Millet olarak yeni bir acıyı yaşıyoruz. Soma’daki facianın ardından sürekli ölüm haberleri geliyor. Ölü sayısı artıyor. Daha da artmasından endişe ediyoruz.

Bugün millet olarak yasta olmamız münasebeti ile izninizle yazımızın girişini yerel değil genel bir girişle yapmak istiyoruz.

Bu faciada hayatlarını kaybedenlere Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır dileriz.

Yaralı kardeşlerimize acil şifa dileklerimizi iletiriz. Bu arada kurtarılmaya bekleyen insanlarımız için de duacıyız.

Kaza ve kadere inanan insan olarak böyle bir facianın ardından olayı siyasi yöne çekerek, küçük hesaplar içerisinde rant peşinde koşanları da şiddetle kınıyoruz.  

Böylesine yeni ve sıcak bir facianın iktidarı, muhalefeti olmaz, olamaz…

Zaten bu yöndeki görüşlerimizi dün öğle saatlerinde çok değerli bir iş adamımız ve devletin en yüksek seviyelerindeki iki başarılı bürokratımızla paylaştık.

Ama o anda onlara hayal mayal hatırladığım bir olayı hatırlatarak, “Gazeteye gider gitmez google’de bunu araştıracağım. Bizim millet ve devlet olarak her facia sonrası gözyaşı ve ağıtlara fırsat vermememiz gerekir” demiştim.

İşte ikindi saatlerine doğru gazeteye geldim. Google “Almanya’da maden faciası” yazdım ve karşıma şu notlar döküldü:

“Dünyada 132 ülke arasında toplam kömür üretim değeri itibarıyla 28‘inci sırada yer alan Türkiye maden çeşitliliği açısından ise 10‘uncu sırada bulunuyor.

Almanya’nın ise en önemli doğal kaynağı kömürdür. Almanya dünyanın en büyük kömür üreticisidir. Almanya’da 2.5 milyar ton taş kömürü ve 40.5 milyar ton linyit rezervi bulunuyor.

Almanya'da “maden” gibi hassas bir konu tamamı ile devlet kontrolünde.

Türkiye madenleri 2004 yılından itibaren taşeronlara açılmış. Ve ölümler 3 kata kadar artmış.

Almanya madenlerinde 2013 Ekim ayına kadar 40 yıllık süre zarfında hiç ölüm meydana gelmemiş.

Almanya’da son yasa değişikliyle birlikte 2018 yılına kadar tüm maden ocaklarının kapatılması isteniyor.

Bu kararın alınmasındaki neden 2013 yılında meydana gelen kazadaki 3 maden işçisinin ölümü.”

….

Amentüye inanan bizler bazı teknik gerçekleri, istatistikleri, teknolojiyi Cenab-ı Allah’ın bize vermiş olduğu akıl fikir ve firasetle daha fazla düşünmeliyiz…

…

Kur’an-ı Kerim’de hadis-i şeriflerde hayrın ve şerrin Allah’tan olduğu açıkça bildiriliyor. Şimdiye kadar gelen istisnasız bütün İslam âlimleri, (Hayır da şer de Allah’tan) demişler.

Peygamber efendimiz, Kur'an-ı Kerimdeki imanla ilgili âyetleri açıklayıp buyuruyor ki: Allahü Teâlâ, “Bana inanıp da kadere, hayır ve şerrin benim takdirimle olduğuna inanmayan, benden başka Rab arasın” buyurdu.

Bir kişi, kaderin, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmadıkça, mümin sayılmaz.

…

O zaman Allah rızası için Cenab-ı Allah’ın hükümlerine inanırken acılardan ders çıkartıp kendimize bir çeki düzen verelim. Hırslarımıza gem vuralım. İsraftan kaçınalım.

Ve dua edelim “Cenab-ı Allah’ım beterinden korusun”

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bizi uyarmazsanız, sizde hayır yoktur. Uyarılarınızı dinlemezsek biz de hayır yoktur.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Acılarda ve sevinçlerde bir olabildiğimiz zaman ADAM oluruz.