze, dil bilmeze dönüyoruz hep beraber!

Yine küsuratlı rakamlar açıkladığı için biraz kırgınız tabi…Şu Pandemi döneminde, enflasyon farkını İki de, üç de, beş de, on de TÜİK, kıyamet mi kopar arkadaş?

“DİLİN TATLI OLSA DA, BİZİM DİLE BENZEMEZ!”

TÜİK’in enflasyon sepeti ile insanımızın market sepeti, çarşı-pazar sepeti örtüşebilseydi, sepetler birbirini görebilseydi hakikat ortaya çıkardı.

Vatandaşın sepeti ballı-kaymaklı değil. Etli-sütlü, kanatlı değil. Zeytinli-peynirli-tereyağlı değil, Fındıklı- Antep fıstıklı- Kajulu değil! Fasulye- Nohut- Mercimek- Barbunya sepette yer almıyor değil, alamıyor!

Sepetine bu sayılanları hangi parayla alıp da koysun insanlar? Temmuz artışlarıyla falan mı?

TÜİK, efsane açıklamalar yapabilir. Maaş ve ücretlerdeki artışın bir seferde marketlerde eriyip gideceğini görsün diye, bilsin diye, duysun diye az beklemedik!

İki sepetin birbirini görmesi onun için çok önemliydi! 

TÜİK; vatandaş sepetinde yer alan ürünler arasında, sadece ikinci el ürünler olduğunu bilmiyor mu sanki! Yine de örnek olması babından sayalım.

Tamamı İkinci el olmak üzere; domates var,  biber var, patlıcan var,  bazen salatalık. Taze fasulye, kabak alınamıyor. Bunların birinci elleri el yakıyor çünkü.

Ne mi diyelim sevgili TÜİK?

“Dilin tatlı olsa da, bizim dile benzemez! / Sepetin gizli-saklı, halimiz ne bilemez!  / Bizi biraz anlamak, bu kadar zor mu sahi?/ Senin hesap-kitabın, derdimizi çözemez!”